Mücahidler, Mekke’yi fethettikleri günün gecesinde, sabaha kadar tekbir, tehlil getirmekten, Kabe’yi tavaftan geri durmadılar...
Ebu Musa el-Eş’ârî’nin bildirdiğine göre; Peygamberimiz aleyhisselamın Taif seferinden dönüşünde, Mekke ile Medine arasında, Ci’râne mevkiine gelip indiği ve yanında Bilal-i Habeşî’nin bulunduğu sırada gelen bir bedevî Arap, Peygamberimiz aleyhisselama:..
Mekke’de Rasûlullah’tan (a.s) sonra Kur’ân-ı Kerîm’i yüksek sesle ilk okuyan kişi Abdullah b. Mes’ud idi: Bir gün, Rasûlullah’ın (a.s) ashabı toplanıp: “Kureyşîler şu Kur’ân’ın yüksek sesle okunduğunu hiç dinlemediler. Kur’ân’ı onlara yüksek sesle okuyup dinletecek kim var?” dediler. ..
Peygamberimizin ashabından bazıları, namaz kılacakları zaman Mekke vadilerine gider, namaz kıldıklarını kavim ve kabilelerinden gizli tutmak isterlerdi.(1) ..
Peygamberimiz (a.s) Mekke’nin fethi günü Kabe’yi tavaf ederken, Fadâle el-Leysî öldürmek maksadıyla Efendimize yaklaşınca, Efendimiz (a.s) ona doğru vardı ve:..
Peygamberimiz (a.s) Taif’ten Mekke’ye dönerken, Nahle’de(1)geceleyin kalıp namaz kıldığı sırada, Nasibîn(2) cinlerinden yedisi oradan geçiyorlardı. Durdular, Peygamberimizin (a.s) okuduğu Kur’ân’ı dinlediler.(3)..
Peygamberimiz aleyhisselam, Mekke’nin fethi günü amcası Ebu Talib’in kızı Ümmü Hani’nin evine gitti. Orada, Hz. Fâtıma’nın getirdiği örtü ile siperlenerek yıkandı.(1) ..
Muharrem ayı, hicrî takvimin ilk ayıdır. 7 Aralık Salı 2010 tarihi ise Muharrem’in birinci gününe tekabül etmektedir. Yani Efendiler Efendisi’nin (s.a.s), Mekke’den Medine’ye hicretinin 1432. yıldönümü…..
Hz. Ebu Bekir; Müslümanların müşrik kavim ve kabileleri arasında türlü işkencelere uğratıldıklarını ve Mekke’de işkenceler altında yaşamanın günden güne güçleştiğini, ağırlaştığını gördüğü zaman, hicret etmek üzere Peygamberimizden (s.a.s) izin istemiş ve kendisine izin verilince de, Habeş ülkesine ..
Ashabdan Habbab b. Eret, Cahiliye devrinde, Mekke’de demirci idi. Kılıç yapardı. Yaptığı ve sattığı kılıçlardan, Âs b. Vâil’in üzerinde toplanmış bir hayli dirhem alacağı vardı...
Yüce Allah, Hz. İbrahim'e (a.s.), zevcesi Hâcer ve oğlu İsmail'i Mekke'ye götürmesini emredince, ikisini getirip bir yere bıraktı ve bu yer daha sonra Mekke beldesi oldu...
Mekke’nin fethi günü Resûlullâh anahtarı aldı. Kime isterse verebilirdi. Sonra bana iade etti. Verirken de: “Ey Ebû Talhaoğulları, emaneti -sürekli, olarak sizde olmak üzere- işte alınız! Bu emaneti, bu hakkı, sizden kimse alamaz, meğerki zalim ola!” buyurdu...