Sohbete büyük önem verirdi. Sohbetlerinde ihvanların kendisini dikkatle dinlemesini isterdi. Sohbeti çok uzun tutardı. Sohbet esasında kitaptan okuyup anlatır. Sohbet gayet akıcı geçerdi. Sohbet saatlerce (3-4 saat) sürmesine rağmen dinleyiciler sıkılmazdı.
Sohbetlerinde öğütlere ve nasihatlere önem verirlerdi. Her halükârda bir işi bozma değil, yapma yönünü arardı. Yapıcı ve baba bir karaktere sahipti. Hatta bazen sohbetlerine kendisini ölçmek; ya kafa tutmak; ya da ortamı bulandırmak üzere gelenler olsa da; onların çıkışlarını önce yumuşatır, sonra diyeceğini kırmadan söyler, meclisten barışık ayrılmalarını sağlardı.
Hacı Mustafa Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri, müritlerine çok yumuşak ve merhametli davranıyordu. İnsan ruhuna ve tercihine fazlasıyla saygısı vardı. Fikirlerin insandan insana akıl ve hisle geçmesini ister; fikir danışan insanın önce kendi fikirlerini öğrenirdi. Karşı tarafın yanlış bir yöne saplantısı olduğunu sezerse, direk olarak o işten veya fikirden vazgeçmesini söylemez, ima eder, dolaylı ve misalli anlatımda bulur veya tavır takınır; neticede mutlaka kararı karşı tarafa verdirmeye çalışırdı. İnsanların dış yapısına bakarak hüküm verilmesini sevmez; karşı tarafın her zaman üstün görülmesi tavsiye ederdi, "manevi rütbe elbisede şanda değil ki hüküm veresiniz" derdi.
Mevcut hali iyi olmayan nice insanın cevherine önem verir; o insanların kirlerinden temizlenerek cevherlerinin açığa çıkmasına yardımcı olurdu.
Bir gün sohbet ederken meclise kaba saba bir adam gelir, En öne sokulur Hacı Mustafa Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri onunla özel olarak ilgilenir ve iltifat eder. Biraz sonrada günlük ders tarif eder. Mecliste birkaç kişi: "bu iş iyice ayağa düştü. Her gelene bu ders tarif edilmez ki" diye gönül koyar. Durumu hissetmiş olacak ki Hayri Efendi Kaddesallahu Sırruh Hazretleri meclistekilere dönüp:"Bu manevi bir tohumdur. Bize düşen bu tohumu serpmektir. Tohumun tutması, çiçek açıp meyve vermesi ise Allah'ın kudretiyledir" der. Yaşlılık döneminde Bütün manevi musluklarını açmış. Herkese dağıtıyordu.
Kaynak: ``Halisa ve Seçkinleri´´ Vesile olanlara teşekkürü borç biliriz.