Enes bin Mâlik, "Resûlullahın Bi'r-i Maûna'da şehid edilen ashaba yanıp üzüldüğü kadar hiçbir kimseye, hiçbir şeye yanıp üzüldüğünü görmedim."(Tabakât, 2:54) der. Duyduğu derin üzüntü, Peygamber Efendimizi, bu canilikte bulunanlara bedduâ etmeye kadar götürdü. Haber aldığı gecenin sabah namazında bi..
İhlâs ile olan bir itikâf, amellerin pek şereflisi sayılmaktadır. Bu sayede kalbler bir müddet olsun, dünya işlerinden uzak kalır ve Hakka yönelir, birer Beytullah olan mescidlerden birine şu şekilde devam eden bir mü'min çok kuvvetli bir kaleye sığınmış, kerim olan mabudunun feyiz ve yardım kapısın..
Ramazan orucu müslüman, akıllı ve ergenlik çağına gelmiş kimselere farzdır. Oruçlarda niyet önemlidir. Niyet kalp ile olur. Geceleyin imsakten önce veya imsak vaktinde ertesi gün oruç tutacağını kalbinden geçiren bir müslüman o günün orucuna niyet etmiş olur. Oruç tutmak düşüncesi ile sahur yemeğine..
Şöyle bir kıssa anlatılır: Bektâşî, Mevlevî’ye sormuş: - Sizin hırkanızın yenleri neden bu kadar geniş olur?Mevlevî: - Başkasında gördüğümüz kusurları gizlemek için,diye cevap vermiş ve: - Ya sizin hırkalarınızın yenleri niye bu kadar dar olur? diye sormuş. Bektaşi de: - Biz kimsede kusur görmey..
Yüce dinimiz hayata çok değer vermiş; İslam uleması da dini, nesli, malı, aklı korumakla beraber zikretmiştir. Dinimizin günah olarak bildirdiği hususlarda nefsin (canın) korunması esası çoklukla görülmektedir. Kur’an’da da haksız yere bir cana kıyan kimsenin tüm insanları öldürmüş, bir canı kurtara..
Hadisi Tirmizî rivayet etmiştir. Âhir zamanda öyle kimseler türeyecekler ki, bunlar dinlerini dünyalığa âlet edeceklerdir. İnsanlara karşı koyun postuna bürünmüş gibi yumuşak ve güzel huylu görünürler. Dilleri şekerden bile tatlıdır, ama kalpleri kurt kalbi gibidir...
"Yine onlar, Rablerinin rızasını isteyerek sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak (Allah yolunda) harcayan ve kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. İşte onlar var ya, dünya yurdunun (güzel) sonu sadece onlarındır." (Râd Suresi 22. ayet)..
Bir kimsenin kurban kesmekle yükümlü sayılması için bulunması gereken şartlara kurbanın vücûb şartları denilir. Kurban kesmenin sünnet olduğunu söyleyenlere göre ise bunlar sünnet oluşun şartlarıdır...
Kesilen kurbanın etini kurban sahibinin kendisi, ailesi ve bakmakla yükümlü olduğu kimseler yiyebilir. Ayrıca kurban sahibi bu eti, yoksullara yedirebilir veya dağıtabilir. Eş, dost ve arkadaşlarına verebilir ya da hazırladığı bir ziyafete onları davet edebilir...
Kur’an-ı Kerim’de iman ehlinin özelliklerinden bahsedilirken, “Onlar, Allah’ı ayakta iken, oturarak ve yanlarına yaslanmış olarak zikreden kimselerdir.” (Âl-i İmrân, 3/191) ve “Ticaret ve alışveriş onları Allah’ı anmaktan alıkoymaz.” (Nûr 24/37) buyrulmaktadır...
Şehit, Allah’ın isimlerinden, Esmâu’l-Hüsnâ’dan biridir. Gören, şahit olan, hakkıyla müşahede eden demektir. Şehit aynı zamanda Allah yolunda canını feda eden, hakikat uğruna kendini veren kimsedir. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Allah yolunda öldürülenlere ‘ölü’ demeyin. Hayır, onlar yaşıyor. Ama si..
...Onun içerisinde tertemiz olmayı seven kimseler vardır. Allah da çokça temizlenenleri sever. Tevbe 108..
Hicret çok geniş manalı bir kelimedir. Haramlardan helallere koşmak, günahı bırakıp sevaba sarılmak da bir hicrettir. Peygamberimiz (s.a.s) buyuruyor ki: “Ameller niyetlere göredir. Bir kimsenin ameli, içinde taşıdığı niyete göre değer kazanır. Kimin ki hicreti Allah’a ve Resûlü’nedir, onun hicreti..
Hz. Ömer der ki: “Müslüman olup da dövülmeyen, dövmeyen bir kimse görmedim. Ancak, benim payıma bunlardan hiçbir şeyin düşmediğini gördüm. Kendi kendime: ‘Müslümanlar musibete uğrarlarken, ben musibete uğramamak istemem!’ dedim. Müslüman olduğum gece, kendi kendime düşündüm ki: Mekke halkından, ..
Bil ki, şu dünyaya dalan, onun süsüne aldanan ve şehvetlerine aşırı derecede muhabbet eden kimsenin kalbi, hiç şüphesiz ölümü zikretmekten gafil kalır. Hatırlatıldığı zaman da hoşlanmayıp ondan tiksinir. Onlar, Allah'ın (c.c) haklarında şöyle buyurduğu kimselerdir:..
Peygamber Efendimiz (as.), ´Kurtuluş yolu nedir?´ diye soran bir kimseye, Eliyle dilini işaret ederek, buyurdular ki: ´Dilini muhafaza et.´..