Fahreddin Paşa, Hicaz Kuvve-i Seferiyyesi Kumandanı olarak, 28 Mayıs 1916 da Medine’ye gönderilen kahraman , inançlı, şerefli ve dirayetli bir Osmanlı paşası idi. Görevi, Müslümanların en kutsal yerleri olan Mekke ve Medine’yi savunmaktı. ..
Ey oğul! Sen hiçbir şey üzerinde değilsin. Senin müslümanlığın da sıhhatli değil. İslam, üzerine bina kurulan temelin ta kendisidir. Senin şehadet getirmen de tam olmamış, eksik. Zira dilinle Lâ ilâhe illallah: “Allah’tan başka ilâh yoktur” diyorsun, fakat kalbinle bunu yalanlıyorsun. ..
Kaderi bahane etmek, tembellerin dayanağıdır. Tembeller, “Ne yapalım, kader böyle imiş,” derler ve daha çok güzel ameller işlemekten kendi kendilerini yoksun bırakırlar. Biz Allah dostları, tembeller gibi hareket etmeyiz. Bilakis orta, vasat yolu tutar, çalışır çabalar ve güzel ameller işleriz. Biz,..
Musa Aleyhisselam şiddetli hüzün, keder ve darlığa düşünce, daha önce gizli kalmış olan sarsılmaz iman ve inancı ortaya çıktı. Gece karanlığının ve karısının çekmekte olduğu acının basmasıyla, Allah ona alâmetlerini belli etti, gösterdi...
Yüce Allah şöyle buyurur: “Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri Bizim nezdimizde bulunmasın. Biz onları belli bir miktar dışında indirmeyiz,” (Hicr, 15:21). ..
İlim, amel içindir. Yoksa sırf ezberlemek ve insanlara anlatmak için değildir. Önce öğren ve öğrendiğinle amel et. Sonra da başkasına öğret. Önce öğrenir, sonra da öğretirsen, sendeki ilim konuşur. Sen sussan ve konuşmasan bile, ilim, amel diliyle konuşur. Yani ilminle işlediğin amel, i..
Cennet ve cehennemi yaratmamış olsa bile, İzzet ve Celâl sahibi Allah, korkulmaya ve ümit beslenmeye lâyıktır. Sırf zatını ve rızasını taleb ederek O’na itaat ediniz. ..
Kim Allah’ı seven birisini görürse, o, kalbi ile Allah’ı gören ve özü ile de O’nun huzurunda olan kişiyi görmüş demektir. Peygamber Efendimiz, şöyle buyururlar:..
Allah’ı tanıyan kişiye en zor gelen şey, insanlarla konuşmak, onlarla birlikte bulunmaktır. İşte bunun içindir ki, bin arif arasından ancak birisi, insanlar içinde konuşabilir. Ne var ki bu bir kişi de, peygamberlerin sahip oldukları güç ve kuvvete muhtaçtır. Nasıl muhtaç olmasın ki? ..
Kimin ki, Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’e bağlılığı gerçekten sabit olursa, Allah Resulü ona bir zırh giydirir, başına bir miğfer çeker, kendi kılıcını kuşatır. Kendi edep ve terbiyesinden, kendi şemailinden, kendi ahlâkından ona bir şeyler tahsis eder. Kendi elbiselerinden bazılarını ona bi..
O, Cemâl ayinesine tecelli etti. Tek tek ve her aynada Habibinin (Sevgilisinin) yüzü göründü. Sübhan’ın Cemâli her aynada tecelli edince, Hakk’ın kabiliyetler nisbetindeki bu kelimelerinde esma görünür oldu. Yani, O’nun Cemâli her aynada görünür olunca esma ile isimlendirildi ki, bunlar Güneşin ufuk..
Rüyetullah (Allah’ı görmek), ilâhi sıfatları görmektir. Bu görüş iki çeşittir: Biri, öbür dünyada vasıtasız olarak Cemâl sıfatının tecellisini görmek, diğeri de bu dünyada kalp aynası aracılığı ile ilâhi sıfatların tecellisine ermek. ..
Tasavvuf ehli, kutsal mânâ hallerine, tıfl (çocuk) adını taktılar. Bu nedenle, o tıfl-ı mânâ (mânâ çocuğu), tıfl-ı mâni (mânâlar çocuğu) veya veled-i kalb (kalp çocuğu) olarak da bilinir...
Zikir, kalpte Allah Teâlâ’ya yakın olma yolları bakımından fikir ile karışabilir. Zikir, unutulanı açığa çıkarmak ve şükrü hatırlatmaktır. Fikir ise, herhangi bir şeyi beyinde tasavvur etmek ve bilgiyi ortaya koymaktır...
Zeyd b. Sabit’in bir ara gözlerini uyku bürümüş, kendisi uyuyakalmıştı! Kendisinin kalkanı, oku, yayı ve kılıcı yanında olduğu halde; hendekte çalışmakta olan Müslümanlar onu hendeğin kenarında uyur bir halde bırakarak hendeği dolaşmaya gitmişlerdi...