Onların âdâbından biri de vücudunun organlarını yalnız Allah’ın emirleri doğrultusunda kullanmak, dostlarından çıkan hatadan dolayı onları mazur görmek, büyük günah işleme, ya da farzı terk etme dışında dostları kınamamaktır. Muhammed b. Hâmid et-Tirmizî şöyle dedi:
“Allah’a karşı güzel terbiye, uzuvlarından hiçbirini O’nun rızasına aykırı hareket ettirmemendir; O’nun halkına karşı güzel terbiye de hakkın, onlar üzerinde yaptığı işlerden ötürü onları mazur görmen, bir farz veya sünnete muhalefet dışında onları kınamamandır.”
Ebû Osman el-Hirî de şöyle dedi:
“Kim nefsini terbiye ederse herkes ondan terbiye öğrenir; edeb ehline aykırı hareket eden yasakları çiğner ve kendisine uyanlar yoldan çıkarlar.”
Yusuf b. el-Hüseyn şöyle dedi:
“Her amel edenin değeri, edebidir. Edebin bir kısmını terk edenin değeri yoktur.”
Muhammed b. el-Fadl da şöyle dedi: “Kim zâhirin âdâbını kullanırsa zâhir arkadaşları, onun âdâbıyla edeplenirler, kim bâtının âdâbını kullanırsa halkın kalplerine onun heybeti düşer.”
Tasavvufun Ana İlkeleri, Ebû Abdurrahman es-Sülemî