“Haseben ve neseben bütün evlatlarıma on iki tarikten ders vermeye ve halaka-yı zikir yaptırmaya, halkı ikaz ve irşad etmeye Hazreti Rasul-i Ekrem (s.a.s) Efendimizden izin aldım.” buyururdu.
Çok mütevazı idi. Yaşlılık döneminde dahi misafirlerine kendi hizmet eder, tasavvufî hayatı, yaşantısı ile kalplere işlerdi.
“Evladım toprak olarak kimse, kimseden üstün değildir.”
Her anı Allah’ı (c.c) zikir ile geçerdi. Manevî hallerini maharetle gizler ve “Hz. Allah’ın (c.c) Settâr ismine büründüm” buyururlardı. Halk içinde Hakk (c.c) ile olmayı telkin ederdi.