Ey dünyalıktan mahrum kimse! Zamana ve insanlara hoş görünmeyen ve onların bir yanda bıraktığı zavallı insan... ..
Hazreti Ömer, hilafeti zamanında Hımıs ileri gelenlerine bir mektup yazıp, çevredeki fakirlerin kendisine bildirilmesini isteyerek yardım edeceğini bildirdi. Hımıs'lılar Şam ve civarında bulunan fakirlerin bir listesini Halife Ömer'e arzettiler...
Behlül Dânâ, bir gün Harun Reşid'den bir vazife istedi. Harun Reşid de ona çarşı pazar ağalığını verdi. Behlül hemen işe koyuldu. İlk olarak bir fırına gitti. Birkaç ekmek tarttı hepsi normal gramajından noksan geldi. Dönüp fırıncıya sordu: ..
‘Hiçbir peygamber yoktur ki, ruhu, Cennetteki durağını görmedikçe alınmaz! Sonra, durağına gitmesi arzusuna bırakılır!’ ..
Pîr Abdülkâdir Geylânî’nin (k.s) kerametlerinin çokluğu üzerinde tarihçiler görüş birliği içerisindedirler...
İman, Cenab-ı Allah’ın en büyük nimetlerindendir. Kişinin, dünya ve ahirette mutluluğudur. Bir şahıs, kelime-i tevhidi (ki o da bilindiği gibi Lâilâhe illallâh Muhammedu’r-Rasûlullâh demektir) diliyle söyler, kalbiyle tasdik ederse müslüman olur. İslâm hudutları içerisine girer. Kendisine müslüman m..
Peygamberimizin vefâtından sonra Bilâl-i Habeşî ayrılık acısına tahammül edemez olmuş, artık bir daha ezan okumamıştır. Resûlullah’a (sav) olan muhabbetiyle her gün yanıp, tütüyor gözyaşı döküyordu. ..
O´nun Tasavvufi yaşantısı O´nu O yapan mana iklimini bir nebze koklamak için Mürşidi ile tanışmasını ve ``Geçilmez´´ başlıklı şiirini siz değerli okuyucularımıza sunuyoruz...Mekanı cennet olsun. ..
...tıpkı bunun gibi, Allah dostları kervanına katılabilmek için de önce bir temele ihtiyaç vardır...
Peygamberimiz (a.s), bir gün Hz. Ebu Bekir’le Hz. Ömer’in arasında yürüyüp gittiği sırada, kardeşinin veya kendisinin hasta olan oğluna şifa için Tevrat okuyan bir Yahudiye rastladı...
Evliyaullahtan bir zat, Ramazan günü talebeleriyle birlikte bir şehre gitmek için yola çıktılar. ..
Dıhyetü'l-Kelbî, iman etmeden önce zengin bir Arap melikiydi. Peygamber Efendimiz, onun müslüman olmasını arzu ediyordu...
Rasûl-i Ekrem (s.a.s), 8 Haziran 632 tarihinde vefat etti. O'nun ayrılışı kalpleri hüzne boğmuş, inanan gönüllere büyük bir matem havası yaşatmıştır...
Bu konularda Efendimize muhalefet edip, uymayanlar günah kazanmaz ama büyük bir sevaptan mahrum kalacaklarında da şüphe yoktur...
Müşrikler, Hendek savaşında bir gün, Peygamberimiz aleyhisselamın bulunduğu yere olanca güçleriyle hücuma geçtiler...
Hâris bin Süveyd diyor ki: Abdullah ibn Mes'ud (r.a) bize biri, Nebiyy-i Ekrem (s.a.s) diğeri de kendisinden olmak üzere iki hadîs tahdîs etti...