Allah’a hamd olsun… Allah’ın en sevgili kulu Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) Efendimize ve pâk, temiz âl ü ashabına (r.anhüm) sayısız salât ve selam olsun.
Aziz Ziyaretçilerimiz!
Mevlid demek, şerefli doğum demektir ki yaratılmışların en şereflisinin dünyaya gelişi bu isimle anılır. Bu gece öyle bir gecedir ki, bu gecenin önemini anlatmak beşer kaleminin çok fevkindedir. Bu gece; âlem-i ervâhtan, âlem-i ecsâmı; dünya alemini şereflendiren, her iki cihanın yaratılma sebebi olan Rahmeten li’l-Âlemîn Hazret-i Fahr-i Âlem (s.a.s) Efendimizin doğduğu gecedir.
Bu gelen tevhid ü irfân kânıdır
”Sen olmasaydın, Sen olmasaydın (Habibim), âlemleri yaratmazdım…” (1)
“Biz Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (2)
Muhammed doğduğu gece
Mü’min, münafık fark oldu
Muhammed doğduğu gece
Kâinatın Efendisini (s.a.s) dünyaya getiren bahtiyar anne Hz. Âmine’nin (r.anhâ), O (s.a.s) henüz dünyaya gelmeden gördükleri çok mânidârdır.
Peygamber (s.a.s) Efendimize hamileyken rüyasında: “Sen, insanların en hayırlısına ve bu ümmetin efendisine hamile oldun. O’nu dünyaya getirdiğin zaman ‘Her hasetçinin şerrinden koruması için bir ve tek olana sığınırım’ de, sonra ona Ahmed yahut Muhammed ismini ver.”
Yine kendisinden çıkan bir nurun aydınlığında bütün doğuyu ve batıyı, Şam ve Busra saray ve çarşılarını, hattâ Busra’daki develerin uzanan boyunlarını gördüğünü Abdülmüttalib’e anlatmıştı. (4)
Bir acep nur kim güneş pervânesi
İndiler gökten melekler sâf ü sâf
Kabe gibi kıldılar beytim tavaf
Doğdu ol saatte ol sultân-ı din
Nura gark oldu semâvât ü zemîn
Suyun rengi nûra döndü…
Evet, bu işaret her türlü küfrün, zulmün, şirkin ve her türlü bâtıl inanç ve âdetlerin parçalanıp yok olması, imanın, nurun ve hidâyetin kâinatı aydınlatması için gönderilmiş bir Peygamber olduğunun göstergesi idi.
Evet… Kisraların sarayları yıkıldı, Mecusilerin bin yıldır yanan ateşleri söndü, Kâbe de bulunan putlar yüz üstü yere düştü, ne kadar kaldırdılarsa da tekrar ve tekrar düştüler.
Efendimiz (s.a.s) doğmadan evvel âlem zifiri karanlıktaydı. Elleriyle yaptıkları putlara tapan müşrikler, kız çocuklarını diri diri toprağa gömüyor, kadına ikinci sınıf muamelesi yapıyorlardı. Haksızlık almış yürümüş, ahlak adına bir şey kalmamıştı.
O (s.a.s) doğdu, yer sevindi, gök sevindi. Doğudan batıya kainat neşeyle, nurla doldu.
“Tüm Peygamberler nûrlarını O’ndan (s.a.s) iltimas ederler, alırlar.”
Bulan sırr-ı tevhîdi
Hüdâi’nin ümidi
Sensin yâ Rasûlallah
“Şefaatime en layık olan, bana en çok salavât okuyandır.” [Tirmizi]
“Kıyamette bana en yakın olan, en çok salavât getirendir.” [Tirmizi]
“Sabah-akşam on salavât getiren, kıyamette şefaatime kavuşur.” [Taberani]
“Cuma günleri bana 80 salevat okuyanın 80 yıllık günahı affolur.” [Şir’a]
“Dua perdelidir. Bana salavât getirilince, perdeler yırtılır, dua kabul olur.” [Taberani]
Ya İlahi ümmetim ver gıl banâ
Ümmetim dedi sanâ çün Mustafa
Ver salavât sen de ânâ bul safa
Geceniz mübarek olsun.
Tüm İslam âleminin Mevlid-i Şerifini tebrik ederiz…
Essalâtü vesselâmü aleyke Ya Habîballah
Essalâtü vesselâmü aleyke Ya Seyyide’l-Evvelîne ve’l-Âhirîn.
1. Keşfü’l-Hafâ, Aclunî, II, 164.
2. Enbiyâ Sûresi, 107.
3. Taberî Tarihi, II, 125; İbn-i Sa’d, Tabakât, I, 102.
4. İbn-i Sa’d, Tabakât, I, 102.