İnsanın ayakları Cennet bahçelerinde gezmek, elleri, ağaçlarındaki meyveleri toplamak, gözleri, âhirette Cenâb-ı Hakk’ın cemâlini görmek için yaratılmıştır.
Göz takvası, gözün haram şeylere bakmaması ve malâyâni olanlara da takılmamasıdır. Çünkü kişinin başına gelen âfetlerin, belâların çoğu gözlerin bakışından gelir. Bu hususu üç noktada açıklayabiliriz:
1. Cenâbı Hak, Kur’an-ı Kerim’inde (en-Nûr, 30):
“Mü’min erkeklere söyle, gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu kendileri için çok temiz (bir hareket)tir. Şüphesiz ki Allah, (kullarının ne) yaptıklarından hakkıyla haberdardır.”
Müfessirlere göre bu âyet-i kerime üç manaya işaret ediyor. Biri kulların te’dibi, terbiyesidir. Biri faydalı tembih/uyarmadır. Biri de tekdirdir. Cenâb-ı Hakk, mü’min erkeklere söyle gözlerini haramdan sakınsınlar buyruğuyla kullarına terbiyeli olmalarını emretmiştir. Kulun vazifesi de bu emre uymaktır.
Yoksa Cenâb-ı Hakk’ın ilâhi meclisinde, saygısızlara, edepli olmayanlara diploma verilmez. O halde edebi terk etmek, utangaçlık verici ve Allah’tan uzaklaştırıcıdır. Fakat Cenâb-ı Hakk, yine de âyette: Gözlerini haramdan sakınsınlar kendileri için daha temizdir buyruğu ile de kullarına, faydalı tembihte, uyarmada bulunuyor. Bunun iki manası vardır. Birinci mana:
“Ya Muhammed, Mü’minlere söyle gözlerini sakınsınlar buyruğu, gönülleri günahtan temizlemek ve taatlarını arttırmak içindir. Çünkü göz sakınmazsa ve hele kasten bile bile harama bakarsa günaha girer. O haram bakışa gönül de katılırsa günah artar ve sahibini manevî helake götürür. Göz helâle baksa yine gönül takılır. Nefis uyanmaya başlar. Bu seferde ibadet ve tâattan geri kalır. Fakat göz bakmazsa bütün bu tehlikelerden korunulmuş olur.”
Hz. İsa (a.s)’dan rivayet ediliyor: “Her ne olursa olsun bir şeye bakmadan sakının. Çünkü bakış, kalbe şehvet tohumunu eker. Bu da sahibini doğru yoldan çıkarmaya kâfidir.”
Zünnûn Mısrî (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) der ki:
“Gözü harama kapamak ne güzel bir kapıcıdır. Şehvetin kalp evine girmesini önler. Demek ki gözünü haramdan sakınırsan kalbin ter temiz kalır. Bu sayede nice fitne ve belâlardan kurtulmuş olur ve iyiliklerini de arttırmış olursun.”
Âyetteki “Şüphesiz Allah, ne yaptıklarınızı bilir” emrinde de tehdit manası vardır. Yani harama bakmaktan sakın ve belki Allah, işlediğiniz günahları bilir ve bu amellerinize göre cezanızı verir. Başka bir âyette de: “Allah, gözlerin hain bakışını, göğüslerin gizleyeceği her şeyi bilir. O halde sakının yoksa size azap veririm” (el-Mü’min, 19) buyurmaktadır.
2. İkinciyi de Hz. Peygamber buyuruyor: “Yabancı bir kadına bakmak şeytanın oklarından bir oktur. Cenâb-ı Hakk, bunu terk eden kişiye ibadetten lezzet almasını kolaylaştırır.”
İbadetin âdabını ve Allah’a yalvarışın lezzetini almış olan âbidlerin mertebesi büyüktür. Bu hal, sâlih insanlar arasında da denenmiştir. Harama bakmaktan gözlerini sakınanlar ve sâlih amel işleyenler, ibadetlerinden lezzet alır ve gönülleri tertemiz olur.
3. Gözlerimizi sakınmanın üçüncü yolu da şudur:
“Ey âdemoğlu! Vücudunun organlarına bak, incele ve ne için yaratılmışlarsa o şey için kullan başkasına harcama. Meselâ: İnsanın ayakları Cennet bahçelerinde gezmek, elleri, ağaçlarındaki meyveleri toplamak, gözleri, âhirette Cenâb-ı Hakk’ın cemâlini görmek için yaratılmıştdır. Gerçek vazifeleri bu olan organlarını dünyada iken, haram ve lüzumsuz şeylerde kullanırsan âhirette sana vaat olunanları engellemiş olursun. O halde ey aziz! Sana vacip olan, bu organları, yaratıldıkları iş için kullanmak ve başka şeye harcamamaktır ki âhiretin büyük saadetini, bu vefasız dünyanın geçici zevklerine karşılık satmayasın.
İmâm Gazalî, Âbidlerin Yolu, s.143 vd.