Muridan
Saygısızlığın Sonu

Saygısızlığın Sonu

... Abdullah b. Übeyy b. Selûl yine öteden beri yapmakta olduğunu yapmak için ayağa kalkınca, Müslümanlar elbisesinin eteklerinden çekerek, ona:

 Peygamberimiz aleyhisselam Medine’ye hicret edip geldikten ve Mescid yapıldıktan sonra, Abdullah b. Übeyy b. Selûl her Cuma günü Mescide gelir, daima Mescidin belli bir yerinde oturur, hiç kimse ona itiraz etmez, kendisinin mevkiine ve kavmine hürmeten, bu hareketi hoş görülürdü.

 Peygamberimiz aleyhisselam Cuma günü Mescidde Müslümanlara hutbe irad edip oturunca, Abdullah b. Übeyy b. Selûl ayağa kalkar ve:

 “Ey insanlar! Allah’ın aranızda bulundurup sizi onunla galip ve üstün kıldığı, şereflendirdiği bu Resûlüne yardım ediniz ve saygı gösteriniz! Onun sözlerini dinleyiniz ve kendisine itaat ediniz!” der, otu­rurdu.

 Abdullah b. Übeyy b. Selûl, Uhud günü, yapılmayacak şeyi yaptığı, kendisine uyan halk ile geri döndüğü zamana kadar, hep böyle yapardı.

 Peygamberimiz aleyhisselam Hamrâü’l-Esed seferinden döndükten sonra, Cuma günü, Abdullah b. Übeyy b. Selûl yine öteden beri yapmakta olduğunu yapmak için ayağa kalkınca, Müslümanlar elbis­esinin eteklerinden çekerek, ona:

 “Otur ey Allah düşmanı! Sen buraya lâyık değilsin! Sen yapacağın kötülüğü yaptın!” dediler.(1)

 Ebu Eyyub Halid b. Zeyd el-Ensârî ile Ubâde b. Sâmit, orada bulunanların, Abdullah b. Übeyy b. Selûl’e en sert ve katı davrananı idiler.

 Muhacirlerden, ona müdahale eden olmadı.

 Ebu Eyyub İbn Übeyy’in sakalından tuttu, Ubâde b. Sâmit de boynundan itti ve:

 “Sen buraya lâyık değilsin!” dediler.(2)

 Abdullah b. Übeyy b. Selûl, ne yapacağını şaşırdı, dışarı çıktı.

 “Sanki ben büyük bir kabahat işlemişim, kötü bir söz söylemişim! Vallahi ben onun işini pekiştirmek için ayağa kalkmıştım!” diyerek dert yanmaya başladı.(3)

 Mescidin kapısında bir adamla, Muavviz b. Afra ile karşılaştı.

 Muavviz, ona:

 “Yazıklar olsun sana! Ne oldu sana?” diye sordu.

 İbn Übeyy:

 “Onun işini pekiştirmek için ayağa kalkmıştım. Sanki büyük bir kabahat işlemişim, kötü bir söz söylemişim gibi, onun ashabından birtakım adamlar yerlerinden fırlayıp üzerime yürüdüler, beni çekm­eye, itmeye, suçlamaya, azarlamaya başladılar. Halbuki ben onun işini pekiştirmek için kalkmıştım!” dedi.

 Muavviz:

 “Yazıklar olsun sana! Dön de, Rasûlullâh aleyhisselam senin için Allah’tan af ve mağfiret dilesin!” dedi.

 İbn Übeyy:

 “Vallahi onun benim için af ve mağfiret dilemesini istemiyorum!” dedi.(4)

 Mescidde Müslümanlarla birlikte oturduğunu gördüğü(5) oğluna da:

 “Muhammed beni Sehl ve Süheyl’in hurma kurutma yeri olan(!) Mescidden çıkardı!” dedi.(6)


 
 

 (1) İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, III, 111, Beyhakî, Delâilü’n-Nübüwe, III, 318, Zehebî, Megâzî, 184, Ebû’l-Fidâ, el-Bidâye ve’n-Nihâye, IV, 51.

 (2) Vâkıdî, Megâzî, I, 318, Zehebî, Megâzî, 1 84, E bu’l-Fidâ, el-Bidâye ve’n-Nihâye, IV, 51.

 (3) İbn İshak, İbn Hişam, Sine, III, 111, Vâkıdî, Megâzî, I, 318, Zehebî, Megâzî, 184, Ebû’l-Fidâ, el-Bidâye ve’n-Nihâye, IV, 51.

 (4) İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, III, 111, Vâkıdî, Megâzî, I, 318-319, Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve, III, 318, Zehebî, Megâzi, 1 84, Ebu’l-F idâ, el-Bi dâye ve ‘n-n ihâye, IV, 51 -52.

 (5) Vâkıdî, Megâzî, I, 319. Vâkıdî, Megâzî, I, 319.

 (6) Vâkıdî, Megâzî, I, 319, İbn Sa’d, Tabakâtü’l-Kübrâ, III, 489.

Top