Peygamberimiz’in ticârî hayat ve alışverişle ilgili bazı tavsiyelerini sıralayalım: 1. Bir müslümanın yaptığı alışveriş üzerine, diğerinin yapmaması[1], diğer bir ifade ile “bir müslümanın pazarlığı üzerine pazarlık yapmaması.”[2]
2. Müşteri kızıştırmaktan kaçınılması.[3]
3. Müstahsilin malının pazara gelmeden ucuza kapatılmaması.[4]
4. Ticarette doğruluğa önem verilmesi, yalandan kaçınılması, söz verilince o sözde durulması, bir şey emanet edilince de emanete hıyanet edilmemesi.[5]
5. En hayırlı kazancın, kişinin kendi eliyle kazandığı şey olması.[6]
6. Alışverişte karşılıklı güven duygusunun yaşanması, alışverişte dürüstlüğün bereket vesilesi olacağı; satılan mal ile ilgili gerçeklerin gizlenmesi ve olduğundan farklı gösterilmek istenmesi halinde bereketin kalkacağı.[7]
7. Zengin tacirin takvadan uzaklaşmaması; dinî, içtimâî, mâlî sorumluluklarının gereğini yenine getirmesi.[8]
8. Borç, bir ihtiyacı gidermek için alınmalıdır, telef etmek, zaruri olmayan şeylere harcamak için değil.[9] Borcu ödemek, esas olmalıdır.
9. Darda kalan iyi niyetli borçluya mühlet vermek, büyük sevâptır.[10]
10. Yalan yere yemin ile malın sürümünü artırmak isteyen, neticede kazancın bereketini giderir.[11]
11. Rızık temin ederken helâl yoldan ayrılmamak icâbeder.[12]
12. Yanında işçi çalıştıran kişi, emeğinin hakkı ne ise hemen ödemelidir. Hadiste bu: “Alnının teri kurumadan!” diye belirtilir.[13]
13. İyiler ve doğrular dışında yalancı, sahtekâr ve aldatan tâcirler, kıyamet gününde kabirlerinden günahkâr olarak kalkacaklardır.[14]
14. Dürüst ve güvenilir tâcirler; “Peygamberler, sıddikler ve şehitlerle beraber” olacaklardır.[15]
15. Eksik ölçüp tartmak, milletlerin helâkine sebeptir.[16]
16. Spekülasyon (Karaborsa) yani bir malı ucuzken alıp kasıtlı olarak piyasaya sürmemek ve ancak pahalılaşınca sürmek ya da halkın ihtiyacı olan maddeleri piyasadan toplamak yasaktır. Bunu yapan kişiler, lânetlenmişlerdir.[17]
17. Yapılan işi, sağlam yapmak. Zira “Bir müslüman işini dikkatli ve sağlam yaparsa, Cenâb-ı Allah buna memnun olur.”[18]
18. Şartlar ne olursa olsun çalışmak esas olmalıdır. Hz. Peygamber’in şu hadisi bu açıdan çok anlamlıdır: “Sizden birinizin sırtına bir demet odun yüklenip (bu suretle kazancını sağlaması), birine el açıp dilenmesinden -el açtığı adam versin vermesin- daha hayırlıdır.”[19]
19. Yürütülen işin başarılması için gayret etmek, işe erkenden koyulmak.[20]
İşte Resûl-i Ekrem (s.a.v.), kendi emriyle kurulan müslüman çarşı-pazarına sık sık çıkıyor, müslümanları çalışmaya, helâlinden kazanmaya teşvik ediyor, bazı dükkânlara girerek ölçüye tartıya yardım ediyor, “böyle ölçün, böyle tartın” diyerek ölçüde ve tartıda doğruluğu öğretiyordu. Müslümanları iş hayatında ve ticarette dürüst olmaya yöneltiyordu. Biz, Resûlüllâh’ın bu mânâdaki tavsiyelerinden bazılarını yukarıda sıraladık. İş hayatı, işi yürüten, çalışan (işçi), malı satan (tâcir), alan (tüketici), meyve ve hububat üreticileri (müstahsil), şirketler, (ortaklıklar) vs. hakkında daha yüzlerce tavsiye ve esasın olduğunu hatırdan uzak tutmamalıyız.