Sırrı açıklamak eziyet, tanıdık ve dostların hakkına karşı gösterilen gevşeklik olduğu için dinen yasaklanmıştır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:..
Azîz Ziyaretçilerimiz, bu yazımızda mensûbu bulunduğumuz Kâdiri Tarikati Hâlisiye kolu hakkında bilgi verilecektir. Öncelikle, tarikat ve kol terimlerinin kısaca izâhını yapalım: Tarikat kelimesi Arapça bir kelimedir. Bunun çoğulu “Turuk” veyâ “Taraık” olarak kullanılmıştır. Yol, metod, usul, tarz,..
Edepli ol... Hakk katında her şey ölçülüdür. Ne geç olacak erken olur, ne de erken gelecek sonraya kalır. Zamanı gelince nasibin gelir. İstesen de istemesen de hakkını alırsın... ..
Son devir Trabzon evliyâsındandır. Hakkında çok sayıda malumat ve menkıbe bulunan Kâdirî-Nakşî bir zattır. Haçkalı Baba diye anılır. Asıl adı Mustafa Tarhan’dır. Haçkalı Hoca diye meşhur olmuştur. Kuş Mustafa, Beyaz Hoca, Haçkalı Baba diye de anılmaktadır. ..
Allah (c.c), bazı sevdiği kimseleri diğerlerinin ayıplarına vakıf kılar. Söylenen yalanları, şirki, küfür yollarını sezer. O velî bunlara dayanamaz, kızar bağırır...
Hz. Lokman, ismi Kur’ân’da da geçen, peygamber veya veli olduğu hakkında kesin bir bilgi bulunmayan bir mana büyüğüdür. Hazret-i Lokman ilim ve hikmetiyle dillere destan bir zattır. Bunun içindir ki kendisine Lokman Hakîm, denmiştir. ..
Eğer kabir azabı, kalbin bu dünyaya bağlanması sebebiyle ise hiç kimse bundan kurtulamaz. Çünkü kadın, evlât, mal ve mevkii herkes seviyor. O hâlde kabir azabı herkese olacaktır. Bundan kimse kurtulamayacaktır denirse, cevabında deriz ki:..
Tefvîz (işi Allah’a havale etmek) hususunda iki ince nokta vardır. Birincisi: İşlerden en hayırlısını seçmek, ancak bu cihanın her zerresine vakıf olan ve bütün işlerin hâl ve durumunu ve hepsinin gizliliklerini bilen kişiye yakışır. Yoksa bu vasıfları taşımayan kişinin ‘hayırlı ve faydalıdır’ di..
Vahyin gelmesi gecikince, müşrikler; “Muhammed, yarın haber vereyim’ diye bize söz verdiği halde, kendisine sorduğumuz şeylerden hiçbiri hakkında bize bir haber vermiyor!” diyerek yaygaraya başlamışlardı...
Uhud savaşında Rasûlullah, üzerinde "korkaklıkta utanç, ileri gitmekte şeref var, kişi korkaklıkla kaderden kurtulamaz" yazılı bir kılıcı eline alarak: "Bu kılıcın hakkını kim verir?" diye sormuş, Ebû Dücâne de kılıcı alarak savaşmıştır...
Vecdin hakikati ve mahiyeti hakkında halkın uzun konuşması vardır. Halktan, sûfileri ve dinleme ile ruhlar arasındaki münasebet yönüne bakan hakîmleri kastediyorum. Bu bakımdan biz, onların sözlerinden, lafızlar ve deyimler nakledelim. Sonra oradaki hakikati keşfetmeye çalışalım. Zünnûn-i Mısrî şöy..
Zamanında eşi bulunmayan yegâne bir velî idi. Recâ konusunda özel bir üslûb ile konuşmuştur. Marifet hakkında sözleri vardır. Belh’e gitmiş, bir müddet orada ikâmet ettikten sonra Nişabur’a dönmüş ve 258 (871) senesinde vefat etmiştir...
Ramazan gecelerinde Teravih namazı kılınması Peygamberimizin (s.a.s) sünnetidir. Peygamberimiz (s.a.s) bunu: “Yüce Allah, Ramazan ayında orucu farz kıldı. Ben de, teravih namazını Müslümanlara sünnet kıldım!” buyurarak açıklamışlardır.(1)..
Konu başlığı okuyucularıma garip gelmesin. Unutulmamalıdır ki, Rasûlullâh’ın sağlığında pek ortaya çıkmamış olmasına rağmen, O’nun vefatından sonra nebilik iddiasında bulunan yalancılar peydah olmuştur. Bunlara “müsenebbiler/yalancı peygamberler” denilmektedir. İlk çıkan kişi de, Hz. Ebûbekir devrin..
Basra'da zengin ve cimri bir kişi vardı. Komşularından biri kendisini davet etti. Kendisine yumurtalı kıyma takdim etti. O yumurtalı kıymadan fazlasıyla yedi...