Hz. Ebu Bekir, Kur’ân-ı Kerîm sahifelerini biraraya derletip toplattığı zaman: “Ona, bir isim veriniz!” dedi.
Bazıları “İncil” ismini verdiler, beğenmediler.
Bazıları “Sifr” ismini verdiler.
Yahudiler kitaplarına Sifr dedikleri için, onu da beğenmediler.
Abdullah b. Mes’ud:
“Habeşlilere ait bir kitap görmüştüm ki, onlar onu Mushaf diye anıyorlardı” deyince, Mushaf ismini verdiler.[1]
(1) Bedrüddin Zerk eş, el-Bürhân, I, s. 281 -282, Suyutı, el-İtkân, I, s. 1 64.