Hüseyin b. Ali b. Ebû Tâlib, Rasûlullâh (s.a.s) Efendimizin torunu, gülü ve cennet ehli gençlerin efendisidir.
Annesi Rasûlullâh’ın (s.a.s) kızı Hz. Fâtımatü’z-Zehrâ’dır. Babası âbid, zâhid ve henüz çocuk denecek yaşta müslüman olmuş Hz. Ali’dir.
Hz. Hüseyin, hicretin dördüncü yılında, Şaban ayında doğmuştur. Buna göre Hz. Hasan’dan yaş itibarıyla bir sene on ay kadar küçüktür. Rasûlullâh, Hz. Hasan’ın doğumu ile nasıl sevinmişse, Hüseyin’in doğumu ile de öylece mesrur olmuştu. Hz. Hüseyin doğunca onu Rasûlullâh’a götürdüler. O da ona “Hüseyin” adını verdi. Bu, İmran b. Süleyman’dan rivayet edilmiştir. Hasan Hüseyin cennet ehlinin isimlerindendir. Cahiliye devrinde böyle adlandırılan olmamıştır. Hüseyin, isminin verilmesinde çok hikmetler gizlidir.
Rasûlullâh (s.a.s), Hz. Hasan’ı da severdi. Fakat Hz. Hüseyin’e olan sevgisi daha fazla idi. Ondan şöyle rivayet olunuyor: “Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin’denim. Hüseyin’i seveni Allah da sever. Nitekim, Hasan ve Hüseyin benim dünyada iki kolumdur” buyuruyordu.
Rasûlullâh (s.a.s) Efendimiz ahirete intikal ettiği zaman Hz. Hüseyin henüz sabi denilecek kadar küçük yaşta idi. O’nun vefatı ile Hz. Ebû Bekr’e biat olunmuştu. Altı ay sonra da cennet kadınlarının en efendisi Hz. Fatıma vefat etmişti. O da ceddi gibi küçük yaşta yetimlik acısını tadıyordu. Ağabeyi Hz. Hasan gibi dini ilimlere önem veren Hz. Hüseyin, Kur’an-ı Kerim’i ezberliyor, hadis rivayet ediyor ve Allah (c.c.)’ın kitabını tefsir ediyordu. Yine o; teheccüd başta olmak üzere nafile namazları kılıyor, oruç tutuyor, hülasa Cenab-ı Allah’a halisane bir şekilde ibadet ediyordu. Hz. Ömer’e hilafet sırası geldiği zaman, Hz. Hüseyin on beş yaşına yeni basmıştı. Hz. Osman’a biat edildiğinde ise yaşı yirmi beşe yaklaşıyordu. Hz. Hüseyin ilimden ve verâdan gerçek payını alanlardandır. İ‘lâ-yı Kelimetullah (Allah’ın dinini yüceltmek) için harbe davet edildiği zaman hiç çekinmeden icabet etmiştir.
Hz. Ali’nin onu, Hz. Osman katledilmeden önce Hz. Osman’ı korusun ve ona yardımcı olsun diye yanına gönderdiğini görüyoruz. Fakat bu yardım mukadder akıbeti değiştirmedi. Hz. Osman şehit edildi. Medine’ye bir ateş düştü. Müslümanlar iki gruba ayrıldılar. Bir müddet sonra Hz. Ali’ye biat edildi, o da Medine’ye bir daha böyle menfur bir gün daha yaşatmamak için iki oğlunu yanına alarak Küfe’ye gitti. Hz. Hüseyin babasıyla birlikte Cemel Vakasında bulunmuştur. Hz. Ali şehit edildiğinde, Hz. Hasan’a biat edildi. Hz. Hüseyin’de ona yardım etmiş ve destek olmuştu.
Görülüyor ki Hz. Osman döneminde patlak veren fitne onun devrinde zirveye doğru tırmanıyordu. Nihayet o da Kerbela’da şehit edildi.