"Allah’ın üzerinize olan nimetini hatırlayınız. Hani siz birbirinize düşmandınız da o kalplerinizi birbirine bağladı ve sizler kardeş oldunuz." Âl-i İmrân 3/103.
Allah İçin Olan Kardeşlik Mü’minlerin Âlâmetlerindendir:
Cenâb-ı Allah mü’minlerin kalplerini iman ile birleştirdi. Onların arasını sevgi bağları ile bağladı. Şerefli kitabında onları kardeş yaptı ve onlara bu kardeşliği ihsan ederek buyurdu ki:
“Allah’ın üzerinize olan nimetini hatırlayınız. Hani siz birbirinize düşmandınız da o kalplerinizi birbirine bağladı ve sizler kardeş oldunuz. “6
İslâm toplumu bütün parçalarıyla birbirine bağlanmış bir toplumdur. Fertleri bir bedenmiş gibi yaşarlar. Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur: “Mü’minler birbirlerine sevgide, merhamette sevgili olmada bir ceset gibidirler. Onun bir uzvu rahatsız olduğu zaman, vücudun diğer yerleri de uykusuzluk ve hastalık çağrışımı yapar.”7
Yardımlaşma, birbirinin elinden tutma, birbirinin külfetine katlanma, birbirine gidip-gelme, merhamet etme, birbirine nasihat etme, karşılıklı yardımlaşma, hürmet gösterme, ikram etme, sıkıntıları ortadan kaldırma, ayıpları örtme... Kini, buğzu bir tarafa atmak ve kendi nefsi için sevdiğini kardeşi için de sevmek, Allah için olan kardeşliğin belirtilerindendir.
Bir hadis-i şerifte de şöyle buyurulmuştur:
“Müslüman müslümanda beş hakkı vardır. Selamına karşılık vermek, hastalığında ziyaret etmek, cenazesine iştirak etmek, davetine icabet, hapşırdığında ‘yerhamukellah’ demek.”8
Bir diğer rivayette de şöyle gelmiştir: “Müslümanın Müslümandaki hakkı altıdır: Karşılaştığında ona selâm ver, seni davet ettiğinde onun davetine git, sana öğüt vermek istediği zaman nasihatini kabul et, aksırdığında elhamdülillah derse, sende ona yerhamukellah’ de, hastalandığında onu ziyaret et, öldüğünde cenazesinde bulun.”9
“Müslüman müslümanın kardeşidir. Onu yalnız bırakmaz ve onu düşmanın eline terk etmez. Müslüman kardeşinin hacetinde olanın, Allah da ihtiyacını karşılar. Bir müslüman sıkıntısını giderenin, Allah da kıyâmet gününde sıkıntılarından birini giderir. Bir müslümanın ayıbını giderenin, Allah da kıyâmet gününde ayıbını örter.”10
“Sizden biriniz, kendi nefsi için sevdiğini mü’min kardeşi için sevmedikçe iman etmiş olmaz.”11
İslâm müslümanlar arasında kardeşlik bağlarını kuvvetlendirmeye teşvik etmiştir. Bundan dolayı Cuma namazı ve cemaatle namaz kılmayı, yüzler karşı karşıya gelsin, eller musafaha ile birbirine değsin, dişler neşe ile parlasın diye emretmiştir.
Bunlar müslümanların aralarında tekrarlanır dururken tanışma derken arkasından kardeşlik ve sevgi meydana gelir. İslâm zekâtı da emretti. Zengin olanın fakir kardeşine vermesi içinde İslâm mal infakını da teşvik etti. Fakir, zengin kardeşine sevgi besler ve onların arasında sevgi ve kardeşlik bağları kuvvetlenir. İslâm, zenginin açlığı tatması, açlığın acısını hissetmesi ve kalbinde fakir kardeşine karşı merhamet meydana gelip ona vermesi, ona iyilik yapması için de oruç tutmayı farz kılmıştır. Hakikatte kalpler kendisine iyilik yapanı sevmek üzere yaratılmıştır. İşte bu şekilde her yıl müslümanların bir toprak üzerinde birbirleri ile karşılaşmaları içinde haccı farz kılmıştır. Onlar, dilleri ayrı ayrı, cinsleri çeşit çeşit sarmaş dolaş oldukları halde, kalpleri birleşmiş ve sevgi ile dolmuştur. Onların, dilleri ve lügatleri anlatmaktan aciz kalınca, bakışları ile ibret almıştır.
6 Âl-i İmrân 3/103.
7 Müslim, Birr, 66.
8 Müslim, Selâm, 4; Ebû Dâvûd, Edeb, 97.
9 Müslim, Selâm, 5; İbn Hanbel, 14/439.
10 Buhârî, Mezâlim, 4; Müslim, Birr, 58; İbn Hanbel, 9/463.
11 Tirmizî, Kıyâme, 59.
Kaynak: Abdullah Demircioğlu, İslam'a Davet, sf129,130
Bizi sosyal medyada paylaşın: