Muridan
Arşın Gölgesinde Gölgelenecek Yedi Sınıf İnsan

Arşın Gölgesinde Gölgelenecek Yedi Sınıf İnsan

Kıyamet günü… Arşın gölgesi dışında hiçbir sığınak yok. Herkes kendi nefsiyle meşgul, herkes kendi hesabının telaşında.

Hadis-i Şerif:

“Yedi sınıf insan vardır ki, Allah Teâlâ onları, kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı o günde arşının gölgesinde gölgelendirir:
Adaletli devlet başkanı,
Rabbine ibadetle büyüyen genç,
Kalbi mescitlere bağlı olan kimse,
Birbirini Allah için sevip bu sevgiyle bir araya gelen ve bu sevgiyle ayrılan iki kişi,
Güzel ve mevki sahibi bir kadın kendisini davet ettiğinde ‘Ben Allah’tan korkarım’ diyerek reddeden kimse,
Sağ elinin verdiğini sol elinin bilmeyeceği kadar gizlice sadaka veren kimse,
Ve tenha bir yerde Allah’ı anıp gözyaşlarına hâkim olamayan kimse.”
(Buhârî, Zekât 16; Müslim, Zekât 91; İmam Nevevî, Şerhu Sahîhi Müslim)


Kıyamet günü… Arşın gölgesi dışında hiçbir sığınak yok. Herkes kendi nefsiyle meşgul, herkes kendi hesabının telaşında. İşte o büyük günde, yedi sınıf insan Rahmân’ın himayesinde olacak. Bu ne büyük bir müjde, ne büyük bir rahmet kapısıdır!

İmam Nevevî rahmetullahi aleyh, bu hadis-i şerifi şerh ederken buyurur ki:
“Bu yedi sınıf, sadece sayı olarak yedi değildir. Zira bu yedi vasıf, kıyamet gününde Allah’ın rahmetine mazhar olacak diğer birçok sıfatın da örneğidir. Buradaki yedi, kemali ve çeşitliliği ifade eder.”

Nevevî Hazretleri’nin bu açıklaması bize şunu öğretir: Allah katında makbul olanlar, yalnızca bir amelle değil; samimiyet, ihlas ve istikamet üzere bir ömür sürdürmüş kimselerdir. Her bir sınıf, bir kalp hâlini temsil eder.


1. Adaletli devlet başkanı

Adalet, Allah’ın yeryüzündeki ismidir. Hükmeden kişi, elinde kudret olduğu hâlde zulmetmezse, işte o kişi ilâhî adaletin aynasıdır. Tasavvufta da “nefsine hükmeden” kimse sanki bir sultan gibidir. Kendi iç âleminde adalet tesis eden de bu müjdeye dâhildir.

2. Rabbine ibadetle büyüyen genç

Gençlik, nefsin en taşkın olduğu zamandır. O çağda Allah’a yönelmek, deniz ortasında inci bulmak gibidir. Böyle bir genç, hem kendi nefsini korur hem ümmetin umududur. İmam Nevevî der ki:
“Gençlikte ibadet, yaşlılıktakinden daha faziletlidir; zira nefis henüz hevâsına doymazken onu gemlemek zordur.”

3. Kalbi mescitlere bağlı olan kimse

Bu, sadece namazı değil, kalbin Allah’a bağlılığını anlatır. Bir mü’minin kalbi, nereye giderse gitsin mescit gibi olur; orada Allah anılır, gönül secde eder. Mescide muhabbet, Allah’ın evine duyulan sevgidir.

4. Allah için birbirini seven iki kişi

Bu sevgi, menfaatten arınmış bir dostluktur. Tasavvufta buna “ukhuvvet” denir — kardeşlik bağı. Mevlânâ der ki: “Aşıkların dostluğu, menfaatin karanlığında değil, nurun aydınlığında kurulur.”

5. Güzel ve mevki sahibi bir kadının davetine “Ben Allah’tan korkarım” diyerek icabet etmeyen kimse

Bu, nefsin en şiddetli imtihanıdır. Zira burada gizli bir yalnızlık vardır; insanı ancak takva korur. Bu hâl, Yusuf Aleyhisselâm’ın sabrını hatırlatır. İmam Nevevî bu kişiyi “ihlasın zirvesinde duran insan” diye tanımlar.

6. Sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli sadaka veren kimse

Bu, riya ve gösterişten uzak, tamamen Allah rızası için yapılan ihsandır. Sadakanın gizlisi, kalbi temizler, niyeti arıtır. Tasavvuf ehli der ki: “Sadaka, malın zekâtı değil; kalbin de arınmasıdır.”

7. Tenhada Allah’ı anıp gözyaşlarını tutamayan kimse

Bu, kalbin inceliğinin, muhabbetin ve marifetin en yüksek hâlidir. Gözyaşı, sevginin dili olur; o anda kul Rabbine en yakın olduğu hâle erişir. İmam Nevevî, “Bu gözyaşı, korkudan çok muhabbetin gözyaşıdır” buyurur.


Kardeşlerim… Bu yedi sınıf, aslında yedi hâl gibidir. Kim adaletiyle, kim sabrıyla, kim gözyaşıyla, kim de sevgisiyle bu ilâhî gölgelikte yer bulur. Öyleyse her birimiz kendi payımıza düşeni arayalım.
Belki bir gece secdede dökülen bir damla yaş, bizi o gölgeye dâhil eder.

Rabbim, bizi o gün arşının gölgesine mazhar olan kullarından eylesin.

Top