Vahhabi mezhebinin kurucusu olan Muhammed bin Abdülvahhab, Hureymile’ye gitti. Bir süre sonra burada tanındı ve etrafına pek çok taraftar toplamayı başardı. Ancak kendisine bir fenalık yapılabileceğinden kuşku duyan yakınları, onu doğduğu şehir Uyayne’ye götürdüler.
Muhammed bin Abdülvahhab burada bölgenin emiri Osman bin Hamr bin Muammer’in himayesine girdi. Bu sırada kadılık yapıyor, fetvalar veriyor, davet işine devam ediyordu. Bir süre sonra Emiri, Halife Ömer bin Hattab’ın 634’te Yemame harbinde şehit düşen kardeşi Zeyd’in, Der’iyye ile Uyayna arasındaki el-Cabila isimli köyde bulunan türbesini yıkmak için ikna etti. Zeyd’in türbesi yanında bulunan diğer şehitlerin mezarları ile birlikte yıkıldı, ağaçlar kesildi. Yakınlarda bulunan bir mağaranın girişi tahrip edildi.
İslam dünyasında Vahhabi’lerin ilk yıktıkları türbe ve mezarlık budur. Emire sözünü geçiren Abdülvahhab’ın şöhreti artmıştı. Ancak verdiği sert fetvaları ve aldığı katı kararlarıyle korku ve kuşku uyandırmaya başladı. Halk Necid’in güçlü kabilelerinden Beni Halid’in emirine şikayette bulununca bu kabilenin emiri yardımda bulunduğu Uyayna emiri Osman’dan Abdülvahhab’ı hemen bölgesinden uzaklaştırmasını istedi.
Muhammed bin Abdülvahhab Uyayna’dan ayrılarak Der’iyye’ye geldi. Burada Emir Muhammed bin Suud’la tanışarak O’nun himayesine girdi. Bu karşılaşma ve tanışma daha sonra krallığa dönüşerek ikiyüz elli yıl sürecek ve günümüze kadar ulaşacak Vahhabî-Suudî emirliğinin başlangıcıdır.
Bu tanışma ile Muhammed bin Abdülvahhab fikirlerine, amacına ve siyasi savaşına askeri destek bulmuş, yüzyıllardır çölde yaşayan bir Necid kabilesinin emiri olan Muhammed bin Suud’ta Abdülvahhab’ın desteğiyle pek çok kanlı iç mücadeleler, dalgalanmalar ve kesintiler arasında devamlı şekil değiştirerek iki buçuk asır sonra dünya siyasetinde denge unsuru olacak bir devlet görüşünün temelini atmıştı.
Mekke-i Mükerreme'de Cennetu'l-Muallâ'da, bir zamanlar ayakta olan Hz. Hadîcetu'l-Kübrâ (r.ha) vâlidemizin türbe-i şerîfeleri. Sene 1324/1908
Bu anki hali...