Muridan
Kurân'ı Güzel Sesle Okumak

Kurân'ı Güzel Sesle Okumak

Kur'ân'ın nazmını bozacak derecede aşırıya gitmeksizin sesi yükseltip ahenkli bir şekilde tertil ile güzelce okumak, sünnet-i seniyyedir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:

 "Kur'ân'ı seslerinizle süsleyiniz."(1)

 Başka bir hadîs:

 "Allah Teâlâ güzel sesle Kur'ân okumaya müsaade ettiği gibi, hiçbir şeye müsaade etmiş değildir."(2)

 Başka bir hadîs: "Kur'ân gereği gibi, teganni ile okumayan bir kimse bizden değildir."(3)

 Bazıları: 'Buradaki teganni, istiğna mânâsındadır' demişlerdir. Bazıları da:

 'Burada teganni ile terennüm (sesin kıvraklığı) kastedilmiştir' demişlerdir. Bu son yorum lûgat ehlinin nezdinde gerçeğe daha yakındır.


 Hz. Peygamber (s.a) bir gece Âişe validemizi bekliyordu. Fakat Âişe hazretleri geç geldiler. Rasûlullah Hz. Âişe'ye:

 'Seni geciktiren nedir?' diye sorunca, Hz. Âişe:

 'Ey Allah'ın Rasûlü! Ben bir kişinin okuyuşunu dinliyordum ki, ondan daha güzelini işitmedim'.

 

 Bunun üzerine Rasûlullah (s.a) kalktı, gidip o kişiyi uzun uzun dinledi ve sonra dönüp gelerek şöyle dedi:

 "Bu okuyan kişi Ebû Huzeyfe'nin âzâdlısı Sâlim'dir. Ümmetimden Sâlim gibilerini çıkaran Allah'a hamd ederim."(3)


 Yine Hz. Peygamber (s.a), bir gece beraberinde Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer olduğu halde Abdullah b. Mes'ud'u dinledi. Abdullah b. Mes'ud'u dinlerken uzun uzun durup beklediler. Sonra Rasûlullah (s.a) şöyle buyurdu:

 "Kim Kur'ân'ı indiği gibi ter u taze bir şekilde okumak istiyorsa İbn Ümmi Abd'in kıraatiyle okusun."(4)

 

 Hz. Peygamber (s.a) bir ara İbn Mes'ud'a şöyle demiştir:

 "Bana Kur'ân oku."

 "Ey Allah'ın Rasûlü! Ben mi sana Kur'ân okuyacağım? Halbuki Kur'ân sana inmiştir!"

 "Ben, Kur'ân'ı başkasından dinlemeyi severim."

 Bunun üzerine İbn Mes'ud Kur'ân okudu, Rasûlullah'm gözlerinden yaşlar akmaya başladı."(5)


 Hz. Peygamber (s.a) bir ara Ebû Musa el-Eş'arî'yi dinledikten sonra şöyle buyurmuştur:

 'Sana Âl-i Davud'un mizmarlarından verilmiş...' Rasûlullah'ın bu sitayişini işiten Ebû Musa dedi ki:

 'Ey Allah'ın Rasülü! Eğer senin dinlediğini bilseydim daha güzel okurdum.'(6)


 Meşhur kurrâ Heysem b. Hamid el-Gassânî, Rasulûllah'ı rüyasında görür. Allah Rasûlü (s.a) ona:

 "Kur'ân'ı sesiyle süsleyen Heysem sen misin?' der.

 "Evet yâ Rasûlullah!" diye cevap verince, Hz. Peygamber şöyle buyurur:

 "Allah Teâlâ, sana hayırlar ihsan eylesin."

 

 Rivayet olunduğuna göre, Hz. Peygamber'in ashabı bir araya geldikleri zaman, aralarından birisine Kur'ân'dan bir sûre okumayı emrederlerdi.

 Hz. Ömer, Ebû Musa el-Eş'arî'ye:

 "Rabbimizi bize hatırlat" der, bunun üzerine Ebû Musa, Hz. Ömer'in nezdinde uzun uzun Kur'ân okurdu. Öyle ki ashâbdan birisi: 'Ey emîrel mü'minîn! Namaz, namaz' diye hatırlatmak zorunda kalırdı.

 

 Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:

 "Allah'ın Kitabı'ndan tek bir ayeti cân u gönülden dinleyen kimse için, o ayet kıyâmet gününde bir nur oluverir."(7)

 

 Dinlemenin sevabı ne kadar büyürse, ona sebep olan okuyucu da o sevapta dinleyenle ortaktır. Ancak okuyucunun gayesi riya ve gösteriş ise, o zaman hüküm değişir.

 

 (1) Ebû Dâvûd, Nesâî, İbn Mâce, ibn Hibbân ve Hâkim, (Berrâ b. Âzibden)

 (2) Müslim ve Buharî, (Ebû Hüreyre'den)

 (3) Ebû Dâvûd, Vitr 20; Buhârî, Tevhîd 44; İbni Mâce, İkâmet 176.

 (4) İmam Ahmed, Nesâî, Tirmizî, İbn Mâce

 (5) Müslim ve Buharî

 (6) Müslim ve Buharî, (Ebû Musa'dan)

 (7) Nesâî, (Hz. Aişe'den)

 (8) İmam Ahmed, (Ebû Hüreyre'den)

Top