Allah’ı tanıyan kişiye en zor gelen şey, insanlarla konuşmak, onlarla birlikte bulunmaktır. İşte bunun içindir ki, bin arif arasından ancak birisi, insanlar içinde konuşabilir. Ne var ki bu bir kişi de, peygamberlerin sahip oldukları güç ve kuvvete muhtaçtır. Nasıl muhtaç olmasın ki? O, her sınıf in..
Mustafa, bir gün, dostlarından birinin cenazesiyle ve dostlarla mezarlığa gitti. Onun mezarına toprak doldurdu, tohumunu yeraltında diriltti. Bu ağaçlar, toprak altındaki insanlara benzerler. Ellerini topraktan çıkarıp; halka doğru yüz türlü işaretlerde bulunurlar, duyana söz söylerler. Yeşil dill..
Yüce Kitabımız, namazı hafife alanlara ve onu kasıtlı olarak kılmayanlara şu âyetlerle sesleniyor: 38. Herkes kazandığına karşılık ir rehindir. 39. Ancak ahiret mutluluğuna eren kimseler başka. 40, 41, 42. Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onl..
Kur'an, kıyametin kopmasından sonra Sûr'a ikinci defa üfürülme ile bütün canlı yaratıkların hesap için tekrar diriltileceklerini ifade eder. O kadar ki, öldükten sonra dirilmenin anlatılmadığı çok az sûre bulunabilir. Pek çok surede bu konuyu açıklayan örnekler getirilerek, akıllara gelebilecek tere..
İmam Şâf’i’i Hazretleri, aslen ümmî (okuma-yazma bilmeyen), fakat gönlü ilm-i ledünnî ile dolu Şeybân-ı Râ’i gibi bir zatın önünde, anasının dizi dibinde oturan bir çocuk gibi mütevazi bir tavır içinde bulunur ve teveccüh için beklerdi. Hatta İmam-ı Hanbeli Hazretleri: “Ey İmam! Şeybân-ı Râ’i gibi..
Abdullah Dağıstani (k.s), Çanakkale savaşında ağır yaralanır. Zatalisi üzerindeki müşâhedeleri şöyledir. “Halvetten çıktıktan sonra annemi sadece bir veya iki hafta gördüm. Beni asker olarak Çanakkale’de “Seferberlik” denilen savaşa götürdüler. Düşmanlar tarafından yoğun bir taarruz başlatılmıştı, ..
Evladım! Dünya ve ahret saadeti ancak Allah’ı zikirdedir. Allah’ın zikrini yapanlar dünya ve ahret selamet ve saadetine ererler. Şeriatla tarikatla amel edenler muvaffak olurlar. Yolumuz, şeyhimiz, mürşitlerimiz, pirlerimiz büyük zatlardır. Kuvvetli bir yoldur. Büyük bir caddedir. Çalışan ma..
Günlük hayatımızda ve bilhassa namazın içinde, dualarımız arasında, topluca ve tek başına yapılabilecek bu vazifenin mahiyeti, kimlere getirilebileceği, hükmü ve önemi: "Salât" kelimesi lügatte; dua, namaz, rahmet mânâlarına geldiği gibi kendisinden türetilen bazı fiillerinde bereket mânâsı da vard..
22. "Hak kapalı değil açıktır. Perdeli olan sensin. Sen kendine bakmayıp başka şeye bakıyorsun. Sen perdeli olduğun için Hakk'ı göremiyorsun. Ayıplarını bul, perdeyi kaldır." 23. "Ey derviş sakın ha! Hak'tan başkasından bir şey bekleme. Veren O'dur. O halde veren varken başkasından isteme." Bir şe..
Osmanlı padişahı Yıldırım Beyazıt Han’ın bir meseleden dolayı mahkemeye gelip şahitlik yapması gerekmişti. Ancak Bursa kadısı Molla Fenârî, hiç çekinmeksizin padişahın şahitliğini reddetmiş, mahkemede şahitlik yapma liyakatinde olmadığını iddia etmiş, gerekçe olarak da padişahın cemaatle namaz kı..
Bedir muhârebesi mücâhitlerinden Ka’b bin Mâlik (r.a) Tebük harbinde İslâm ordusundan geri kalmış, daha sonra da harbe iştirak etmemişti...
Âdem Aleyhisselâm cennetten, Hindistan toprağında bulunan Serendib Dağı’nin üzerine indirildi. Bundan dolayı bu vadinin ağaçlarının kokusu güzeldir. Bu, Âdem Aleyhisselâm ile beraber cennet kokusu bulunduğu içindi. Hazreti Havva da Cidde’ye düştü. İkisinin arasında, yediyüz fersah vardı. Tavus, Hi..
Osmanlı’nın özünü ve temellerini besleyen manevî unsurların en başında “ilâ-yı kelimetullâh aşkı ve peygamber sevgisi” gelmiştir. Peygamberimize ve mukaddes beldelere hürmet, muhabbet, hizmet ve sadakat, soylu ceddimizin her daim şiarı olmuştur. Padişahlar, devlet işlerinin aksamaması için şeyhülis..
Ümmü Haram binti Milhan (r.anhâ), halk arasında "Hala Sultan" adıyla meşhur, şecaat sâhibi kahraman bir İslâm kadınıdır. O, bi'setten önce Medine'de doğdu. Hazrec kabilesinin Benî Neccar koluna mensuptur. Babası; Milhan bin Hâlid, annesi Müleyke binti Mâlik'tir. Asıl adı bilinememektedir. Ümmü Ha..
Kâdirî tarikatı Hâlisiyye piri eş-Şeyh Abdurrahman Hâlis (k.s); güzel ahlak sahibi, duası makbul, hatırnâz bir meşayıhtı. Şeyh Hâlis’e özel bir kurye ile mektuplar göndererek, tarikatının yayılması için halifelerinden birisinin Sivas’a görevlendirilip gönderilmesini istemişler ve isteklerini defala..
Said b. Mensur’un bildirdiğine göre, Halid b. Velid şöyle demiştir: “Hz. Peygamber (s.a.s) umre yaptığı sırada başını tıraş etti. İnsanlar onun saçını almak için birbirine yarışmaya başladılar. Ben herkesten önce onun perçeminden kesilen saçı aldım ve şu takkemin içine koydum. Bu takke benimle olduğ..