Muridan
O'nun ülkesine göç et­mek

O'nun ülkesine göç et­mek

Ben yalnız Allah'tan korkarım. Bir ümidim varsa, o da O'ndan olur. Eğer yaptığım kulluk varsa, o da O'nun içindir. Yalnız O'nun için çalışırım. Rızkımı O'nun hazinesinden beklerim. Her şey O'nun kuludur; O'ndan gayri mülke sahip çıkan olmaz.

Bu meclisin de konuşma tarihi yok; az ara ile bir evvelkinin devamı olsa gerektir.

 

Geylânî Hz. devam etti:

Ey kibirliler, size yazıklar olsun. Yaptığınız ibadet sizi yerde bile tutamıyor. Yücelere nasıl çıkabilirsiniz? Allah Teâlâ şöyle buyurdu: “O'na varan, temiz sözdür; iyi işler O'na yükselir.” (el-Fâtır, 35/10)

Aziz ve Celil olan Rabb’imiz, yaratıcı ve besleyici sıfatını Arş'a kadar yükseltti, oraya yerleştirdi. Bütün varlığı ihtiva etti. O'nun bilgisi her şeyi kuşatmıştır.

Kur'ân-ı Kerim’de belirtilen yedi âyet'in yaratanı O'dur. Kat kat olan yedi kat sema onun eseridir. Senin cehlin onları bana inkâr et­tiremez. Onları bana inkâr ettirmen kabil olmaz. Elindeki paslı kı­lıç beni yere seremez. Elinde bulunan malı bana sevdirebilmen kabil olmaz.

Ben yalnız Allah'tan korkarım. Bir ümidim varsa, o da O'ndan olur. Eğer yaptığım kulluk varsa, o da O'nun içindir. Yalnız O'nun için çalışırım. Rızkımı O'nun hazinesinden beklerim. Her şey O'nun kuludur; O'ndan gayri mülke sahip çıkan olmaz.

En az beş yüz kişi önümde İslâm dinini kabul etti. Yirmi binden fazla kişi kötülüğü bıraktı. Allah'a döndü, tevbe etti. Bunlar benim değildir. Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in ruhaniyeti, bereketi ile ol­muştur.

Allah gaybı bilir. O'ndan başkası gayba âşinâ olamaz. Ancak ra­zı olduğu Rasûller hariç. Onlara da yine O bildirdi. Gayb, Hakk'ın indindedir. Peygamber (s.a.v) Efendimiz, O'na yaklaştı. O kadar yakın oldu ki, Hakk'ı gördü. Katında mevcut olanları anladı.

 Yuvandaki halkı bırak. Ülkeni kalbinden ırak eyle. Kalbin Allah sevgisini taşımalı. Oradan hanım sevgisini çıkar. Dışını onlara ver. Kalbini Hakk'a ver. Her faniyi bırak, baki olan varlığa yönel.

Hakk'ın kapısına vardığın zaman, oranın hizmetçileri ile uğraş­ma. Oranın sultanı ve şahı ile olmaya bak.

O’na varırken yoluna duran her şeyi reddet. Tabakla yemek su­narlarsa yeme, hücre verirlerse oturma. Hanım verilirse evlenme. Bunlar mâna âleminin gölgesidir. Hiç birine aldanma, yoluna devam et. Ta O'na varıncaya kadar.

Üzerinde yalnız önce giymiş olduğun elbise olsun. Yorgunluğu­nu geçirmeyi düşünme. Üzerine konan toza bakma. Allah yolunda toza belenmiş insanlar daha makbuldür. Bu toz zahirde anladığınız toz değildir, erenler bilir.

Devam et. Hak sana yedirir. Heyecanını O dindirir. Sana O ül­fet verir. Her darlığını giderir. Yorgunluğunu O geçirir. Korkunu em­niyete çevirir. O'nun yakınlığı sana en büyük nimet sayılır. O'nun rüyeti en tatlı taam olur. Yemen, içmen hep O'nun varlığında ta­mam olur.

Halkın sana yönelmesi ne gibi bir mana taşır ki. O'nu bilmek, O'ndan dilemek, O'nun katında sakin olmak, O'nun ülkesine göç et­mek. En önemli şey bunlardır. Halkı O'nun uğruna sev; o dem sa­na yönelen halk kitlesi, Hakk tarafından gönderilmiş olur. Halkın sa­na gelişi O'nun varlığı ile olmalı, öyle görmelisin. Halkın idaresini ele almak böyle olur. En önemli şey, bunu anlayabilmektir.

Top