Vahhabî-Suudî isyanı, Osmanlı Devleti’ne karşı yapılmıştır. Kutsal topraklarda yapılan bu başkaldırı, hem devlet otoritesine hem de Müslümanların halifesine karşı idi...
Tebe i Tâbiîn neslinden Abdullah ibn Mübarek hazretleri anlatıyor: Hacca gidiyordum. Irak Suriye topraklarından geçerken yalnız bir kadına rastladım. Selâm verdim; selâmımı Söz olarak Rahîm bir Rabden selâm sözüdür onların duyacağı (Yâ Sîn: 58) âyetiyle aldı. ..
Bil ki, ölüm korkutucu, tehlikesi ise çok büyüktür. İnsanların ondan gafil olmalarının sebebi onu az düşünüp az zikretmeleridir. Onu ananlar da kalplerini her şeyden arındırarak temiz bir kalple değil, dünya şehvetleri ile meşgul bir kalple andıklarından, bu onların kalplerinde bir tesir meydana get..
Vahhabîler’in ana muhalifi Osmanlı hükümetiydi. Çünkü onlar bu hükümetin yetkisine meydan okumuş ve onu bir tarafa itmişlerdi...
Tarih boyunca Hz. Peygamber’in doğum yıldönümüyle ilgili kutlamalar hemen bütün İslam ülkelerinde dinî ve sosyal hayatın önemli bir unsuru haline gelmiş, yöneticiler katında da yerine göre siyasî meşrûiyetin, yerine göre dinî kimlik ve hassasiyetin bir göstergesi olarak son derece renkli ve gösteriş..
İnsan, kendisi gibi âcizden bir şey isteyemez. Yalnız cahil olduğu için ister. İmanı zayıf olduğu için bu yolu tutar. Marifeti yoktur, yakîn derecesine varmış imanı yoktur...
Sana tavsiye: İhsan edildiğin hiçbir hayrı kimseye söyleme! İsterse bu dostun olsun... Sonra hikmeti icabı sende yapacağı ve tecrübe için vereceği bazı belalardan dolayı Allah’ı ithama kalkışma! Bil ki sana düşen vazife, bela olursa sabır göstermektir, hayra da şükretmektir. ..
Allah Rasûlu (s.a.s), sabah namazının sünnetinde bu iki sûreyi okurdu...
Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “En faziletli gününüz Cuma’dır. O günde bana bol bol salavât-ı şerîfe okuyun. Çünkü sizin okuyacağınız salavât-ı şerîfeler o gün bana arz edilir.”..
Allah-ü Teala (c.c.) hazretlerine, O’nun yüce Resulün (s.a.v.)’e ve onun şanlı ümmetine râm olmuş; ümmet içinden ümmet için seçilmiş, bu uğurda çile çekmiş, büyük hizmetler etmiş, Allah dostları, insân-ı kâmiller yetiştirmiş büyük veli. ..
Tasavvuf yolu, insanın derûnunda pek çok manevi haller meydana gelmesine sebeb olan bir yoldur. Bu manevi hallerden biri de vecddir. İlim amele, amelde kişiyi manevi zevk ve irfana taşır. Bir elma ağacı yere dikilir, bu amelle sulanır, neticesi olarak meyve verir. İşte insan o meyveyi yerken ald..
Ey Hak ve Hakikat yolcusu! Allah’a itaat ve takva üzere bulunman, şeriatın zahirine dikkat etmen, göğsünü selâmette tutman; gönül açıklığı içinde cömertliğe ve mütebessim bir çehreye sahip olman, karşılıksız vermen, eza ve cefayı terketmen, eziyet ve fakirliğe katlanman sana vasiyetimdi..
Pir Abdulkadir Geylani Hazretleri, Oğlu Abdurrezzâk'a şöyle vasiyet eyledi: Ey oğlum! Allahü tealâ bize ve sana ve bütün müslümanlara tevfîk, başarı ve muvaffakiyet ihsân eylesin! Sana Allah'tan korkmanı ve O'na tâat üzere olmanı, dînimizin emir ve yasaklarına riâyet etmeni ve hudûdunu gözetm..
Ey oğul! Sen hiçbir şey üzerinde değilsin. Senin müslümanlığın da sıhhatli değil. İslam, üzerine bina kurulan temelin ta kendisidir. Senin şehadet getirmen de tam olmamış, eksik. Zira dilinle Lâ ilâhe illallah: “Allah’tan başka ilâh yoktur” diyorsun, fakat kalbinle bunu yalanlıyorsun. ..
İlim, amel içindir. Yoksa sırf ezberlemek ve insanlara anlatmak için değildir. Önce öğren ve öğrendiğinle amel et. Sonra da başkasına öğret. Önce öğrenir, sonra da öğretirsen, sendeki ilim konuşur. Sen sussan ve konuşmasan bile, ilim, amel diliyle konuşur. Yani ilminle işlediğin amel, i..