Muridan
Dede Osman Avni Baba (KS.) Hazretleri

Dede Osman Avni Baba (KS.) Hazretleri

Silsile-i Sâdât-ı Kâdiriyye-i Hâlisiyye Meşâyıh-ı Kirâmından Eş-Şeyh Es-Seyyid Dede Osman Avni Baba Urfavi (k.s) Hz.leri insanlık âleminin gördüğü nâdir güzelliklere sâhip mânâ büyüklerindendir.

  Seyyid Dede Osman Avni Baba, Urfa’da yetişen büyük mütefekkir ve mutasavıflardandır. Doğum tarihi bilinmemektedir. Babasının adı Ebdal Muhammed (ks), dedesinin adı Eyyub (ks), büyük dedesinin adı Bekir’dir (ks). Seyyid olup, bütün fertleri mutasavvıf olan bir ailenin çocuğu olarak bu şuhud alemini şereflendirmiştir. Hayatını Urfa’da Mevlid-i Halil Dergahında, insanları irşad ile geçirmiştir. O zamanlar Halep vilayetinin Urfa Sancağında bulunan Mevlid-i Halil Tekkesi Vakfından kendilerine senelik  1500 kuruş tahsisat ayrılmıştı.

  1814 yılında babası Ebdal Muhammed (ks), bu fani âlemden göçtü. Mevlid-i Halil Dergahında bulunan kabirlerin ikisinin, kardeşlerine ait olduğu anlaşılmaktadır. Bunlardan biri, 1814 yılında vefat eden Eyyub Efendi (ks), ikincisi, 1867 yılında vefat eden Sofi Muhammed Efendidir (ks). 1883 yılında bu fenaya veda eden Dede Efendi (ks), cedlerinin de bulunduğu, Hz. İbrahim (as) Dergahının avlusundaki küçük kabristana defn olunmuştur. Hayatını zühd ve takva ile geçiren Dede Osman Avni’nin (ks) vefat ettiği zaman hayatta çocuğunun bulunmadığı kaynaklardan anlaşılmaktadır. Dede Efendi (ks) ile mübarek cedlerinin ve hulefasının medfun bulunduğu bu küçük kabristan, Hz. İbrahim’in (as)  dünyaya teşrif buyurdukları mağara ile dergah hücreleri arasında, Mevlid-i Halil Camisi avlusunun güneyinde yer almaktadır. Bu kabristanda sekiz kabir vardır. İki kabirde mükerrer defin yapılmıştır.

 

  Kabristanın girişindeki tarihi kitabede şöyle yazılıdır.

 

  “Burası -sırrı yüce olsun- bütün evliyanın sultanı Gavsülazam Hz. Abdülkadir Geylani’nin pak dergahıdır.”     Dede Efendi’nin (ks) Kabri,   bu mübarek mekanın önünde ve doğusundadır.

  Kabrin  baş dikmesinde;

  “Haza kabrü el merhum el mağfuru lehu, hadimü hazel makamil mübarek , el mukbilu alellah vel mu’ridu ammen sivahu, Eşşeyh Esseyyid Dede Osman Avni ibni Eşşeyh Esseyyid Ebdal Muhammed Baba, kad intekale min daril fena ila daril beka bi nidai irciı, fi Şehri Zilkade eşşerife, sene 1300”

  “Bu Kabir günahları bağışlanmış, hakkın rahmetine kavuşmuş, bu mübarek makamın hizmetçisi , Allah’a (cc) yönelmiş, O'ndan (cc) başka her şeyden i’raz etmiş, eş-Şeyh es-Seyyid Ebdal Muhammed Oğlu eş-Şeyh  es-Seyyid Dede Osman Avni’nindir. İrciî nidası ile 1300 senesi Şerefli Zilkade Ayında fena aleminden beka alemine intikal etti” yazılıdır.

  Kabrin ayak dikmesinde;

  “Günahım çok mukirrim ya ilahi, ümidim geru sen perverdigare, ilahi red kılma mürüvvetinden, kapına gelmişim ben yüzü kara, günahkarım deyu derviş ümidin kesme, Muhammed Mustafa (as) gibi şefaatkarımız vardır. Katre-i eşkimle Rumi fevt tarihin verdim. Kurb-i Hakkı tuttu menzil-i münevver-i Osmani,Hüvel Hayyül Baki, irham hali ya Munis ya Selam”

  “Ya İlahi günahım çok, bunu ikrar ediyorum. Ümidim terbiye edip kullarını rızıklandıran sanadır. Kapına yüzüm kara geldim. Beni ihsanından red kılma! Ey derviş! Günahkarım diye ümitsiz olma! Hz. Muhammed Mustafa (as) gibi bir şefaatçımız vardır. Gözyaşımın damlası ile rumi vefat tarihini verdim. Osman Efendi’nin nurlu menzili Hak yakınlığını tuttu. O Allahü Teala, Hayy ve Bakidir. Halime merhamet et!  Ya munis ya Selam”

Top