Hayri baba, kısa zamanda aldığı manevî eğitiminde çok mesafe alır. Şeyhi Muhammed Kürkî'nin hizmetinde bulunur. Onun manevî kandili ile birlikte birçok insanın da gönül ışıklarını yakarlar.
“Aradan sekiz, on gün kadar bir vakit geçti. Bir de baktım camide, imamın arkasında benim rüyamda gördüğüm zat namaz kılıyor. Ben de aynı cemaatteyim. O zata bakıp süzüyorum. Rüyamda gördüklerimin hepsi tamam, sadece omzunda paşa apoletleri yok. Ben de geriden bakıyorum, hoş beş hal hatır sorma devam ediyordu. Sanki benim ile uzun zamandır tanışıyor gibi ruhî bir yakınlık ve tebessüm ile bir birimizi süzüyorduk, kendisini çok sevdim. Akşam oldu. Bizim evde Malatya'nın şeyhleri, dervişleri Hacı Muhammed Efendi kaddesallâhu sırruhû Hazretlerini tanıyan hacılar geldiler. Tanışıp konuşup sohbet ettikten sonra, muazzam bir Hatm-i Kadirî yapıldı. Gelen Malatyalı misafirler hoşnut ve neşeli olarak dağıldılar. Evde kıymetli misafirim Hacı Muhammed Efendi kaddesallâhu sırruh Hazretleri ile ben yalnız kaldım. Konuşmamız esnasında sözü dolaştırıp kendisine intisâb etmeme getiriyordu. Ben de “Efendim benim intisabım var. Bana himmet, duâ buyurun” diyordum. O yine sohbeti konuşmayı kendinden inâbe almama getiriyor, ben de intisabım olduğunu söylüyor ve kendisinden inâbe almamakta direniyordum.”