Ehl-i Kitab'ın (yahudi ve hıristiyanlar) cennete girip giremeyeceği hususu güncel gibi gözükse de yaklaşık on iki asırdır kötü niyetli kişiler tarafından istismar edilmekte, itikadımız bozulmaya çalışılmaktadır.
Yüce Allah, Âl-i İmrân sûresinde buyuruyor ki:
81- Allah peygamberlerden şöyle söz almıştı: "Andolsun ki size kitab ve hikmet verdim, sonra yanınızda bulunan (kitaplar)ı doğrulayıcı bir Peygamber geldiğinde ona muhakkak inanacak ve ona yardım edeceksiniz! Bunu kabul ettiniz mi? Ve bu hususta ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?" demişti. Onlar: "Kabul ettik" dediler. (Allah da) dedi ki: "Öyleyse şahit olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım".
79-80-81-Allah bütün peygamberlerine kitap ve hikmet verirken hepsinin böyle bir sözleşme ve anlaşmasını almıştır. Bunlar arasında, önce gelenden sonra gelene, sonra gelenden öncekine böyle karşılıklı ve ilâhî şahitlik altında kabul edilmiş bir tasdik antlaşması vardır. Hepsi, kendilerini tasdik eden Muhammed Resulullah'a iman ve yardım için Hak Teâlâ'ya söz vermişlerdir. İlim ve hak şahitliğin hükmü budur.
82- Artık bundan sonra her kim dönerse, işte onlar yoldan çıkmışların ta kendileridir.
*****
81. ayetten kolaylıkla anlaşılacağı üzere yüce Allah; 124, bir rivayete göre de 224 bin peygamberinin tamamından, Hz. Muhammed (s.a.s) Efendimize iman etmeleri ve O'nun zamanına erişirler ise kendisine yardım etmeleri hususunda kesin söz almıştır. Buna göre aşağıdaki bilgi kesinlik kazanır:
Yahudi ve hıristiyanların cennete girmeleri için surenin 81. ayetine göre öncelikle Peygamber Efendimize (s.a.s) ve getirdiği yüce Kur'ân'a inanmaları gerekmektedir. Bu bir yorum değildir. Çünkü bu şekilde iman etmeleri bizzat kendi peygamberleri tarafından iman esası olarak şart koşulmuştur.
82. ayet ise bu iman esasına uymayanların akibetlerini/sonlarını açıkça ortaya koyar.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili