Muridan
Gazalî'ye Göre Muhabbet/Işk

Gazalî'ye Göre Muhabbet/Işk

Muhabbet bahsine şöyle başlamıştır: Muhabbetin hakikati sebepleri ve kulun Allah’ı sevmesinin mahiyeti ilk önce bilinmesi gereken asıl marifet ve idraksiz yani bilip anlamdan sevginin tahakkuk edemeyeceğidir.

  Çünkü insan ancak bildiğini sever. Bunun için cansız bitkilerin sevgi ile vasıflanması mümkün değildir. Sevgi canlı ve anlayışlı olanların özelliğidir. Bu idrak edilen eşyada idrak edip anlayanın tabiatına uygun hoşuna gidip zevk ne de elem veren olmak üzere üçe ayrılır. Anladığı zevk ve rahatlık duyduğu her şey idrak sahibi için sevimlidir. Anlayışında acı duyduğu her şeyde onun için sevimsizdir.

 İkinci derecede bilinmesi gereken husus sevgi bilip anlamaya bağlı olduğu için bilgi ve anlayışın bölünmesi nispetinde muhabbetin de bölümleri olduğu bilmektedir. Her duyu anladığı şeyden zevk alır. Mesela gözün zevki görüp hoşlandığı şeylerdir. Bununla ilgili Resul-i Ekrem: “Dünyanızda üç şeyi sevdim; güzel koku kadın ve gözümün karargahı namazda kılındı.” (Nesei ) Güzel kokuyu sevimli dedi,bunu burunla idrak edilir. Güzel kadın dedi, bu da ellemekle ve görmekle bilinir. Namazı güzel dedi, bu da hiçbir duyuyla bilinebilir.

 Üçüncü asıl ise insanın kendisini  sevdiği gibi kendisi için başkasını da sevdiğinde şüphe edilmemesidir. Fakat bunu başkası için sevebilir mi? İşte zayıf görüşlü insanları zor durumda düşüren budur. Bunlar bir insanın başkasını başkasının zatı için sevdiğini kabul etmezler. Onun zatından hariç sevene bir faydası olmadıktan sonra o sevilmez derler. Halbuki gerçek olan bunun aksidir. Herhangi bir şeyden sevene bir fayda gelmediği halde yalnız zatı içinde sevebilir. Muhabbetin sebep ve kısımlarını ayırmıştır:

 Birinci sebep; her canlı için ilk sevilen şey kendi nefsi ve zatıdır. Kişinin kendi kendini sevmesi demek, varlığının devamına meyli ve yok olmasına nefreti demektir. Seven için varlığının devamından daha uygun ve yokluğundan daha nefret ettiği ne olabilir? Bunun için insan yaşamayı sever ve ölümden hoşlanmaz. Varlığın devamı sevildiği gibi kemali de sevimlidir.

 İkinci sebep; sevmenin ikinci sebebi ihsandır. İnsan iyiliğin kölesidir. Gönüller kendilerine iyilik yapanları severler kötülük yapanlara da kızarlar. İyiliğinden dolayı bir adamı seven onu zatı için değil onun iyiliği için sevmiştir. İyilik kalkınca sevgi kalkar.

 Üçüncü sebep; şeyi zatından ötürü sevmektir. Yani herhangi bir iyiliğinden dolayı değil zatından hoşlandığı için onu sevmesidir. İşte eksilip artmayan yok olup tükenmeyen gerçek sevgi budur. Bu da hüsn-i cemali sevmektir. Güzelliği sevmesi de güzelliğin zatındandır.

 Seven ile sevilen arasında ki gizli münasebettir. Sevginin sebepleri beştir.bunlar da insanın kendi varlığını, kemalini devamını vücudunun devam ve bekası hususunda kendisine yardım edip tehlikelerini önleyen ve kendisine yapmasa bile başkalarına iyilik edeni ister zahiri ister Batıni suretinde olsun zatı bakımdan güzel olanı ve aralarında gizli münasebet bulunanları sevmesidir. Bu beş vasıf bir arada olsa sevgi kat kat fazla olur.bütün vasıflar Allah’tan başkasında bulunamaz.

 Sevgiye layık olan yalnız Allah ü Teâlâ ’dır. O’ndan başkasını seven ve bu sevgisi Allah için olmayanların sevgileri cehaletlerinden ve Allah’ı bilmelerindeki kusurlarındandır. Peygamberi sevmek mahbubtur. Çünkü O’nu sevmek Allah’ı sevmek demektir. Sevilenin elçisi de sevimlidir. Yine gerçekte sevilen Allah’tır.

 Marifet ne nispette kuvvetli olursa muhabbet de o nispette kuvvetli olur. Bunun için Hasan Basri : “Rabbini bilen O’nu sever dünyayı bilen ondan nefret eder.” demiştir. Güneşin yakıcı sıcağı ile karşılaşan gölgeyi sever.

 Allah ü Teâlâ’nın ve gönüllerin sevdiği sıdıkların sıfatları üç şeyle racidir:

 Allah’ı, melekleri, kitapları, resulleri ve şeraitleri

 Kendilerini ıslaha ve Allah’ın kullarını irşada muktedir olduklarını

 İnsanı hayırdan alıkoyacak şehvet, pis, ve rezil şeylerden uzak kalmalarını bilmeğe racidir.

 İşte peygamberler, alimler, halifeler, adalet ve kerem sahibi hükümdarlar bu vasıflarla sevilirler.

 Gazali de bu bahsi bununla kapatmıştır.

Top