İbadetlerimiz de bize benzer. Onların da bir ruhu bir bedeni vardır. Onların da bir özü bir şekli vardır. Namazın farzlarından biri ayakta durmak biri de yere kapanmak, secde yapmaktır. Farz olan, bu hareketleri yapmaktır. Bu hareketleri yaparken dua okumak farz değildir. Fakat namazın bu şekillerde..
Kaynağı Kur’ân ve Sünnet olan tasavvuf cereyanı, bizzat Hz. Peygamber (s.a.) ve ashâbının hayâtında zühd, hadîslerinde ise ihsân olarak ifâdesini bulmuştur. Tasavvufun Hicrî XII. Âsır’dan itibaren de bugünkü manasıyla tarîkatlar şeklinde teşkilâtlanarak İslâm memleketlerinin her tarafına nüfûz ettiğ..
... Öte taraftan meleklerin dua ve istiğfarlarını kazanıyoruz, ne büyük mutluluk değil mi? Üzüntümüze, bizim oruçlu halde iken iştahımızı, yeme-içme arzumuzu kamçılayan hareketlerine karşılık, ötelerden gelen ilâhî destekli meleklerin duaları… Mü’min kardeşim, bütün bunlar bizlere yetmez mi? Kend..
Peygamber Efendimiz, Muhammed b. Mesleme Hazretlerini idârî işler için, Hz. Ali’yi de aile ve çocuklarıyla ilgilenmesi için görevlendirdi.[1] Sonra H. 9 Receb ayının bir perşembe günü Medine’den Tebük’e doğru hareket etti. Kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar ve Medine’de bırakılan görevliler, Seniyyetü’l..
Peygamber (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurur: “Allah bir kulu hakkında hayır dilerse, onu din ilimlerinde anlayışlı kılar. Nefsinde mevcut ayıpları görmeyi kendisine nasip eder.” Din işlerinde derin bilgiye sahip olmak, nefsin bilinmesini sağlar. Dolayısıyla Yaratan'ın kuvvet ve kudretini... O’nun ..
“Bilginlerin kötüsü, beyleri ziyaret eden bilgindir; beylerin hayırlısı da bilginleri ziyaret eden bey. Ne güzel beydir yoksulun kapısındaki bey; ne kötü yoksuldur beyin kapısındaki yoksul.” Halk, bu sözün dış anlamını almıştır. Onlarca bilgin kişinin, bilginlerin kötülerinden olmaması için beyleri..
Erilmez yâre bî-yâr olmayınca Cihânın halkı ağyar olmayınca Hakikat âlemine yol varılmaz Bu mülkten külli bîzâr olmayınca..
Mustafa, bir gün, dostlarından birinin cenazesiyle ve dostlarla mezarlığa gitti. Onun mezarına toprak doldurdu, tohumunu yeraltında diriltti. Bu ağaçlar, toprak altındaki insanlara benzerler. Ellerini topraktan çıkarıp; halka doğru yüz türlü işaretlerde bulunurlar, duyana söz söylerler. Yeşil dill..
Âlimler, İmam-ı Azam’ın takvası, ibadeti ve zühdünde icma etmişlerdir. Kalbi ahlaki kötülüklerden arı, her çeşit faziletle süslü, Allah ve Resulü’nün getirdiklerine sıkı sıkıya bağlıydı. İmam Abdullah b. el-Mübarek: “Ebu Hanife’den daha çok Allah’tan korkan birisini görmedim.” [18] demektedir. Abd..
Bedir muhârebesi mücâhitlerinden Ka’b bin Mâlik (r.a) Tebük harbinde İslâm ordusundan geri kalmış, daha sonra da harbe iştirak etmemişti...
Ebû Hüreyre (r.a) şöyle rivayet etmektedir: "Bir gün bir adam, Resulullah'ın yanında bulunduğu sırada Ebû Bekir'e geldi ve ona hakaret etmeye başladı...
Osmanlı’nın özünü ve temellerini besleyen manevî unsurların en başında “ilâ-yı kelimetullâh aşkı ve peygamber sevgisi” gelmiştir. Peygamberimize ve mukaddes beldelere hürmet, muhabbet, hizmet ve sadakat, soylu ceddimizin her daim şiarı olmuştur. Padişahlar, devlet işlerinin aksamaması için şeyhülis..
Allah'ın insana “ruhundan üflemesi” ifadesi, kuşkusuz, ona hayat, bilinç ve duyarlık, yani bir can bahşettiğini dile getiren mecazî bir ifadedir. Diğer mahluklar gibi Allah tarafından yaratılmış olan “RUH”un Allah’a isnat/izafe edilmesiyle, Hz. Âdem (a.s.)'ın şerefli oluşuna, ana unsurunun güzelliği..
İşitme ve dinleme anlamına gelen semâ‘; tasavvufta, güzel sesle okunan Kur’ân’ı ve dinî konularla ilgili şiirleri dinleme anlamına gelir. İlk sûfîlerden itibaren güzel sesle Kur’ân ve teması din olan şiirlerin okunmasına, bu tarzda okunan Kur’ân-ı Kerim’i ve bu nitelikteki şiirleri dinlemeye büyük ö..
Abdullah Demircioğlu Dinimizde ziyaretleşmek önemli bir husustur 22.06.2012 ..
Mucize gibi keramet de harikulade halleri ifade eden bir terim olarak Kur’an’da ve hadislerde geçmez. İlk zamanlarda genellikle “ayet” terimiyle ifade edilen(1) bu tür olaylar için 8. yüzyıldan itibaren keramet kelimesi kullanılmaya başlanmıştır...