Üzülme!.. İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme! Rahman: (c.c), “Ben kırık kalplerdeyim” buyurmadı mı?" O halde ne diye üzülürsün ey can! Gündüz gibi ışıyıp durmak istiyorsan; önce gece gibi kapkaranlık nefsini yak !.. “Derdim var” diyorsun; Dert insanı Hakk'a götüren Burak’tır. Sen bunu bilmi..
Esip muhabbet yeli Vecde getirsin dili Söylesin can bülbülü Hardan olsun gülümüz Muhabbet rüzgârı esince gönül vecde gelir. Can bülbülü söyleyince de dikenlerden güller açar. Sevgi, insan için, insanlık için sanıldığından daha önemli bir değerdir ve önemli bir manevi güç kaynağıdır...
Derviş; sözlükte fakir, muhtaç ve dilenci/sâil anlamına gelir. Çoğulu dervişân veya derâviş şeklindedir. Tasavvuf terimi olarak derviş şu gibi anlamlara gelir: 1. Fakir ve muhtaç. Baştan beri sûfiler ve ermişler fakir ve muhtaç sıfatıyla nitelendirilmişler, onlar da bunu iftiharla kabullenmişlerdi..
İnsan, rûh ve bedenden oluşan bir varlıktır. Rûhu ile yukarı âleme, bedeniyle aşağı âleme bağlıdır. Rûh İlâhî, beden ise maddîdir. Beden topraktan gelir, yine toprağa gider. “Sizi ondan (topraktan) yarattık, oraya döndüreceğiz ve bir kez daha sizi ondan çıkaracağız.” (Taha, 20/55) İnsan, hayvanlard..
1. Bidâyette tasavvuf sûfî bî-can olmağa derler Nihâyette gönül tahtında sultân olmağa derler Tasavvuf mesleğine intisâb etmek isteyen sûfî, bu dergâha girerken, maddî varlığından sıyrılmalı ve kendinde bir varlık görmemelidir. Bu tarzda başlayana manevî yolculuğun (seyr u sülûk) nihâyetine ..
Ümmet-i Muhammed İçin canını feda edeceksin. Onlara dalma tavsiyede bulunacaksın. Kelime-i tevhidin yolundan asla ayrılmayıp, bu nurlu yolumuzu devam ettireceksin. Bunun yanında şu beş şeyden de şiddetli sakınmanı arzu ederim: ..
“Tüm canlılar ölümü tadacaktır. Kainatta takdir edilen zaman dolduktan sonra da kıyamet kopacaktır. İnsan bu idrak ettiği dünyada fiili olarak yaşar. Belirli bir süre dünyada misafir olarak kalır. Yaradılışın gayesine göre davranır veya davranmaz, o, insana verilen iradenin sonucudur. Yaratıcısının ..
Evliyanın büyüklerindendir... Tasavvufta en yüksek dereceler sahibi olan Ebül Ferec Yusuf Et Tarsusî (k.s) Hz.leri’nin meclisine can atıp Tasavvufu (Tarikatı) telkin aldı ve doğu evliyâsının birçoklarına kavuşup görüştü. ..
Bizi; şu içinde yaşadığımız kevn-ü mekânı, kâinâtı, canlı cansız her şeyi yoktan yaratan Yüceler Yücesi Rabbimizi ( Celle Şânühû) ne kadar tanıyoruz? Varlık ve birliğine iman ettiğimiz Mevlâmız hakkında nasıl bir inanca sahibiz? Elhamdulillâh ibâdet ediyoruz, bununla şereflenmişiz… İbadetin sonucu m..
Sa'd b. Ebî Vakkas, ilk müslümanlardandır. Mekke'nin ileri gelen ailelerinden birine mensuptu. Ancak müslüman olduğunda, başta annesi olmak üzere bütün ailesinin tepkisini çekmişti. ..
Ebû Hureyre'den rivayet edilmiştir: "Ebû Hureyre’nin canı elinde olan Allah’a yemin olsun! Rasûlullâh (s.a.s) ile ailesi, dünyadan ayrılıncaya kadar üç gün arka arkaya buğday ekmeğinden doya doya yememiştir."..
Rasûlullâh'ı (s.a.s) sevmek ve O'na cân u gönülden bağlanmak, her müminin şiârıdır. Bu husus Kitabımız'da sık sık vurgulanır...
Vehhâbîlik, dini hayatta ortaya çıkan bütün gelenekleri küfür sayan, imanın amelde gizli olduğunu, iman sahibi olmak için kelime-i şehâdet getirmenin yetmeyeceğini, imanını ameli ile ispatlamayanın canının ve malının helal olduğunu ileri süren bâtıl bir akımdır...
Gül ki, yanaklarında varlığın tazeliği al aldır; sanki yokluktan varlığa geçişiyle hâlâ heyecanlıdır, sanki ummadığı bir hayatı kazandığına utanmaktadır. ..
Her inanan müslüman, Rabbu’l-Âlemi’nin emirlerini ve O’nun elçisinin getirdiklerini can u gönülden kabul etmek ve uygulamak zorundadır. Çünkü onlar bizim her şeyimizdir. Onlarsız olmaz...