Muridan
Şeriatı Bilmeyen Tarikata Girebilir mi?

Şeriatı Bilmeyen Tarikata Girebilir mi?

Eskiden meşayıhlar hazineye girip, gezerler. Altını, Gümüşü be­ğenip almazlar, pırlanta ve yakut gibi kıymetli şeyleri beğenip alırlarmış. Şimdi biz küllükte kırık cam parçaları arıyoruz. Bunları bulup birbirine ekleyip bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.

 Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri bir kimseye tespih tarifinde bulunuyor. Bazı kimseler "Bu ne biçim iş, bu adama tespih tarif edilir mi? bihakkın şeriatını bilmeyen bir kimseye tespih tarif edilmez, bu adam şeriat yaşantısından bihaber, bir defa bu adam şeriatını öğrensin, ondan sonra tarikata girsin. Şeriatını bilmeyene tespih mi tarif edilir?" gibi ileri geri lafların edilmesi üzerine Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri şöyle bu­yurdular:

 Eskiden meşayıhlar hazineye girip, gezerler. Altını, Gümüşü be­ğenip almazlar, pırlanta ve yakut gibi kıymetli şeyleri beğenip alırlarmış. Şimdi biz küllükte kırık cam parçaları arıyoruz. Bunları bulup birbirine ekleyip bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bu da elimize geçmiyor. Sen yirmi sene gelip kapı eşiğinde ağlayaydın da seni içeri alaydık. Şimdi biz alınmama için ricada bulunuyoruz. Bu devir böyle, eğer biz tespih almaya veya tespih vermeye teşebbüs et­tiğimizi inceleyip "Senin çok noksanların var, git şeriatını öğren de gel" desek, şu ortamda şeriatı öğreten bir okul veya bir müessese mi var? Yok. Adam zaten bu yaşa kadar öğrenmemiş. Bundan sonra öğreneceği de şüpheli. Nefsi de pek fırsat vermiyor, Zaten adam dünya meşgalelerinden yakasını kurtaramamış. Biz gel sana tarikat verelim diyoruz. Üç beş istiğfar, salât u selâm ve tevhid tarifinde bu­lunuyoruz. Ola ki bu istiğfar salât u selâm ve tevhid, bu adamın manevi hastalıklarına şifa olur, gönlü nurlanır, tarikatın feyzi ile uyu­makta olan gönlü uyanır. Kendi kendini toparlayıp, bu meclislere devam edip ve bu devamı esnasında da bu toplulukta bulunan bil­gili kimselerden faydalanıp şeriattaki noksanlarını gidermeye çalışır. Yoksa başka nereden öğrenecek? Cenab-ı Hak Celle Celaluhü hazretleri bu doğru yolu gösterenlerden Tarikat ehlinden çok razı olsun. Hem tarikat işlerini hem de şeriat işlerini yüklenmiş durumdalar. Şeriat okulları kapanalı çok olmuş. Tarikat yolunu her ne kadar yasak demişseler de tarikat şahsın gönlüne hitap ettiği, görünüşte olmadığı için, zahiren kapalı fakat manen işler, gönülden gönüle devam edip gelmiştir. Bundan dolayı tasavvuf ehlinin yükleri çok ağır hem ta­rikat hem de şeriat eksikliklerini tamamlamaya çalışıyorlar.

 Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri Pirimiz Abdûlkâdir Geylânî Hazretlerinden bahisle "Gavsül Azam Abdûlkâdir Geylânî Kaddesallahu Sırruh Hazretlerinin devrisaadetlerinde hu­zurlarına gelip," Ya seyyidi evliya, ben nefsimin şerrinden yakamı kurtarıp güzel ameller işleyemiyorum. Bunda muvaffak olabilmem için bana bir tavsiyeniz var mı?" diye kendisine müracaat eden Müs­lümanlara, Pirimiz Abdûlkâdir Geylânî Kaddesallahu Sırruh Hazretleri, "Git Kelime-i Tevhide devam et" dermiş. Bir ay, iki ay, aradan bir müddet geçtikten sonra Pir Efendimizin huzuru saadetlerine gelip "Cenab-ı Hak Celle Celaluhü hazretleri sen­den razı olsun, tavsiyen üzerine Kelime-i Tevhide devam ettim. Bu sayede güzel ameller işlemeye muvaffak oldum" derlermiş. Kelime-i Tevhid çok kıymetli ve manevi her hastalığın ilacıdır. İnsan güzel amel yapamıyorsa hasta demektir. Tevhid de en güzel tedavi edici bir ilaç olduğuna göre, mutlaka Tevhid okuması her mümine tavsiye edilir" diye buyurdular.

 

Kaynak: ``Halisa ve Seçkinleri´´ Vesile olanlara teşekkürü borç biliriz.

Top