Bir lisan âlimi gemiye binmişti. Kendini öven bir tavırla, gemiciye dönüp: “Sen hiç nahiv okudun mu?” dedi.
Gemici:
“Hayır” deyince,
“Ömrünün yarısı boşa gitmiş” dedi.
Bu sözden gemicinin gönlüne bir hiddet geldiyse de sustu, bir cevap vermedi.
Bir süre sonra sert bir rüzgâr gemiyi girdaba düşürdü. Denizci, o dilciye bağırarak:
“Yüzmesini bilir misin?” diye sordu. Dilci de:
“Hayır, bilmem!” deyince, denizci:
“İşte bütün ömrünü mahvettin. Birazdan gemi girdaba dalacak” dedi.
Ey oğul! Burada yok olma bilgisi (mahv) gerek, nahvi bırak. Onu elde edersen sudan korku yoktur.
Ey şâh! Deniz, ölüyü başında taşır. Dirinin deryâda kurtulması ise zordur.
Sen de beşerî vasıflardan ölürsen, sırlar denizinin başı üstünde olursun.
(Mesnevî, I/2937-45)