Muridan
Biriniz Rabbiyle Konuşmak İstiyorsa Kur'an Okusun

Biriniz Rabbiyle Konuşmak İstiyorsa Kur'an Okusun

Sevgili Peygamberimiz bize Kur'an okumayı şiddetle tavsiye ediyor. Okuyun buyuruyor.

مَنْ أَرَادَ أَنْ يَتَكَلَّمَمَعَ رَبَّهُ فَلْيَقْرَأِ الْقُرْآن

Ne kadar güzel. ‘Kim Rabbi Zü’l Celâl ve’l Kemâl Hazretleri ile konuşmak istiyor ise Kur'an okusun.’ buyuruyor. Tabi Peygamberimiz de bizi Kur'an okumaya teşvik ediyor. Kur'an okuduğunuz takdirde her harfine, ne kadar sevap var biliyor musunuz? Her ayetine değil, her harfine on sevap veriliyor. ‘Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben elif, lâm, mîm bir harftir demiyorum;bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir’.[1]

[2]الٓمٓayetini okurken ‘Mîm’e kadar olan on sevaptır, demiyorum.’ Hayır, اyazdığınız zaman dört harf; Elif, Lam; Lam’ı çeken ىmed harfi var. Ondan sonra ‘ف’ harfi var. Kaç harf var orada? Dört harf var. Demek ki bir ‘Elif’ dediğiniz zaman kırk sevap alıyorsunuz öyle mi? Dördü onla çarparsanız o kadar sevap alıyorsunuz. ل‘da kaç harf var? Lâm yazdığınız zaman onda da üç harf var. Otuz eder. مyazdığımız zaman onda da üç harf var. Hepsi toplanınca yüz sevap ediyor. Yani sadece الٓمٓiçinon sevap yok. Ondan sonra  الْكِتَابُذٰلِكَ  geliyor.  ذٰلِكَ'de  ذvar, اvar. Evet, onu da sayayım mı? لvar. Ondan sonra كvar. ذٰلِكَİsm-i işarettir. Arapça‘da ismi işaret demek bu, şu, o demektir.  الْكِتَابُkelimesi de ا,لdiye devam ediyor.

 ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚ فيهِۚۛ   [3]

‘Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır’ diyor Cenâb-ı Mevlâ.  رَيْبَۚ فيهِۚلَاOnu da sayalım. لharfi, اile ل'dan on, on, yirmi sevap var. Ecdâdımız, Kuran’ı Kerim’deki 6.666 ayeti kerîmenin harflerini saymışlardır. Kur'an-ı Kerim’de kaç harf var? Hepsini saymışlardır. Milyona varan harf vardır belki de. Demek ki 6666 ayeti, 114 sureyi okuduğun zaman milyon sevap oluyor.

 Burada anti parantez olarak şunu da söyleyeyim. Mesela birinci rekâtta Fîl sûresini okumuş olursak, ikinci rekâtta bir başka sureyi okumamız lazım. Bilmediğimiz taktirde aynı sûreyi okursak o ayrı. İkinci rekâtta Kureyş sûresini okuyabiliriz. Ama sıradan gidildiğinde Kureyş sûresini atlayarak Mâun sûresini okursanız mekruh olur. Mutlaka atlayarak okumanız icâp ediyorsa, ikinci sûre yani Kevser sûresini okuyun. Neden? Çünkü Kur'an'ı beğenmemezlik gibi bir şey oluyor. Kur’ân’ın tertibine bir hürmetsizlik oluyor. Ama tabiatıyla ezberinde yoksa o mazur görülür tabi. Olabilir insanlık hali bilemez. Anadolu insanımız Müslümandır ama bir iki sureyi biliyor. Onlar mazur olabilir. Bunun için tabii bazı kolaylıklar var.

Bu Kur'an'da hiç şüphe yok. الْكِتَابُذٰلِكَyani Rabbimizin kelamı… O kadar müthiş bir şey. Arapça'da ذٰلِكَaslında biraz uzağı gösteren bir ifadedir. Yani  الْكِتَابُهٰذَdemiş olsaydı, ‘bu kitap’ demiş olurdu. الْكِتَابُذٰلِكَdiyerek ‘şu kitap’ buyurmuştur. Allah-u Teâlâ burada bir şey ifade ediyor. Yani bir büyüklük, azâmet, saffet, kuvvet ifade ediyor. İşte şu kitap var ya şu kitap elinizdeki o kitap. Onun için Kur'an her şeyiyle güzeldir, sevgilidir.

Kur'an'da şek şüphe yok. Devr-i saadette peygamberimize Kur’an-ı Kerim geldiği zaman çok istediler; Kur’an’ın bir benzerini nasıl söylesek? O’na benzer bir nazire nasıl yapsak? Çok uğraştılar ama nâfile.

O bakımdan arkadaşlar, dinimize çok sahip çıkmamız lazım. Bizim dinimiz ne altın, ne gümüş. Kur'an ayetleri dünyalar dolusu hazinelerinde üstünde bir değere sahiptir. Onu idrak ederek yaşayalım. Kur'an hem söz itibariyle, hem mana itibariyle ruhlara hitap eden muazzam bir kitaptır.

 



[1] Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 16

[2] Bakara;2/1

[3] Bakara;2/2

Top