Rasûl-i Ekrem (s.a.s), yaşadığı dönemde yaygın olan sportif faaliyetlere ilgi duymuş, bunlardan bazılarını teşvik etmiş ve bizzat uygulamıştır. Güreş de, bunlardan birisidir.
Rasûl-i Ekrem (s.a.s), yaşadığı dönemde yaygın olan sportif faaliyetlere ilgi duymuş, bunlardan bazılarını teşvik etmiş ve bizzat uygulamıştır. Güreş de, bunlardan birisidir.
O’nun (s.a.s), Mekke’nin en tanınmış güreşçisi Rukâne ile güreştiği ve onun sırtını üç kez yere getirdiği vakidir.(1)
Askerî seferlere katılabilmeye gücü yettiğini ispatlamak maksadıyla delikanlılık çağındaki bazı sahabîler, O’nun (s.a.s) huzurunda güreşe tutuşurlardı. Böylece, yaşı küçük olanlar, şayet kendilerinden büyük olan gençlere üstünlük sağlayabilirlerse, gönüllü sıfatıyla bu savaşlara katılabilme hakkını elde ederlerdi.(2)
Güreş için özel bir yer ve minder gibi malzemelerin olup olmadığı tam olarak bilinmemektedir. Herhalde uygun alanlarda güreş tutuluyordu.(3)
(1) Serahsî, Şerku's-Siyeri'l-Kebir,c.3, s. 179-180; Hamidullah, İslâm Peygamberi, I, 104.
(2) İbn Hişam, es-Sîre, s.560; Hamidullah, II, 1076.
(3) Vecdi Akyüz, Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet’te İslam, 3/501 vd.