(Sayın Abdullah Demircioğlu Hocaefendi'nin 19.10.2006 tarihli "Kadir Gecesi" Sohbeti özetlenerek derleme yapılmıştır...)
Rabbimiz şöyle buyuruyor:
بسم الله الرحمن الرحيم
إِنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ {1}
وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ {2}
لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍ {3}
تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِّن كُلِّ أَمْرٍ {4}
سَلَامٌ هِيَ حَتَّى مَطْلَعِ الْفَجْرِ {5}
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
1. Doğrusu Biz, onu (Kurân'ı) Kadir gecesinde indirdik.
2. Kadr gecesinin ne olduğunu bilir misin sen?
3. Kadr (Kadir) gecesi; bin aydan daha hayırlıdır.
4. O gece Rab'lerinin izniyle Ruh ve melekler, her türlü iş için iner de iner...
5. Artık o gece bir esenliktir gider... Tâ (ki) tan ağarana kadar...
(Kadir Sûresi, Ayet sayısı: 5 , Mekke’de nazil olmuştur.)
Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
اللَّهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنِّي
“Allahumme İnneke Afuvvun Tuhibbu'l-Afve Fea'fu Anni.”
'Ey Allah'ım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin beni affet" (Tirmizi 3742)
(Peygamber Efendimiz (s.a.s) Hz. Aişe'ye (r.anha) "bu geceyi nasıl ihyâ edeyim?" sorusuna karşılık olarak bu duayı okumasını tavsiye etmişlerdir.)
Allah Celle ve Âla Hz.leri bizi bu mübarek geceye kavuşturduğu için O'na sonsuz hamdu senalar edelim. Ve son din İslam'ı bize getirmiş bulunan Sevgili Peygamber (s.a.s) Efendimize, bu gecenin feyz-ü bereketinden gerektiği şekilde istifade etmek için salat-u selam getirelim. Getirdiğimiz salat-u selamları Cenab-ı Allah Celle ve Âla Hz.leri Efendimiz'e (s.a.s) ulaştırsın... Ve Ruh-u Resulullah'ı bu meclisten haberdar kılsın.
Bin aydan daha hayırlı olan bir gece... Kadir gecesi... İşte bu gece... Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) "Ramazan'ı Şerif ayının son 10 gününde ve tek olan gecelerde, Kadir gecesini arayınız" diye buyurmuştur. (Buhârî, Leyletü'l-Kadir, 3; Müslim, Sıyam, 216)
Bin aydan daha hayırlı olan gece, Allahualem bu gece olsa gerektir. Kesin olarak bilmememize rağmen,eğer ki kadir kıymeti bilirsek Ramazan'ın her gecesi bir kadir gecesidir. Ve yine kadir kıymeti bilinirse insanın ömrünün her gecesi kadir gecesi olabilir. Ama özel olarak Rabbimiz bu geceye kadir gecesi ismini vermiştir. Kadir; kıymeti, şanı, şerefi yüksek olan bir gece manasına geliyor.
Bu gecenin mübarek oluşunun sebebi, Kur'an-ı azim-ü'şşânın bu gecede indirilmiş olmasıdır. Bu gecede müslümanlar biraz daha Cenab-ı Allah'a yaklaşmak için sebep ve vesile aramalıdırlar. Biraz ibadet, biraz Kur'an ile fecrin doğuşuna (bu imsak vaktidir) kadar bu geceyi değerlendirenler, bu gecenin hakkını vermiş olurlar. Allah (c.c) bize bu fırsatı versin. İçimizde çalışanlar, rahatsız olanlar olabilir ama hiç değilse bu gece biraz mümkün olduğu kadar Kur'an ve ibadetle geçirilmelidir.
Hesabı yapılırsa, bin ay yaklaşık 82 yıldan fazla bir zamana denk gelir. Bu Rabbimizin bir lütfudur. Bunu almak ve gereğiyle amel etmek gerekir. Fakat şu da yanlıştır: "Ben ömür boyu İstediğim gibi yaşarım, bir gece Kadir gecesinde bir-kaç rekat namaz kılmakla kurtuluşa ererim" gibi bir anlayış da dinde yoktur. Nasıl ki ilim öğrenmek, beşikten mezarara kadar her müslüman erkek ve kadına gerekli ise, ibadet etmek de akıl baliğ olduktan sonra erkek ve kadın olan herkese farzdır. Rabbimiz (c.c) buyuruyor: "Ölüm sana gelinceye Rabbine kadar ibadet et."
Mübarek geceler olarak kutladığımız beş kandil var. Kandiller Cenab-ı Allah'ın biz kullara hediyesidir. İnsan zaman zaman dünya meşgalelerine dalabilir... Sanki bu geceler birer hatırlatmadır, gafletten kurtulmaya vesiledir.
Allah'ın yüz merhameti vardır. 99'u kendi yanındadır. Biri de dünya kuruldu kurulalı bütün mahlukata tahsis edilmiştir. Bu gecede de Allah'ın merhametine koşulmalı.
Şu hadisi kutsi'de hatırlanmalı... Rabbimiz "Kim benim veli kuluma düşmanlık ederse ben de ona harp ilan ederim. Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona farz kıldığım (aynî veya kifaye) şeyleri eda etmesidir. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder, sonunda sevgime erer. Onu bir sevdim mi artık ben onun işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli, yürüdüğü ayağı (aklettiği kalbi, konuştuğu dili) olurum. Benden bir şey isteyince onu veririm, benden sığınma talep etti mi onu himayeme alır, korurum. Ben yapacağım bir şeyde, mü'min kulumun ruhunu kabzetmedeki tereddüdüm kadar hiç tereddüte düşmedim: O ölümü sevmez, ben de onun sevmediği şeyi sevmem." (Ebu Hureyre'den (r.a) Buhârî, Rikak 38.)
Bu gece gökteki melekler ve ruh yere iner... Ruh bir meleğin adı veya Cebrail'dir (a.s) diye Alimlerimiz yorumda bulunmuşlardır.
Bu gece selamettir ve kurtuluştur.
Bizi sosyal medyada paylaşın: