Muridan
Hz. Ali´nin (r.a) Şehadeti

Hz. Ali´nin (r.a) Şehadeti

Hz. Ali, Nehrevan’da Hâricîleri bir ölçüde ortadan kaldırmış, fakat onların eyaletlerdeki takipçileri, Hâricîlerin görüşlerini geliş­tirip yaymışlardı.

 
Hz. Ali’nin kılıcından yakasını kurtaranlardan Hâricî fırkasına mensup üç kişi Rebiü’l-âhir (Ağustos)unda Hicaz’da bir araya geldiler ve Nehravan’da öldürülen yoldaşlarını hatırlayıp teessüf ederek, “Onlardan sonra bizim dünyada ne işimiz var? Hiç değilse, dalâlette olan imamlarıöldürelim ve milleti onların elinden kurtaralım” dediler. Bunlardan Abdurrahman İbn Mülcem, Hz. Ali’yi; Burek İbn Abdullah, Muâviye’yi; Amr b. Bekir; Amr b. el-Âs’ı öldürmeye karar verdiler. Suikastçılar Ramazan ayının 17. gecesi sabahı için sözleştiler, aralarında ahidleşip yemin verdiler.(1) İbnü’l-Esîr buna şunu ekler: “Öyle sözleştiler ki hiç­biri üstlendiği vazifeyi ifa için ölümden bile kaçınmayacaktı. ‘Öl­mek var, dönmek yok’ demişlerdi.”(2) Nihayet kılıçlarının ucunu zehirleyerek suikast mahallerine hareket ettiler.
 
 
Bunlardan Mısır’a giden Hâricî-süikastçı, Amr b. el-Âs yerine vekili Hârice İbn Habibe’yi öldürdü. Zira Amr hasta olduğundan namaz kıldırmaya çıkamamıştır. Amr b. el-As, yakalanan katili der­hal idam ettirdi.(3)
 
Şam’a giden Hâricî-süikastçı sabah namazına giderken Muaviye’yi uyluğundan yaraladı, fakat öldüremedi. Muaviye’nin adamları derhal onu yakaladılar. Yakalanan süikastçı, Hz. Ali’nin öldürüldüğünü müjdelemek istemişse de ölümden kurtulamadı. Muaviye’nin yarası tedavi edildi.
 
Kûfe’ye giden suikastçı İbn Mülcem 17 Ramazan 40 (24 Ocak, 861) günü sabah namazına gitmekteolan Hz. Ali’yi şehid etti. İbn Mülcem Kûfe’ye gittiğinde süikast gününe kadar iki kişi daha bulmuştu, o gün kendisine yardımcı olacaklardı, öteki Hâricîlerin, bu sırdan haberi yoktu. İbn Mülcem ve yardımcıları, o sabah Halife’nin geçeceği yola pusu kurmuşlardı. Hz. Ali, önde müezzini, arkasında kendisi ve geride uzaktan Hz. Hasan olduğu halde “es-salâ es-salâ yâ eyyuhennâs!.” nidâları ile her zaman olduğu gibi cami­ye doğru yürümeye koyulmuştu ki, bir süre sonra pusu kurulan yere gelince İbn Mülcem ve adamları âniden hücum ettiler. İbn Mülcem’in kılıç darbesi, başında derin bir yara açtı. Hz. Ali, namazı kıldıramayacak kadar ağır yaralanmıştı, yerine vekil tayin olundu. Katiller yakalanmıştı.
 
Halife, evine istirahat ve tedaviye kaldırıldı. Katillerin, kendisi ölürse kısas edilmesini, kendi ölümü yüzünden katillerden başka­larının öldürülmemesini tenbih etti.(4) Bir ara Cündüd İbn Ab­dullah bir hâl olursa, Hasan’a bey’at etmek istediklerini hatırlatınca, Hz. Ali: “Size bu konuda emir de, nehiy de vermem, siz işinizi daha iyi bilirsiniz” dedi ve bu konuda hüküm bildiren bir ifâde ortaya koymadı.Sonra oğulları; Hasan, Hüseyin ve Muhammed el- Hanefiye’ye çeşitli vasiyetlerde bulundu. Taberî ve İbnü’l-Esîr’den bu vasiyetleri şöyle özetlemek mümkündür:
 
“Oğullarım! Takvâ sahibi olunuz. Öksüzleri himaye ediniz, zayıfları gözetiniz, zâlime hasım, mazluma hâmi olunuz, Allah’ın ki­tabına uyunuz, bu hususlarda kınayanın kınamasına aldırış etme­yiniz!..”
 
Hz. Ali bir ara gözlerini üçüncü oğlu Muhammed el-Hanefiye’ye çevirdi: “Kardeşlerine yaptığım vasiyetleri aklına yerleştirdin mi? Senin de onlara yaptığım vasiyete uymanı ve büyük kardeşlerine saygılı olmanı tavsiye ederim. Zira onların senin üzerinde emeği vardır” dedi ve vasiyetini şöyle devam ettirdi:
 
“Oğullarım! Namazlarınızı zamanında kılınız, zekâtı yerli ye­rince veriniz. Usul ve erkânına uygun olarak abdest alınız. Çünkü onsuz namaz olmaz. Günahlarınıza tevbe ediniz. Gayz ve kininizi yenmesini biliniz. Sıla-i rahm’i gözetiniz. Câhile karşı hilm sahibi olunuz. Dini iyi anlamaya çalışınız. Ahidlerinize vefakâr olunuz. İyi komşuluk münasebetlerini hassasiyetle devam ettiriniz. Emr-i bi’l-ma’ruf nehy-i ani’l-münker’i ifâ ediniz. Her türlü kem sözden ve çirkin işten kaçınınız.”(5)
 
Hz. Ali vasiyetini tamamladıktan sonra tevhid kelimesi ile ru­hunu teslim etti. Oğlu Hasan, derhal katili kısâsen katlettirdi.(6)
Kaynakların verdiği bilgilere göre Hz. Ali’nin Halifelik müdde­ti, 4 sene 9 aydır. Yani 5 seneden 3 ay eksiktir. Sıhhatli bir rivâ­yete göre vefatında 63 yaşındaydı.(7)

 

1. Taberî, VI, 83. Taberî’ye göre bu suikast, Ramazan’ın son 13 günü içinde yapılarakşekilde kararlaştırılmıştı.
2. İbnü’l-Esîr, III, 389 vd.; Ya’kûbî, II, 212.
3. Taberî, VI, 86 vd.; İbnü’l-Esîr, III, 394. Harice, Mısır valisinin em­niyet müdürü idi.
4. Taberî, VI, 87 vd.; İbnü’l-Esîr, III, 389 vd.; Welhausen, 27. Kaynak­larda İbn Mülcem’in, babası ve kardeşinin Ali ordusu tarafından Nehrevan’ da öldürülen Kutam adlı bir kadın tarafından bu işi başarırsa kendisiyle iz­divaç edeceği va’diyle tahrik edildiğinden bahsolunur. Fi’len katile yardım eden öteki câni, Şubeyb b. Becere adlı biriydi.
5. Nesebi, sıfatı, evlâd-ı ıyâli, hutbe ve vasiyetleri için bk. Taberî, VI, 89 vd.; İbnü’l-Esîr, III, 391 vd.
6. Taberî, VI, 86 vd.; İbnü’l-Esîr, III, 392. Hz. Ali’nin cenazesi ile il­gili gasl, teçhiz, tekfin ve toprağa verme işlemlerini Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve Abdullah b. Ca’fer ifa etmiş, diğer bazı zevat da yardımcı olmuş, cenâze namazında kalabalık bir cemaat hazır bulunmuştu.
7. İbnü’l-Esîr, III, 396. Vefat ayının Ramazan olduğunda ittifak, fa­kat gününde ihtilâf vardır. “17 Ramazan Cuma, 27 Ramazan Kadir Gecesi v. bg.” Ayrıca bk. Ya’kûbî, II, 213; İbn Kuteybe ed-Dineverî, el-İmâme ve’s-Siyâse, I, 137; İbn Abdi Rabbih, Ikdü’l-Ferid, IV, 340.

Top