"Yeryüzünü size boyun eğdiren O'dur; öyleyse yerin sırtlarında dolaşın, Allah'ın verdiği rızıktan yiyin; sonunda dönüş O'nadır." (el-Mülk: 67/15). "İnsan için ancak çalıştığının (karşılığı) vardır." (en-Necm: 53/39). ..
Abdullah Dağıstani (k.s), Çanakkale savaşında ağır yaralanır. Zatalisi üzerindeki müşâhedeleri şöyledir. “Halvetten çıktıktan sonra annemi sadece bir veya iki hafta gördüm. Beni asker olarak Çanakkale’de “Seferberlik” denilen savaşa götürdüler. Düşmanlar tarafından yoğun bir taarruz başlatılmıştı, ..
Evladım! Dünya ve ahret saadeti ancak Allah’ı zikirdedir. Allah’ın zikrini yapanlar dünya ve ahret selamet ve saadetine ererler. Şeriatla tarikatla amel edenler muvaffak olurlar. Yolumuz, şeyhimiz, mürşitlerimiz, pirlerimiz büyük zatlardır. Kuvvetli bir yoldur. Büyük bir caddedir. Çalışan ma..
Âlimler, İmam-ı Azam’ın takvası, ibadeti ve zühdünde icma etmişlerdir. Kalbi ahlaki kötülüklerden arı, her çeşit faziletle süslü, Allah ve Resulü’nün getirdiklerine sıkı sıkıya bağlıydı. İmam Abdullah b. el-Mübarek: “Ebu Hanife’den daha çok Allah’tan korkan birisini görmedim.” [18] demektedir. Abd..
Günlük hayatımızda ve bilhassa namazın içinde, dualarımız arasında, topluca ve tek başına yapılabilecek bu vazifenin mahiyeti, kimlere getirilebileceği, hükmü ve önemi: "Salât" kelimesi lügatte; dua, namaz, rahmet mânâlarına geldiği gibi kendisinden türetilen bazı fiillerinde bereket mânâsı da vard..
22. "Hak kapalı değil açıktır. Perdeli olan sensin. Sen kendine bakmayıp başka şeye bakıyorsun. Sen perdeli olduğun için Hakk'ı göremiyorsun. Ayıplarını bul, perdeyi kaldır." 23. "Ey derviş sakın ha! Hak'tan başkasından bir şey bekleme. Veren O'dur. O halde veren varken başkasından isteme." Bir şe..
Osmanlı padişahı Yıldırım Beyazıt Han’ın bir meseleden dolayı mahkemeye gelip şahitlik yapması gerekmişti. Ancak Bursa kadısı Molla Fenârî, hiç çekinmeksizin padişahın şahitliğini reddetmiş, mahkemede şahitlik yapma liyakatinde olmadığını iddia etmiş, gerekçe olarak da padişahın cemaatle namaz kı..
Bedir muhârebesi mücâhitlerinden Ka’b bin Mâlik (r.a) Tebük harbinde İslâm ordusundan geri kalmış, daha sonra da harbe iştirak etmemişti...
Ebû Hüreyre (r.a) şöyle rivayet etmektedir: "Bir gün bir adam, Resulullah'ın yanında bulunduğu sırada Ebû Bekir'e geldi ve ona hakaret etmeye başladı...
Sûfi zâhidlerden Ebû Abdullah Amr b. Osman Mekkî (v.291/903), Ebû Abdullah Nebâci ile görüşmüş, Ebû Said Harraz ve daha başkalarının sohbetinde bulunmuştu. Tarikat ve usûl (akâid) konularında sûfiler zümresinin şeyhi ve bu taifenin imamı idi...
İlahilerin söylendiği, derin manaların tefekkür edildiği, ihvan ile muhabbetin çaylar eşliğinde demlendiği güzel mi güzel bir gün! Tarih 10 Temmuz 2012. Nevşehir´in Kozaklı ilçesinde mürşidimiz Abdullah Demircioğlu ile adeta cennetten bir köşede hasbihal edilip meşk edildi. Hatıra içinde hatırala..
Âdem Aleyhisselâm cennetten, Hindistan toprağında bulunan Serendib Dağı’nin üzerine indirildi. Bundan dolayı bu vadinin ağaçlarının kokusu güzeldir. Bu, Âdem Aleyhisselâm ile beraber cennet kokusu bulunduğu içindi. Hazreti Havva da Cidde’ye düştü. İkisinin arasında, yediyüz fersah vardı. Tavus, Hi..
Salih’in devesi görünüşte deveydi, o zalim kavim, bilgisizlik yüzünden deveyi kestiler. Su için deveye düşman olduklarından kendileri, mezara su ve ekmek oldular. ( helak olup mezarı doyurdular). Allah devesi, ırmaktan buluttan su içmekteydi. Onlar, Hakk’ın suyunu Hak’tan esirgediler Salih’in de..
Osmanlı’nın özünü ve temellerini besleyen manevî unsurların en başında “ilâ-yı kelimetullâh aşkı ve peygamber sevgisi” gelmiştir. Peygamberimize ve mukaddes beldelere hürmet, muhabbet, hizmet ve sadakat, soylu ceddimizin her daim şiarı olmuştur. Padişahlar, devlet işlerinin aksamaması için şeyhülis..
Ümmü Haram binti Milhan (r.anhâ), halk arasında "Hala Sultan" adıyla meşhur, şecaat sâhibi kahraman bir İslâm kadınıdır. O, bi'setten önce Medine'de doğdu. Hazrec kabilesinin Benî Neccar koluna mensuptur. Babası; Milhan bin Hâlid, annesi Müleyke binti Mâlik'tir. Asıl adı bilinememektedir. Ümmü Ha..
Kâdirî tarikatı Hâlisiyye piri eş-Şeyh Abdurrahman Hâlis (k.s); güzel ahlak sahibi, duası makbul, hatırnâz bir meşayıhtı. Şeyh Hâlis’e özel bir kurye ile mektuplar göndererek, tarikatının yayılması için halifelerinden birisinin Sivas’a görevlendirilip gönderilmesini istemişler ve isteklerini defala..