Muridan
Allahü Teâlânın Ayı Muharrem

Allahü Teâlânın Ayı Muharrem

Muharrem ayının önemi nedir? Muharrem de oruç tutmak gerçekten faziletli mi? İslamda haram aylar hangileridir?

Muharrem ayı, İslam öncesi ve sonrasında önemli tarihi olayların yaşandığı aylardan olup hicri yılın birinci ayıdır. Dinimiz İslam´da özel bir yere sahip olan Aşure günü Muharrem ayı içerisindedir. "Haram kılınan, yasaklanan, kutsal olan, saygı duyulan" anlamına gelen muharrem, savaşmanın yasak edildiği dört aydan biridir aynı zamanda.  
Kur´ân-ı Kerim´de muharrem kelimesi ay ismi olarak yer almaz ancak haram aylardan olması hasebiyle bu aylara saygı gösterilmesi gerektiği emredilmiştir. Malumunuz üzere Sevgili Peygamberimiz hadislerinde haram ayların Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep olduğunu bildirmiştir. (Buhari, Megazi, 77.)  İslam tarihinin kırılma noktası sayılan pek çok olay Muharrem ayında gerçekleşmiştir ve Muharrem ayının 10. günü Aşure günü olarak kabul edilir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Ramazandan sonra en faziletli oruç, Allahü teâlânın ayı Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece namazıdır." Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai) buyurmakta ve ayrıca "Aşure günü orucunun, bir önceki yılın günahlarına kefaret olmasını Allah´tan umarım" (Tirmizi, Savm, 48)bildirerek biz ümmetine Rabbimizin lutfunu haber vermektedir. 
Hz. Peygamberin (s.a.v.) yahudilere muhalefet için ertesi sene âşûrâ orucunu Muharrem’in dokuzuncu günü de tutacağını söylemesi (Ebû Dâvûd, Savm, 66); bu orucun Muharrem ayının dokuzuncu ve onuncu veya onuncu ve on birinci günlerinde tutulmasının daha doğru olacağına işaret etmektedir (Bkz. Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV, 52; Abdürrezzâk, el-Musannef, IV, 287).
Şu da bilinmelidir ki, Ramazan orucu farz kılınınca Hz. Peygamber (s.a.v.), isteyenlerin âşûrâ orucu tutup isteyenlerin tutmayabileceğini belirtmiştir (Buhârî, Savm, 69; Müslim, Sıyâm, 113-126).
Değerli kardeşlerim Hicret denilince de ilk akla gelen bir yerden bir yere göç etmek oluyor ancak derin manada hicret kendi iç dünyamızda yaşanmalı değil mi? Sevgili Peygamberimiz aleyhisselantu vesselam; "Muhacir, Allah´ın yasakladığı şeyleri terk eden kimsedir" (Buhari, İman, 4-59.) buyurarak bizlere yo gösteriyor. 
Muharrem ayının hayrılar getirmesini, yapacağımız ibadetlerin kabul olmasını Cenab-ı Hakk dan niyaz ediyoruz. Hicretin en güzel şekilde anlaşılıp hayatımızda yansımalarının görünmesini ve ümmetin hücreleri gibi olan her ferdin kendi iç dünyasında hicret gayretinin taze kalmasını, şuur halinin devamını yani gaflete düşmeden yaşamayı Rabbimizden temenni ediyoruz. Ümmet olarak birlik içinde kurtuluşumuzun belki de en önemli reçetesi her müslümanın kendine çeki düzen vermesinden geçiyor. Bu ayda, Aşure gününde yaşanan ciğerlerimizi dağlayan Kerbela olayında Hz. Hüseyin (r.a.)in ve yakınlarının şehit edilmesi  olayı ne denli acı verdiğini biliyoruz ve aynı kıbleye yönelen müslümanlar olarak birliğe ne kadar ihtiyacımız olduğu gerçeğini tekrar hatırlıyoruz.
Yüce Rabbimiz buyuruyor:
“Hep birlikte Allah’ın ipine (Kuran’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz.” (Al-i İmran, 103.) 
Allah´a emanet olunuz.

Top