Et tevbe cürme iptidâ Sana gele bûy-i Hudâ Olma huzurundan cüdâ Gelmez mi gör feyz-i Hüdâ
Gel sükût iyle sıyâm et
Zikri Hudâ’ya kıyam et
Her an huzurda devam et
Gelmez mi gör feyz-i Hudâ
Ko bu dünyanın cengini
Bağla sivâdan kendini
Küşâdet kalbin bendini
Gelmez mi gör feyz-i Huda
Tarîk-ı Hak’ta kim gider
Feyz-i Huda’yı celbeder
Allah ana imdâd eder
Gelmez mi gör feyz-i Huda
Etme sivâya iltifat
Bulasın gamdan necat
Muhammed’e ver salevât
Gelmez mi gör feyz-i Huda
Bu aşk bir bahr-i a’zamdır
Huda’dan lütf-ü keremdir
Gir buna feyz-i etemdir
Gelmez mi gör feyz-i Huda
Uyma nefsin hevasına
Düşmeyesin belâsına
Gel gir aşkın deryasına
Gelmez mi gör feyz-i Huda
Hubb-i sivadan firar et
Zikr-i Huda’ya devam et
Huzur-i Hak’ta karar et
Gelmez mi gör feyz-i Huda
Terk eyle sît-u sedâyı
Bulmak dilersen Hudâ’yı
Dal bahr-i aşka Hudai
Gelmez mi gör feyz-i Hüdâ
Ümmete Hak anları kıldı imam
Her kim anlara ederse iktidâ
Anlar olmaz Lütf-i Hâlıktan cüdâ
Çün Muhammed bu dînin serveridir
Dinde Bûbekr de yâr-i Ğârıdır
Bil Ömer’dir bu dini ilân eden
Oldu Osman da Kur-an’ı cem eden
Her bir ilmin kapusu oldu Alî
Bâkî ashâb-ı kirâm oldu velî
Cümlesinden râzı olsun ol Muîn
Rahmetullâhi aleyhim ecmaîn
Kıl cemâlinle müşerref yâ Samed
Dilerim lütfeyleyesin ya Ahad
Cümle ihvanımla ya Rab şâdı kıl
Affedip isyanımız âzâdı kıl
Eyle cümlemize lütfunla tevfîk
Tevfîkın her hususta ola refîk
Âlem-i aslını fikreyle ağla
Düş aşk-ı Hudâ’ya su gibi çağla
Günahına edip Tevbe gönülden
Yüreğin aşk ateşi ile dağla
Hak’ka giden yola çalış düşegör
Şerîatle âmil olup gide gör
Rihlet etmek için bir zâd edegör
Azizim şimdiden işini sağla
Cân-ü dilden Hudâ’yı zikret her an
Tahâretle rûz-ü şeb oku Kur-an
Dilin küşâd ede Hazret-i Yezdân
O kim şeytan yoludur anı bağla
Hüdâî eyledi ilticâ Allah
Etti affı için çok recâ Allah
Der ki muradımı ver yüce Allah
Sıbğ-ı Rahman ve ıtr-ı şâh ile yağla
Her seherde saçar Hak feyz eder "Oh!"
Kamu müznibânı tathîr eder oh
Günahkârân gelir fevc fevc kapına
Kamusun rahmetin temyiz eder oh
Âşık-ı cemâli olan sâlike
Açar nikâhını rü'yet eder oh
Sararıp benzi solan bir âşıkı
Heman bülbül gibi şâdân eder oh
Ne in'âmdır ne hoş ihsan ya Rabbi
Senin feyzin beni bîhûd eder oh
Kemâl-i şevk ile mest etti el-Hak
Anı aşk kendine bende eder oh
Hüdâyî nâçize mahabbetinden
Ne hoş bir cür'a verdin mest eder oh
Fikrederek olmadın aslâ îkaz
Şükrederek olmadın aslâ îkaz
İhsân etmiş Hak sana bunca nîmet
Düşünerek olmadın aslâ îkaz
Bir katre sudan seni halk eyledi
İz'ân edip olmadın asla îkaz
Mümtâz etti akl-ü nutk ile seni
İm'ân edip olmadın aslâ îkaz
Hâb-ı gaflette nice bir yatasın
Zikrederek olmadın asla îkaz
Toplamadın aklını başına hiç
Dikkat edip olmadın asla îkaz
Gece gündüz ey Hüdâyî Hakkı sen
Tekbîr edip olmadın asla îkaz
Hak’ka yalvar gece gündüz et efğân
Ede kalbin münevver nûr-i irfan
Seher vakti tazarru' et Hudâya
Tecellî kıla sana ulu Yezdân
Yatarken de huzur tut etme nisyân
Sana münkeşif ola sırr-ı Subhân
Eğip boynunu dergâhına iste
Verir maksudunu mu'tî-i ihsan
Günehkâr âsî mücrim bir kulunam
Bilirim hatâmı çok ettim isyan
Tecellî kıl bana Perverdigârım
Nûr-i aşkın dola kalbime her an
Hüdâyî kulunu affet İlâhî
Dahî ihvânımı Rahîm-ü Rahmân
Bihamdillah tamam oldu divânım
Size armağanım olsun yaranım
Yazıldı çok nasâyih eyle iz'ân
Oku tamamiyle amel et her an
Şerîatle âmil olup gidesiz
Tarikatte Hakkı çok zikir edesiz
Huzur-i tâmmı bulup hakikatte
Baka billâha eriş ma'rifette
Bu üslûb üzre seyrini tamam et
Havâss-ı evliya silkine var git
Gûnâ gün tecellîlere erersin
Hakikat goncalarını derersin
Sakın sanma ki bunun yok vefası
Tükenmez hiç bunun zevk-ü sefası
Tecellîler kılar Allah'u azîm
Gelir bu devlet-i uzmâ azizim
Fırsat elde iken gel tevbe eyle
Hakk'a rücû' et arz-ı hâcet eyle
Tut bu nasihatimi eyle iz'ân
Hakkı zikreyle daim durma bir an
Hulûs-ı kalb ile istiğfar eyle
Günahlarını hem itiraf eyle
Tarikat usulünü ettim ayân
Okuyup amel ede kamu ihvân
Alalar lezzeti derûn-i dilden
Hakkı zâkir olalar hem gönülden
Unutmayın beni gözüm müridim
Budur sizden benim recam ümidim
Hüdâyî bu dîvânı tertib etti
Emânet eyledi ihvâna gitti
Dedi bir mürğ-i hakîm (1318) oldu tamam
Bu Dîvân-i Hüdâyî de vesselam
VASİYYETNÂME-İ HÜDÂYÎ (KUDDİSE SİRRU'L-ÂLÎ)
BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM
Besmele ile bed ettim İlâhî
Sana hamd-ü sena olsun kemâ hî
Salât île selâm olsun Resule
Hem olsun âline ve ashabına
Muhammed iki cihan serverîdir
Hem âhir zemanın peygamberidir
Resul-i Kibriyadır etme inkâr
Şefaat eyler ümmetine her bâr
"Ulemâu ümmetim" dedi ey can
"Eder ihya şerîatimi her an"
Beni aşk-ı Muhammed'den dür etme
Şerâb-ı Kevserinden mehcûr etme
Tarîk-i müstakime irşâd etti
Usûl-i dîni ikmal etti gitti
Anın vekilleri çoktur cihanda
İtikad et sakın kalma gümanda
Bu ümmetten nice evliya geldi
Nice ümmet bu yüzden ihya oldu
Ve lâkin bu yolun çoktur usulü
Tarîk-i eslemi Kadiri kolu
Dedi Ömer Hüdâyî ey erenler
Tarîkat-i Kadirîye girenler
Uslûl-i tarîka lâzım riâyet
Sâlikâne budur elzem beğâyet
Buyurmuş bize kalbimiz süruru
Pirimiz Ahmed Hindiyyi'l-Lahorî
Sülüs-i ehîrinde her gecenin
Uyanması lâzımdır zikredenin
Gecenin her sülüs-i ehîrinde
Huzur ile uyan uyku yerinde
Yakın olmağa Hak’ka niyyet eyle
Âdâb-u sünnet ile vudû eyle
Dilinde aşk ile tevhidi söyle
Abdesti bu suretle ikmal eyle
Hâlî bir yeri intihâb et ey cân
Orada zikr-ü fikrin olsun her an
O mahalle varıp seccâdeni ser
Namaza dur söyle Allahu ekber
Çıkar kalbinden mâsivâyı ey yar
Huzur-i Girdigâra yok olup var
On iki rek'at teheccüd namazı
Kıl andan sonra et Hakk'a niyazı
Eger mümkin olmaz ise teheccüd
İki rek'at kıl Hakk'a et teabbüd
Duâ et affını iste Hudâ'dan
Günahın mağfiret ede Yaradan
Bu da sana olmaz ise müyesser
Sakın terk edip olma hiç mükedder
Sabah namazından evvel ya sonra
Kıbleye karşı dur, olma avara
Namazda oturur gibi kuud et
Atıp mâsivâyı ruhen su'ûd et
De affet günahı Gafur Allah
Oku yigirmi beş defa estağfirullah
Bir Fatiha üç İhlâs üç salavât
Oku sıdkile dikkat et beğâyet
Pir Abdülkadir'in ruhuna bahşet
Hüdâyî'nin ruhuna sonra bahşet
Hüdâyî'nin hayalin kalbde nakşet
İki kaşı arasına nazar et
Anın ile diz bediz ol hem-nişîn
Gözle sıdkile kaşların arasın
İstimdâd et rûhâniyyetlerinden
Alasın feyzini himmetlerinden
Böylece nîm ya bir saat dur
Otur huzûr-i Şeyh'te etme kusur
Yani kalb gözüyle ol şeyhe nazır
Bulup cemalini kalbinde hazır
Cân-ü dilden nazar et hiç usanma
Bu nispetten usanıp geri kalma
Ederse aks sana şeyhin kemâli
Görürsün yüzünde nûr-i cemali
Sa'yet ki olasın seyrinde fânî
Hep eşyada göresin fail anı
Birinci mertebe bu râbıtadır
Bu sırra nail olmak ne atâdır
İkincisi fena fi'r-Resûl oldu
Üçüncüsü de fena fîllah oldu
Kim enâniyyetinden olsa halik
Bu üç mertebeye erer o sâlik
Eger fenâ müyesser olmaz ise
Ya'nî ki enaniyyet gitmez ise
Daha varlık dağını delemedin
Lî maallah sırrına eremedin
Bu kez ervahlarından iste imdâd
Kalbinde açıla dehlîz-i sedâd
Yürekten ah edüben huzur eyle
Estağfırullahelazîm söyle
Yarım saat kadar bu şuğl-i pâki
Edip icrâ yürekten eyle bâkî
Eger olur isen şeyhinde fânî
Tamam hali sana akseder ânî
Eger bu da müyesser olmaz ise
Enâniyyet şâibesi kalırsa
Bu kere "Allah Allah" deyu vird et
Dilinden hiç bırakma bunu zikret
Yatarken otururken kalkar iken
Cünüp ya abdestsiz olup gider iken
De Allah Allah her an durma zikret
Gönülden huzur-i Mevlâ'ya var git
Eger İhlâs ile devam edersen
Bu üslûb üzre zikredip gidersen
Açılır feyz kapısı nûr-i dîdem
Muradın hasıl olur gelse adem
Eger Hak var olup sen yok olursan
Seni fânî, Hak’kı mevcut bulursan
Yani umum vücudun zikrederse
Enâniyyet sönüp tamam giderse
Devam et ba'dehu tevhide her bar
Baka hasıl ola tâ sende ey yar
Karışma nâsa gaybet eyleme hiç
Bu dünya keşmekeşinden tamam geç
İlişme kimseye hem bedbin olma
Niçin bu böyle oldu deyu sorma
Yerincedir kamu işler seraser
Cenab-ı Hak’kın emridir biliser
Usulümüz budur ey tâlib-i Hak
Vâsıl-ı Hak olur sâliki mutlak
Sinnin tamam olup rüşde erersen
Ben öldükten sonra himmet dilersen
Ziyaret etmek içün kabrime gel
Otur sağ yanıma boş durma tembel
Eğip üstüne kalbin başın ey can
iki gözünü yumup eyle seyran
Gönül gözüyle sen beni görürsün
Hakikatten o dem dersin alırsın
Gelir feyz-i Hudâ mesrur olursun
Tecellî eyler Hak anı bulursun
Karışma kimseye uyma sözüne
Kabahati ara bul kendüzüne
Benim nûr-i aynim Sırrı Efendi
Beyan ettim sana nush ile pendi
Sana takdir edilmiştir ezelden
Hidâyetler Hudây-i lem yezelden
Nasîb oldu sana ilm-i ledünnî
Hak’ka eyle hamd-ü şükr-ü temenni
Sakın sen Sırrı, ifşây-ı sırr etme
Şerîatten çıkıp hârice gitme
Dehrî mezhebinden pek çok hazer et
Şeriât isrine tâbi olup git
Lisan ile bilinmez Hak taâlâ
Hatır-u hayale gelenden a'lâ
Visâl-i Hak lisana gelmez asla
Kelâm ile takrirden de Müberrâ
Eger telkin ile Hak bilineydi
Lâzımgelirdi Kur'ân söyleyeydi
Fezkurûnî ezkurkum buyurdu
Muhammed böyle cümleye duyurdu
Hakikat böyledir eyleme şüphe
Budur usul (gafil) olup harice gitme
Murâdın iste Hak'tan can-ü dilden
Hakikat râhına gir çıkma yoldan
Rahmet-i Hak’ka et ilticâ ey yar
Murâdın hasıl ola etme inkâr
Serây-i lî maallah'a erersin
Rânâ güllerini bir bir derersin
Yan aşk-ı Hak'la tâ ki yok olasın
Gide benlik tamam Hak’kı bulasın
Sana sırrımı verdim eyle iz'ân
Nasîb olur mu herkese bu ihsan
Çok râzı ola senden Hak taâlâ
Tecellîsiyle kılsın seni a'lâ
Kereminden sana eylesin ihsan
Dû cihanda olasın şâd-ü handan
Evliyânın havâssından olasın
Muhammed'e civâr olup kalasın
Gel ey Sırrî murâdımı ayân et
Sâlikâne tarîkimi beyan et
Eger bir tâlib-i Hak gelir ise
Vislâl-i Hakk'a râğib olur ise
Şerîatle âmil olup giderse
Salâtını tamam edâ ederse
Ta'rif et evrâd-ü usulü bir bir
Sana verdiğim gibi eyle takrir
Nevâhîden eylesin içtinâbı
Edip evâmiri icra kemâ hî
Bu suretle sana verdim icâzet
Tâlib-i Hak olana ver inâbet
Eger derse ki öyle şeyh bulunmaz
Her şeyhe güvenip ruhsat alınmaz
Nerede bulayım ben öyle zâtı
Çalışıp emriyle bulam necâtı
Hakk'ın visaline ey tâlib olan
Bir ehlini arayıp bulamayan
Hiç kimseyi muvafık görmez isen
Sen de cidden eger tâlib-i Hak'san
Sana kâfi gelir bu ta'rîfâtım
Yani risâledeki tertibâtım
Bu vech üzre sana verdim icâzet
Kabul et sen de çalış bul mücâzât
Görürsen eger bir ehl-i kemâli
Mürşid-i kâmil olan ehl-i hali
İtâat eyle emrine be-ğâyet
Olasın nâil-i feyz-i mükâfât
Ehl-i tarika da hiç dil uzatma
Kulağına ko bu sözleri atma
Hiç ayrılma tarîk-i müstakimden
Bulasın rızây-ı Hakkı tamam sen
Tutalım emrini ey ihvân-ı dîn
Bizden ola Hudâmız razı âmîn
Hüdâyî zikri böyle tertib etti
Vasiyyet eyledi ihvâna gitti
Bin üçyüz yigirmi tarihti zaman
Nasîhatnâme tamam oldu heman
Okuyanı dinleyeni yâzanı
Rahmetinle yarlığağıl yâ Ganî
Işk ile Hak’ka giden suatı merdana bak
Yok iken bu alemi halkı icad eylemiş
Her birinde görünen esrarı mennana bak
Tut (Hudai)’nin sözün Hak’tır anı söyleten
Hak’kın verdiği aklile nutkunu edene bak
Sana aşık olan salik daim kapında saildir
Olursa her neye malik fedai Hak’ka gaildir
Bu dünyaya gelip gitmek acep sırrı ilahidir
Bu sırra mazhar olanlar tamamı mürşidi kamildir
(Vema halaktül cinne) ayetinde eyledi irsal
Bu ilme fehmeden zaten hakikat ehli akıldır
Ne kadar dersi hikmet aklı ola maaş ile okusa
Eflatun olsa hatta yine bir şahsi cahildir
Muhakkak alemin ilmi eder cehlini izale
Hûda rızasını tahsil eden ilmi amildir
Hevai nefsi gönülden silip daima zikreyle
Sâlik-i mülk-i bekadır sâlikân-ı Kadirî
Târik-i kûy-i fenadır sâdikân-ı Kadirî
Cehd idüb ilm-i ilâhîden sebak-han oldular
Varisan-ı enbiyâdır sâlikân-ı Kadirî
Câme-i irfan ile tezyîn-i bâtın ettiler
Zâhir-i ehl-i kabadır sâlikân-ı Kadirî
Meclis-i işrâkıyandır halka-i ezkârları
Sırr-ı kalbe âşinâdır sâlikân-ı Kadirî
Eylemişler dillerin gencine-i gaybü'l-guyûb
Mahzen-i sırr-ı Hûda 'dır sâlikân-ı Kadirî
Çün fenafillah'dan seyr-i ilallah itmeğe
Rehrevân-ı Kibriya'dır sâlikân-ı Kadirî
Feyz-i irşâdiyle teshîr itmede talihleri
Gûyiya mûciz nümâdır sâlikân-ı Kadirî
Bûsitân-ı zikr-i cehri içredir nalişleri
Bülbül-i bağ-i (Rıza)'dır sâlikân-ı Kadiri
Böyle mahmurum ki bilmem bade-i hamra nedir
Can nedir kendim neyim ibda ma inşa nedir
Taki medhuş olmuşam ben bilmezem uhra nedir
Böyle sermestim ki idrak itmezem dünya nedir
Ben kimim saki olan kimdir mey-i sahba nedir
Mürğ-ı ruha zülf-i leyladan yine dam isterim
Çeşm-i mestinden safa-yı kalb içün cam isterim
Bilmezem ben kamımı ger tab`ımı ram isterim
Gerçi canandan dil-i şeyda için kam isterim
Sorsa canan bilmezem kam-ı dil-i şeyda nedir
Aşktan müstezher eyler aşıka fikr-i visal
Fark kılmaz sadmet ü izz ü cemal ile celal
Aşık-ı şeydaya yeğdir lezzeti hicr ü visal
Vasldan çün aşıka müsteğni eyler bir hayal
Aşıka maşuktan herdem bu istiğna nedir
Vahdet içre kesret ü varlı gören arif değil
Lezzet-i cinan içün taat kılan arif değil
İlm-i hikmetle riyazatlı olan arif değil
Hikmet-i dünya vü mafiha bilen arif değil
Arif oldur bilmeye dünya vü mafiha nedir
‘Halisa’ sayd ü figanın dolduruptur alemi
Nale-i dilsuz-i zarın titretuptur alemi
Ateş-i ahın seraser yandırıptır alemi
Ah u efganın Fuzuli incutuptur alemi
Kerbela-yı aşkta hoşnud isen kavga nedir?
Aşk olub rûz-i ezelden sâkî peymânemiz
Âlemi kavgaya salmış na'râ-ı mestânemiz
Âlem-i candan şarâb-ı vasldan mest olmuşuz
Sırr-ı vahdetdir hemîşe bâde-yi meyhanemiz
Mazhar-ı nûr-i cemâlin kıbledir aşıklara
Ol cemâlin pertevinden ka'bedir puthânemiz
Matla'ı her zerreden tâbân olubdur âftâb
Aşk çeşmiyle temaşa eyleriz cemhânemiz
Rind ü rüsvây-ı kalender-meşreb olduk aşkdan
Alemi baştan başa tutmuş bizim efsânemiz
Şem' ü gül çünki mazharlardır ol canâneye
Gönlümüz bülbül olub canlar olub pervanemiz
Dâm-ı zülfün dâne-yi hâlin olub zincirimiz
Yoksa yokdur âlem-i dünyada âb u dânemiz
Nice yıllardır ki Hâlis hicriyle zulmetdedir
Şimdi feyz-i gavsden rûşen olub kaşanemiz
Bu kimdir şevketiyle rahş-ı nâr üzre suvar olmuş
Sanursun cilvesinden kim kıyamet aşikâr olmuş
Külahın kec koyub perçemlerin ruhsâra dağıtmış
Gül üzre sünbülistandan aceb bir nev-bahâr olmuş
Kaddi bir servdir kim gülşen-i hüsne safa vermiş
Ana erbâb-ı aşkın gözyaşından cûy-bâr olmuş
Alub meydân-ı hüsnü tuğ-i sancağ-ı melâhetle
Sîpâh-ı hûbîler üzre emîr-i nâmdâr olmuş
Seni Hâlis ne tenhâ sûz-i aşkın kalbi dağ etmiş
Bu ateş içre çok erbâb-ı himmet dağdâr olmuş
(Hudai) Zakir olanlar visali Hak’ka naildir
Huda’yı sıdkı ile zikret kalbinde tutma bir garaz
Huzuru Hak’ka böyle git kalbinde tutma bir garaz
Böyle çalışırsan mutlak sana tecelli eder Hak
Basirdir bil Rabbi felak kalbinde tutma bir garaz
Hacca niyetle gidersin hindistan yolunu tutarsın
Nereye bilmem gidersin kalbinde tutma bir garaz
Doğru yola gider isen dünyayı terk eder isen
Hak’kı bulayım der isen kalbinde tutma bir garaz
Madem ki Hak’kı dilersin gayriyi dilden silersin
Daha gayrıyı neylersin kalbinde tutma bir garaz
Eğer Hak’ka âşık isen saliki muvafık isen
Sözünde ger sadık isen kalbinde tutma bir garaz
Doğru sana der (Hudai) eğer seversen Huda’yı
Bırakıp gel masivayı kalbinde tutma bir garaz
Bu mâsivâdan el çeküp geldim kapına nihayet
Sana gelen doğru yolu göster bize et inâyet
Bir zelîl abd-i âcizim yüzüm siyah bîçâreyim
Nefsin elinden el-aman eylerim sana şikâyet
Çoktur deyû isyanımız ümidimizi kesmeyiz
Ey sâhib-i lütf-u kerem fazlın ile et siyanet
Bu nefs-i şûmun hîlesi çoktur heman yoldan sapar
Lütfu keremin görmeyip yaptığı cürm-ü cinayet
Ol Habîbin hürmetine cümlemizi affeyle sen
Nur-i zâtından Ahmed’i ey icadeden bidâyet
Tâ ezelî müştâkınam rü’yet-i dîdârın için
Der Hüdâî fazlın ile ver aşkını et hidayet
Sâlikâ eyle münâcât, de Huda'ya el-ğiyâs
İtiraf et cürmünü söyle Huda'ya el-ğiyâs
Bir fakîrem ey Hudâ ihsâne geldim etme red
Hem alîlem derdime dermâne geldim el-ğiyâs
Çok tefekkür eyledim hiç benden ednâ kimse yok
Mağfiret deryasına ğufrâne geldim el-ğiyâs
Ettiğim cürm-ü hatâlar verdi dehşet gönlüme
Her cihetle dertliyem dermâne geldim el-ğiyâs
Çok kabahat, yok ibâdet noliser halim acep
Böyle mahzun ağlayıp efğâne geldim el-ğiyâs
Derdime derman erişmez senden özge kimseden
Afv-ü mağfiret içün Subhâne geldim el-ğiyâs
Pîr-i fânî olmuşam yok takatim hiç kulluğa
Cezbe-i aşkını ver dîvâne geldim el-ğiyâs
Ömrüm âhir oldu çün cismimde takat kalmadı
Kimseden yok fâide ihsâne geldim el-ğiyâs
Okudum Kur'ân'daki "Lâ taknetû" âyetini
Kesmedim ümmidimi Yezdâne geldim el-ğiyâs
Sıdkile birliğini ikrar edip lisan ile
Kalb ile tasdik edip irfâne geldim el-ğiyâs
Cümle mü'min kardaşa âhir nefeste ver îman
Eyleme red kapına fermâne geldim el-ğiyâs
Bû Hüdâyî, lütf-u fazlın daima eyler talep
El açıp der el-emân sultâne geldim el-ğiyâs
Aşk-ı dildârîde yanmak dilersen bu fenadan geç
Tarîk-i Hak'ta zâkir ol bu şöhret-ü senadan geç
Sakın nefse uyup terk eyleme aşk yolunu
Bırak ğavğây-i cihanı bu fakr île ğinâdan geç
Sivâdan meylini kes sâbit ol rûz-ü şeb ağla
Ne lâzım âşıka köşk-ü saray-ü kâşaneden geç
Bu aşk bir bahr-i a'zamdır mevcine hiç nihayet yok
Hakikat mülküne azm et bu sakf ile binadan geç
Hüdâyî bahr-i aşka dal füyûzâtiyle dol her dem
Acep devrân-i cihandır gel bu mihnet-hâneden geç
Bil muhakkak âşıkan mâşûk ile olur ferah
Hücre-nişîn talebe ders ile olur ferah
Gözlerini ey püser aç bülbüle eyle nazar
Uçarak daldan dala güller ile olur ferah
Mürğâne gulgule düşmüş ötüşürler her zaman
Nâle ederler çimende aşk ile olur ferah
Tâlib-i dünyâ olanlar ehl-i Hak'tan ayrılır
Sîm-ü zeri cem edip isyan ile olur ferah
Meyledenler mâsivâya mevtini nisyân eder
Kuud-i fıraş eyleyip dinar ile olur ferah
Aşık-ı Hudâ olan cihan zînetin anlamaz
Hırka-i dervişi giyip zikr ile olur ferah
Âşık olan aşk ile maşukunu çok zikreder
Mâsivâyı terk edip dildâr ile olur ferah
Âşık isen sâlikâ zikr-i Hudâ et heman
Mâsivâyı terk eden huzur ile olur ferah
Gafleti koy Hüdâyî rûz-ü şeb zikreyle gel
Kalb-i âşık Hâlik-ı ekber ile olur ferah
Perdeyi kaldır aradan alasın bir zevk-ı lezîz
Bak ne halk etmiş yaradan alasın bir zevk-ı lezîz
Düşmüşem aşk deryasına kesb-i safalar eylerem
Gel sen de gir ey zâhid alasın bir zevk-ı lezîz
Verme gel hiç siklet bana istimâ' etmem o pendi
Sen mekteb-i irfana gel alasın bir zevk-ı lezîz
Kalbini kibr-ü riyadan pâk eyle gel ey zâhidâ
Eyle devam tevhide sen alasın bir zevk-ı lezîz
Korkma seni reddeylemez şânı şanlardan uludur
Kapısında boynunu bük alasın bir zevk-ı lezîz
İhtilât etme nâs ile kalbinden mâsivâyı at
O kadar çok zİkreyle kim alasın bir zevk-ı lezîz
Hüdâyî der itiraf et cürmünü Rabb-ı kerîme
Yalvar dâim kapısında alasın bir zevk-ı lezîz
Sana âşık olan sâlik daim kapında sâildir
Olursa her neye mâlik fedây-i Hakk'a kaildir
Bu dünyâya gelip gitmek acîp sırr-ı İlâhîdir
Bu sırra mazhar olanlar tamam mürşid-i kâmildir
Vemâ halaktu'l-cinne" âyetinde eyledi muzmar
Bu ilmi fehm eden zaten hakikat ehl-i âkildir
Ne kadar ders-i hikmet akl-ı maaş ile okusa
Felâtun olsa hattâ o yine bir şahs-ı câhildir
Muhakkak âlimin ilmi eder cehlini izâle
Hudâ rızasını tahsil eden ilmiyle âmildir
Hevây-i nefsi gönülden silip daim zikreyle
Hüdâyî zâkir olanlar Vislâl-i Hakk'a naildir
Zâkir ol derûn-i dilden zahirde gel sesini kes
Râh-i Hakk'a olup salik gayri yola etme heves
Gecenin sülüsünde kalk taharet et nezâfetle
Huzur-i Hak'ta kaim ol çıkarma gayr içün bir ses
Gelirse zikr-i sultanî kamu a'zan olur zâkir
Cevârihin olur her biri o esnada bir ceres
Gönül ebvâbını seddet sakın hiç girmeye şeytân
Şuğl-i ağyar hiç gelip eylemeye bir mes
O kadar zikre çalış ki fena ola bu varlığın
Zuhur edicek o nefha bâd-i nesîmî gibi es
Yoktur icazetim dersen sana verdim icazet ben
Ruz-ü şeb tevhide çalış sana azîz yeter bu ders
Et rabıta Pîr-i A'zam Abdülkadir'e
İmdadına yetişe ansız sana ola destires
Hüdâyî'nin gelir feyzi bu derse devam ettikçe
Unutma ömrün oldukça çalış durma bu sana bes
Gel ey püser zikre çalış, devam et rûz-ü şeb alış
Terk eyle nefsin arzusun, izzet edip ruha barış
Komaz bu aşk seni geri, sen durma hiç geç ileri
Elbet bulursun dilberi nefsinle her dem et yarış
Kime kim aşk rehber olur, maksuduna nail olur
Âleme o sultân olur kalmaz noksanı bir karış
Hak’ka tevekkül edersen yolunu tutup gidersen
Daim anı zikredersen görmezsin dünyada darış
Hüdâyî gel tevekkül et rızâyı bulmağa sa'yet
Her dem huzûr-i Hak’ka git ana murâkıb ol sarış
Gel etme sırr-ı Hak’kı fâş, dahi kimseye atma taş
Bir gün gidersin dünyâdan, işin olur uhrâda yaş
Sakın dünyâya aldanma, bunu sana kalır sanma
Yoktur bakası inanma, ederse ger senî bir baş
Bir kimseyi incitme gel, hiç verme işine halel
Muhtaçlara gel tut bir el anlara daim yedir aş
Kimseye kemlik dileme, kibredip ağır söyleme
Düşeni azar eyleme hiçbir gönül yıkma adaş
Hüdâyî gel görme hakîr velev ki olsa bir esîr
Gerek kebîr gerek sağîr ednâ görüp oynatma kaş
Çıkar mâsivâyı dilden huzur-i Hudâ'ya var sus
Zikreyle cân-ü gönülden huzur-i Hudâ'ya var sus
Hudâ'dan gayri yoktur hiç, hakikatte dilâgâh ol
Gel hıfz-ı havâtır eyle, huzur-i Hudâ'ya var sus
Yani gir bekle kalbin kapısını girmeye ağyâr
Koma ağyârı hiç kalbe huzur-i Hudâ'ya var sus
Tecellî olsa ger sana, ya gelse sana bir nidâ
Meyletme sakın ana huzur-i Hudâ'ya var sus
Devam et huzura her dem ayırma kalbini bir dem
Git tâ müntehâya Dîdem huzur-i Hudâ'ya var sus
Hüdâyî'nin yolu budur Tutar isen eder zuhur
Olur tamam vücudun nur huzur-i Hudâ'ya var sus
Tâlib-i dîdâr-i Hudâ halk ile etmez ihtilât
Sâlik-i râh-i Kibriya halk ile etmez ihtilât
Hak’kı daim zâkir olan leyl-ü nehâr zâri kılan
Tâlib-i dîdârı olan halk ile etmez ihtilât
Râh-ı rızâyı gözeden sıdk ile Allah'a giden
Arzuy-i nefsi terk eden halk ile etmez ihtilât
Bir şeye salik darılmaz Şeyhin izinden ayrılmaz
Hiç bu dünyaya sarılmaz halk ile etmez ihtilât
Hayr-u şerrini ayıklar râh-i rızâda fâikler
Hudâ'yı seven âşıklar halk ile etmez ihtilât
Sen de sâlik ol Hüdâyî terk eyle gel bu dünyâyı
Candan sevenler Hudâ'yı halk ile etmez ihtilât
Geç mâsivâdan azîzim eyle Hudâ'ya rücû
Sözümü tut iki gözüm eyle Hudâ'ya rücû
Dünyânın yoktur bakası bağlama gönül ana
Bağlayan gönül de âhir etti Hudâ'ya rücû
İtimadeyledi nice kimseler bu dünyaya
Görmedi vefa nihayet etti Hudâ'ya rücû
Var iken fırsat elinde sil gönülden gayriyi
Şevk ile gel cân-ü dilden eyle Hudâ'ya rücû
Mâsivâya meyledenler olmadılar pâyidar
Azîz oldu o kimse ki etti Hudâya rücû
Gel Hüdâyî sen de çek elin bu dünyadan neman
Varlığın mahveyleyip eyle Hudâ'ya rücû
Sâlik-i Hakk'a yakın ol, ehl-i dünyadan ırak
Yâr-i sâdıka karîn ol, ehl-i dünyadan ırak
Etme ehl-i gaflet ile iltifat hiç dünyada
İctinâb-ı gaflet et ol ehl-i nisyandan ırak
Ara bul kendine hâzik bir tabîb-i rûhânî
Ehl-i hâl iyle celîs ol ehl-i tuğyândan ırak
Hiç karışma kimseye gönlünü dahî yıkma sen
Dâima Hakk'ı zâkir ol nefs-ü şeytandan ırak
Kimseden bir nef yoktur düşme ardına heman
Ger murâdın Hak (ise) ol kevn-ü mekândan ırak
Hep seni Hak'tan geri kor ger uyar isen ana
Pendimi dinler isen ol ehl-i hüsrandan ırak
Ey Hüdâyî gel tut pendini eyle amel
Âşık-ı sâdık ile ol, ehl-i hevâdan ırak
Aç basiret gözünü hikmet-i Yezdâna bak
Gör neler halk eylemiş Hâlik-ı ekvâna bak
Sulbünde bil pederin bir katrecik su idin
Ne hub suret yaratmış san'at-i Subhâna bak
Cümle â'zânı düşün ibretle baştan başa
Ma'rifet kesbeyleyip hidmet-i Deyyâna bak
Hicâbı ref eyleyip aç gözünü zâhidâ
Adl ile mülk-i cisme hükmeden sultâna bak
Meyl-i sivâ eylemek hiç sana lâyık mıdır?
Zikr-i Hudâ'yı edip rahmet-i Rahmâna bak
Aşk kitabın çok okur ârif-i billâh olan
Mekteb-i irfâna gel okunan Kur'ân'a bak
On sekiz bin âlemi halk eden Hallâk O'dur
Kudrete nazar edip ibret al ummâna bak
Ayık ol aşksız Hudâ bulunur mu ey zâhid
Aşk ile Hakk'a giden sîret-i merdâna bak
Cümle halkı halk eden ol Hudây-i lem yezel
Ne hoş güzel yaratmış sûret-i insana bak
Yok iken bu âlemi halk-u icâdeylemiş
Her birinde görünen esrâr-i Mennân'a bak
Tut Hüdâyî'nin sözün Hak'tır anı söyleten
Hak verdiği akl ile nutk eden (insana) bak
Meyl edip bu mâsivâye yok yere çekme emek
Mâdâm ki yok bakası ana meyil ne demek
Ger tâlib-i dîdâr isen çek sivâdan elini
Vefası olmayana hiç ne lâzım meyl eylemek
Dâima zikr-i Hudâ'ya et devam huzur ile
Dal hüviyyet bahrine deryâdaki misl-i semek
Bir iyi fikr eyle ki sen yok iken Bârî Hudâ
Halk edip hıfz etmek içün de sana verdi emek
Rızkını da "Nahnu kasemnâ"da halk etti Hudâ
Anın içün gün begün sana gelir nân-ü nemek
Sen bunu böyle bilür iken Hüdâyî ne lâzım
Daima edip sana tekrarı bir bir söylemek
İlticâ ettim sana ben yâ Kerîm-ü Zülcelâl
Cürmümü affeyle yâ Rab çekmeyem asla melâl
Cürmüm anıp rûz-ü şeb istiğfar edip ağlarım
Mü'minem ya Rab beni hiç kılma sen ehl-i dalâl
Son nefeste tevhid olsun bana vird-i zebân
Mahv ede zenb-i vücudum ola yolunda hilâl
Kıl nedâmet cürmüne ol sıdk ile sabit heman
Şeyhini et râbıta gele sana feyz-i Zülâl
Her suretle ittika et cümle haramdan sakın
Ehl-i Hak’ka tîb olan eşyâ olur ancak helâl
İhtilât-ı nâs ile hiç etme ömrünü zâyi
Ruz-ü şeb virdin daim olsun senin İsm-i Celâl
Cân-ü dilden ey Hüdâyî mâsivâyı nefy edip
Tut huzur zikr-i Hudâ et olma ebkem gibi lâl
Bir müznib-i günehkârım derdime dâd et yâ Ganî
Mahzun olan bu gönlümü fazlınla şâd et yâ Ganî
Cemî-i halkın matlabın sensin veren ey Pâdişâh
Aşkın ile mest eyleyip yolum küşâd et yâ Ganî
Aç basiret gözlerimi et nasîb imân-i kâmil
Bir pîr-i âciz olmuşam bana imdâd et yâ Ganî
Behâyimveş yiyip içmek uyumakla geçti ömrüm
Eyle bu gafletten ikaz beni irşâd et yâ Ganî
Dünyâda a'mâ olanlar uhrâda bulur mu emân
Mahrum eyleme bendeni bir kerre yâd et yâ Ganî
Mâsivâya meyi eyleyip eylemişem bî had günâh
Dilimde nûr-i îmânı rahmen ikad et yâ Ganî
Şâd ile handân eyleyip yâ Rab Hüdâyî kulunu
Nâr-i cehennemden emân verip âzâd et yâ Ganî