Bir gün bir evde zikrullah yapıyorduk. O sohbette o ihvan da bulunuyordu. O ihvan zikrullah esnasında kendi kendine "Ben derviş olmadan evvel "Sen dervişsin" diye beni sürgüne gönderdiler, kaderimde varmış derviş oldum. Şimdi yakalanırsak benim halim ne olur." diye düşünerek vesveselenir, korkuya düşer.
Hacı Mustafa Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri bir mecliste şöyle anlattılar:
Bizim ihvanlardan biri daha tarikata girmeden evvel her nasılsa isim benzerliğinden mi? veya başka bir sebepten mi? "Sen tarikatçısın, sen dervişsin." diye memleketinden başka bir yere sürgün cezası ile cezalandırılıp sürgüne gönderilmiş. Epey bir müddet sürgünde kalıp sürgün cezasını tamamlayıp, memleketine dönüyor. Bilhare o adam bizden ders alıp derviş oldu, tarikatçı oldu.
Bir gün bir evde zikrullah yapıyorduk. O sohbette o ihvan da bulunuyordu. O ihvan zikrullah esnasında kendi kendine "Ben derviş olmadan evvel "Sen dervişsin" diye beni sürgüne gönderdiler, kaderimde varmış derviş oldum. Şimdi yakalanırsak benim halim ne olur." diye düşünerek vesveselenir, korkuya düşer. O anda şöyle bir zuhurat görür. Zikrullah yapılan evin bir köşesinde elinde yalın kılıç îmamı Ali Kerremullahi veche Efendimiz duruyor. İkinci bir köşede yine elinde kılıç Fatıma`t-üz-Zehra Radıyallahu anh Validemiz duruyor. Üçüncü köşede elinde yalın kılıcı İmamı Hasan Radıyallahu
Kaynak: ``Halisa ve Seçkinleri´´ Vesile olanlara teşekkürü borç biliriz.