Rumlar yakın bir yerde yenilgiye uğradılar. Fakat onlar bu yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde galip gelecekler. Eninde sonunda Allah’ın dediği olur. O gün müminler Allah’ın yardımı sebebiyle sevinecekler. O dilediğini muzaffer kılar. O çok güçlüdür, engin merhamet sahibidir. Bu Allah’ın vaadidi..
Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız. Ehl-i kitap da inanmış olsalardı elbette onlar için hayırlı olurdu; içlerinden inananlar da var, fakat çoğu yoldan çıkmıştır. (Âl-i İmrân Suresi, 110)..
Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz. Oysa âhiret daha hayırlı ve süreklidir. (A´la Suresi 16-17)..
“Biz azabı geçici bir zaman için kaldıracağız, fakat siz yine eski halinize döneceksiniz. Onları müthiş bir yakalayışla (batşe-i kübrâ) yakalayacağımız gün öcümüzü mutlaka alırız” (ed-Duhân 44/15-16). Söylenen (kıyamet) başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir yaratık çıkarırız da insanların âyet..
Fatih Sultan Mehmed bir gün atının üzerinde ilerlerken karşısına bir derviş çıkmış. Elini şöyle bir kaldırmış, duâ eder vaziyette demiş ki: “Devletlû hünkârım, sevgili padişahım! Bizim duâmız sayesinde sen İstanbul’u fethettin.” Fatih gülmüş: “Belî! Derviş baba doğru söylersin fakat bunun da hakkını..
İnsan değişken bir varlıktır, duyguları vardır. Yaşadığı olaylar karşısında tepkisini ya ağlayarak verir ya da gülerek/tebessüm ederek. Bu iki duygu birbirinin zıddı, fakat her iki duygu sonrasında bir ayrı rahatlama hissederiz. Diyelim başımıza bir musibet geldi, bir güzel ağlarız, içimizdeki ateş ..
Tasarruf, sözlükte; bir işte hareket etmek, bir işin içine girip idare etmek gibi anlamlara gelir. Istılâhta ise yüce Allah’ın izni ile insanlara ve eşyaya çeşitli şekillerde etki etmek, onları idare etmek demektir. Allah’ın çok yakın dostlarına bahşettiği bir lütuf ve keramet olan tasarruf hadises..
Hz. Âişe der ki: “Ben, Beytullah’ın içine girip orada namaz kılmayı arzu ederdim. Rasûlullah (a.s), elimden tutup beni Hicr’e koydu ve: ‘Beytullah’a girmek istediğin zaman, Hicr’de namaz kıl! Muhakkak ki, orası Beytullahtan bir parçadır. Fakat, senin kavmin Kabe’yi yaptıkları zaman, kısalttılar ..
Hayır Çoktur Fakat Yapıcıları Azdır 26.01.2016..
• Biz, dönüp yine efendimize, yaratanımıza gidenlerdeniz; hem de tertemiz bir özle! Çünkü biz, O’na isyan edenlerden değil, emirlerine boyun eğenlerdeniz! • Efendimiz ne diye bizi satın almaya kalkışır? Zaten biz, kendimizi O’na satmışız! • Acıkan kişi fazla yerse, mide fesadına uğrar! Fakat biz, ..
Bir zamanlar İsrail oğulları, büyük bir kıtlıkla karşılaşmıştı. Uzun zamandan beri bir tek damla bile yağmur düşmüyor, yapraklar sararıyor ve toprak susuzluktan yer yer çatlıyordu. Bunun üzerine bir gün Hz. Mûsa (a.s.) kendine inananları alıp yağmur duasına çıktı. Tam üç gün yağmur yağması için başt..
Fatih Sultan Mehmed bir gün atının üzerinde ilerlerken karşısına bir derviş çıkmış. Elini şöyle bir kaldırmış, duâ eder vaziyette demiş ki: “Devletlû hünkârım, sevgili padişahım! Bizim duâmız sayesinde sen İstanbul’u fethettin.” Fatih gülmüş: “Belî! Derviş baba doğru söylersin fakat bunun da hakkını..
Hz. Ali, Nehrevan’da Hâricîleri bir ölçüde ortadan kaldırmış, fakat onların eyaletlerdeki takipçileri, Hâricîlerin görüşlerini geliştirip yaymışlardı...
Yedi yüz senedir Mevlânâ’yı takip edenlere, özellikle materyalizmle kirlenmiş olan çağımız insanının onun peşine “takılmış” olmasına bakınca gerçekten bu işin “sırrı”nı merak etmemek mümkün olmuyor. Aslında bu sorunun cevabı için Mevlânâ, Mesnevî’nin ilk beyitlerinde ipucu veriyor bize: “Sırrım, f..
Ey Hak Nuru Hüsameddin! Bir iki kağıdı fazla al da pirin sıfatlarını anlatayım. Gerçi vücudun nazik ve çok zayıf, fakat sensiz cihanın işi yoluna girmiyor. Gerçi ışık ( gibi nurlu, latif) ve sırça ( gibi ince ve nazik) oldun. Fakat gönül ehlinin başısın, onlara muktedasın. Mademki ipin ucu senin el..
Dünyada unutulmaması gereken bir şey var. Her şeyi unutsan da onu unutmasan korku yok. Fakat her şeyi yerine getirsen, hatırlasan, unutmasan da onu unutsan hiçbir şey yapmamış olursun. Hani bir padişah seni belli bir iş için bir köye yollasa, sen de gitsen de o işten başka yüzlerce iş başarsan, hang..