Rasûlullâh (s.a.s) Efendimiz, son derece merhametli idi. O, hayatı boyunca daha çok başkaları için üzülmüş ve endişelenmiş, küçük bir söz, davranış ve hatta işaret bazen kendisini ağlatmaya yetmiştir.
Bir gün sahabeden biri, cahiliye döneminde yaptığı bir işi anlatarak şöyle diyordu:
“Küçük bir kızım vardı. Araplar arasında kız çocuklarını öldürme adeti yaygındı. Ben de kendi kızımı canlı canlı toprağa gömdüm. O, ‘Babacığım babacığım!’ diye bağırıyordu. Bense üzerine toprak yığıyordum.”
Bu merhametsizliği duyunca elinde olmadan Hz. Peygamber’in gözlerinden yaşlar boşandı ve:
“Bunu bir daha anlat” buyurdu.
O sahabî, bu acıklı olayı bir daha anlattı. Hz. Peygamber yine ağladı. O kadar ağladı ki, mübarek yüzü ve sakalı tamamen ıslandı.”(1)