- “ Allah yolunun hak pusulası, VERA’ dır. Şüpheli işler peşinde giden bir gün harama düşer. Tıpkı sınırda hayvan yayan çoban gibi. Günün birinde sınır aşılır, çoban belasını bulur.
Hz. Ebû Bekir r.a. şöyle buyurdu:
- “ Biz, harama düşmeyelim diye en az yetmiş mubah terkederiz.
Hz. Ömer r.a. ise şöyle buyurdu:
- “ Biz en az ondokuz helali, harama kaymayalım diye yapmadık.
Onlar tam VERA sahibi insanlardı. Haram korkusu yüzünden helâli ve mubahı terkederlerdi. Bunu şu Hadis-i Şerife dayanarak yaparlardı:
- “ Her sultanın bir sınırı vardır. Allah’ın sınırı ise haramlardır. Her kim sınır yakınına gelirse tehlikeye kapılması mümkündür.
Her sultanın bir hisarı vardır. Her kim oraya girerse, birinci kapıyı geçmiş olur. Sonra ikinciyi daha sonra üçüncüyü....
Böylece saltanat kapısının gölgeliğine kadar varmış olur.
Bunun durumu her ne kadar tehlikeli ise de, sadece birinci kapıda durmasından iyidir...yani, sahrada olanın durumundan. Çünkü kendisini koruyacak sultanın askerleri ve bekçileri vardır.
Çünkü birinci kapı dışarı sayılır. Orada her çeşit vahşi hayvan ve düşman bulunur. Kendisini kurtlar kapabilir. O sebepten ne yapıp yapıp birinci kapıyı aşmak lazım. Kapıyı aşınca padişahın askerleri vardır. Dışarıda ise düşman.
İşte âzimet bunun için; VERA’ bu yola varmak için olmalı. O bekleme anında ilahi yardımın kesildiği görülse bile, insan ümitsizliğe düşmemelidir. Hele Hak yoldan ayrılmak hiç olmaz.
VERA’ en büyük ibadettir. Ancak insan çok daraldığı zaman ruhsatlarla amel edebilir. O da emir ve hadleri aşmamakla. Ruhsat bir yardımdır, ancak ibadet ve taatte kullanmalı. Çok kere ruhsatları terketmek yerinde olur. Daima ruhsatla hareket eden irade sahibi olamaz. Nefsine dizgin vuramaz. Bu hale düşünce Allah’ın yardımı kesilir. Çünkü ilahi yardım, darda kalmışlaradır. Kolaylık yollarını tutunca yardımdan mahrum olursun. Şahsi arzular seni kaplar, heva, nefsin seni sarar. Bilmeden haram yersin. Dinden çıkar, şeytanlar zümresine dahil olursun. Halbuki şeytan Allah’ın düşmanıdır. O hah yoldan şaşırmıştır. Bu halde ölürsen helak olursun. Ancak, Allah’ın rahmeti kavuşursa ona bir şey denmez.
Son olarak şunu demek isterim ki: Baş tehlike dinde şüphelillere koşmaktır. Dolayısıyla selamet, irade sahibi olup çalışmaktır.
(*) Harama düşmek korkusu ile şüpheli işlere yanaşmamak
Fütûh ul Gayb