Seyyid Hacı Mustafa Hayri Baba Malatyevi (ks), 1895 yılında Malatya’da doğmuştur. Babası Yüzbaşı Mustafa Hayri'nin, Malatya’nın Akçadağ ilçesinde görevliyken şehit oluşundan üç ay sonra doğan çocuğuna da Mustafa Hayri ismi verilmiştir.
Ehl-i Beyti Resulullah'tan (as) olan bu büyük mutasavvıf, Seyyid Battal Gazi neslinden ve Koca Vaizoğulları ailesindendir. Eski Malatya'da, bu gün ki ismiyle Battal Gazi'de yaşamış olan bu aileden pek çok mutasavvıf yetişmiştir. Malatya velilerinin büyüklerinden olan ve kabr-i şerifi Battal gazi'de bulunan Seyyid Koca Vaiz (ks) Hazretleri, Hayri Baba (ks) Hazretlerinin ceddidir. Seyyid Koca Vaiz (ks), Sultan IV. Murad devrinde yaşamış, züht ü takvası ve kerametleriyle meşhur olmuş, IV. Murad kendilerine iltifat ve sevgi göstermiştir. Seyyid Koca Vaiz (ks) tasarruf sahibi ve çok güçlü bir mutasavvıftır. Pekçok menkıbesi hala dillerde dolaşmaktadır.
Küçük denilebilecek yasta tasavvuf'a giren Seyyid Hacı Mustafa Hayri Baba (ks), Elazığ'da meşhur Kadiri mutasavvıf, Hacı Ömer Hüdayi Baba Kövengi'nin (ks) halifelerinden Kürklü Hacı Muhammed Baba'nın (ks) himmet ve tasarruflarıyla kemale ulaşmıştır.
"Evladım! Dünya ve ahret saadeti ancak Allah’ı zikirdedir. Allah’ın zikrini yapanlar dünya ve ahiret selamet ve saadetine ererler. Şeriatla tarikatla amel edenler muvaffak olurlar. Yolumuz, şeyhimiz, mürşitlerimiz, pirlerimiz büyük zatlardır. Tarikimiz kuvvetli bir yoldur. Büyük bir caddedir. Çalışan mahrum kalmaz inşallah hem dünyada, hem ahirette. Yaramazların, bozguncuların anlattıklarına aldanmayın. Çatal kazık yere batmaz. Şâh Abdulkâdir Geylânî’den rucû‘ eden (dönen) mürit kolay, kolay felah bulmaz. Giderse kolay, kolay iflah olmaz… Siz bilmezsiniz, bu yolun birçok halleri var." diyerek yolumuzun büyüklüğünü ve zikrullahın önemini vurgulamıştır.
Bütün ömrü züht-ü takva, taat-ü ibadet, zikr-ü fikr, sabr-u şükr ile geçen bu büyük mutasavvıf, irşad görevini hakkıyla yerine getirmiş, insanlara her zaman "sabr, şükr ve kanaatı" tavsiye etmiştir.
Gel Allah'a yürü yol kapanmadan,
Zikr eyle mevla'yı dilin durmadan beyti'ni her fırsatta terennüm etmiş, ölüm gelmeden Hak'ka doğru yürümeyi, dil durmadan Hak'kın zikriyle iştigal etmeyi tavsiye ve telkin etmiş, bir ömür boyu bu mana çerçevesinde insanları ikaz ve irşad buyurmuştur.
17 Eylül 1979 pazartesi günü "En yüce dosta" diyerek, ruh-ı pürfütuhları ravza-i cinana pervaz eylemiştir. Rahmetullahi Aleyh.
Kabri şerifleri, Trabzon – Akçaabat’ta şehitlik tepesindeki türbesindedir. Ziyaret edilmekte feyiz ve bereketlerine kavuşulmaktadır.
Ruhu şad olsun, himmeti hazır olsun… Allah(c.c.) sırrının kudsiyetini artırsın.
Arif-i Billâh Mustafa Hayri Öğüt Efendi (k.s.) Hazretlerinin sağlığında iken kendisine “Zülcenâheyn” (iki kanatlı, zâhirî-bâtınî ilim dolu) diye taltif ettiği ve bu sıfatı verdiği, son derece nazik bir üslupla “Müftî Efendi” diye hitap ettiği, zaman zaman kendi emri doğrultusunda o günkü ihvanlara sohbet ettirdiği ve bizzat kendisinin de dinlediği, hayatta iken irşat vazifesini yapması için icazet verdiği Abdullah Demircioğlu Efendi Hazretleri´nin kaleminden, mürşidine ithafen yazdığı “Mürşid-i ´zam” başlıklı şiiri ile, vefatının sene-i devriyesinde Mustafa Hayri Öğüt Efendi (k.s.) Hazretlerini rahmet ve minnet ile anıyoruz.
Mürşid-i ´zam
Benim bir mürşidim vardı
Hem de ne mürşitti
Cihan öylesini belki de
Hiç görmemişti
Belki de görmüştü ama
Beş yüz sene de bir gelirdi
O´na Mürşid-i ´zam denilirdi
Bir geldi, ama pîr geldi
Cihana huzur geldi
İlim, irfan
Zikir, tesbih
Vecd, istiğrak
Ve
Hayat geldi.
Daha neler de neler…
O gelişi sanki dağlar
Sanki taşlar
Sanki kuşlar
Ve ağaçlar
Heceler,
O´nun gelişiyle
Zulmet dolu karanlık geceler
Nura gark oldu, aydınlandı.
O´nun nazarıyla
Birçok katı kalpler
Ve gönüller
Nurlandı,
İçlerinde
Bir kıvılcım parladı
Bir ilahi nur yandı.
Nâdânlar
Onunla bununla gezip tozanlar
Gözlerinde bozukluk olanlar
Aldandı.
Allah´ım, ne olur basiretimizi aç
Kulların hastadır, hasta kalırlar
Vermezsen ilaç.
Nice kimseler var ki
Maneviyata susuz
Maneviyata aç.
Nasıl kurtulur bu insanlar
Ne olur, bilir misin?
Ne olur sen de dua et
Sen de ellerini O´na aç
Ne olur, hicret et hakikate
Haramlardan helâllere kaç.
***
06.12.2009 / Pazar
Belçika / Gent
Bizi sosyal medyada paylaşın: