Yûnus Emre’nin tarihî kişiliği menkıbeler içinde kaybolup gitmiştir. Kaynaklar ondan bahsederken daima rivayetleri aktarmaktadır. Bu sebeple, Yûnus’un kimliğini araştırırken menkıbelerden hareket etmek, bu rivayetlerdeki küllenen gerçekleri ortaya çıkarmak gerekir...
Vefakâr, sâdık ve mahbub, muhterem veled-i manevîm, İhsan Efendi oğlum, es-Selâmü aleyküm ve rahmetullah ve berekatullah. Gözyaşlarıyla yazmış olduğunuz mektup her zamanki gibi bizi mütehassis eyledi (çok duygulandırdı.) Mâlum, Balkanlar birçok fitneye gebe, devletimizin ve halkımızın ahvâli de p..
Yarınımız geleceği olan yeni yetişen nesle, dinimizi anlatmak ve dini değerlerle onları mücehhez kılmak, dindar bir nesil yetiştirmek zorundayız...
Rabbini zikredenle zikretmeyen, ölü ile dirinin benzeri gibidir. Bir millet kendini bozmadıkça, Allah onların durumunu değiştirmez...
Resûlullah (s.a.v.)buyurdu ki: (Bu Cumdân dağıdır. Müferridân ileriye geçtiler.) Sahabîler dediler ki: (Müferridun kimlerdir Ya Resûlallah?) O da: (Allah’ı (c.c.), çok zikreden erkekler ile kadınlardır) buyurdu. Müslim, IV, 2062..
Dünya, her gün bir yerde açılan pazara benzer. O, bir çarşıdır; satış yapılır, yakında da kapanır. Ona gönül kaptırma; kalp gözlerini ondan çevir. Halkı varlık sahibi görme; asıl hak sahibini görmeye gayret sarf et. Kalbin daima temiz kalmalı. ..
• Biz, dönüp yine efendimize, yaratanımıza gidenlerdeniz; hem de tertemiz bir özle! Çünkü biz, O’na isyan edenlerden değil, emirlerine boyun eğenlerdeniz! • Efendimiz ne diye bizi satın almaya kalkışır? Zaten biz, kendimizi O’na satmışız! • Acıkan kişi fazla yerse, mide fesadına uğrar! Fakat biz, ..
Aslen Yemenli olup Mekke’ye yerleşmişlerdir. Hz. Yâsir, Sümeyye adlı bir kadınla evlenmiş ve bu evlilikten Ammar (r.a) doğmuştu. Yâsir ailesi, yani baba Yâsir, anne Sümeyye ve oğul Ammar üçlüsü, Mekke’de müslümanların sayısının henüz 150’ye ulaşmadığı erken bir dönemde İslâm’a girmişlerdir...
Evliyanın büyüklerinden, Ariflerin ileri gelenlerinden olan Hacı Ömer Hüdai Baba Hz.leri, 1821 yılında Harput´un mürü köyünde dünyaya gelmiştir. Gençlik yıllarında gönüllü olarak asker ocağına kaydoldu ve kır serdarlarına reis oldu...
De ki: Allah'ı seviyorsanız bana uyun da Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı yarlıgasın. Allah yarlıgayıcıdır ve rahimdir. Âli İmran, 31..
Psikologlar: “İnsan, sevme yeteneğini sevilerek kazanır. Sevmeden önce sevilmeyi öğrenir” derler. Buradan yola çıkarak diyebiliriz ki, çocukluğunda sevgi görmemiş insanlar, başkalarını da kolay kolay sevemezler. Kişiliklerinde büyük bir boşluk oluşur...
Hâlisiye kolu; eş-Şeyh Ziyâuddin Abdurrahman Hâlis Kerkükî (k.s) Hz.leri tarafından kurulmuş ve “Hâlis” ismine izâfeten “Hâlisiye” olarak tanınmıştır. Şeyh Abdurrahman Hz.leri; kelime-i tevhîd ve lafza-i celâl zikirlerinin yapılışında bazı yeni usuller koymuş ve bu ictihâdıyla “Pir” unvanını almıştı..
Enes (ra) rivayet ediyor. Resulullah (asm) şöyle buyurdular: Biriniz Rabbiyle konuşmak istiyorsa Kur'an okusun. Camiüssağir-360..
Enes b. Mâlik (r.a)'tan rivayet edilmiştir: “Resulullah (s.a.v.), Uhud dağına bakıp: “Doğrusu Uhud, bizi seven bir dağdır. Biz de onu severiz” buyurdu...
"Lâ ilahe illallah" yüce, değerli, paha biçilmez bir sözdür ki ona yapışan selâmete kavuşmuş ve azaptan korunmuş olur. Bir hadis-i şerifte, "İnsanlar 'lâ ilahe illallah' diyene kadar onlarla savaşmakla emrolundum. Bunu dedikleri zaman kanlarını benden korumuş olurlar" buyurulmuştur...
Kâbe-i Muazzama'nın güneyinde, yüksekçe bir yerde, Hz. Erkam'ın evi bulunuyordu. Kabe'ye güney tarafından gelmek isteyen bu evin önünden geçmek durumunda idi. Ev yüksekte olduğundan Kabe rahat olarak görünürdü. Ayrıca Hz. Erkam, Mekke'nin ileri gelenlerinden, itibarı çok olan bir zât idi ki, herkes ..