Allah Resûlü (s.a.s.) Efendimiz, hicreti esnasında Kuba’da, Amr bin Avfoğulları yurdunda on küsur gece misafir kaldı. Bu müddet zarfında Kuba Mescidini inşa etti ve bu mescid içinde namaz kıldı.
Allah Resûlü (s.a.s.) Efendimiz, hicreti esnasında Kuba’da, Amr bin Avfoğulları yurdunda on küsur gece misafir kaldı. Bu müddet zarfında Kuba Mescidini inşa etti ve bu mescid içinde namaz kıldı.
Efendimizin tesis ettikleri mescidden önce, Müslümanlardan bazıları kendileri için mescid inşâ etmişlerse de, İslâm cemâati için ilk olarak binâ olunan mescid, işte bu Kuba Mescididir.
Gülsüm bin Hidm Hazretlerinin üzerinde hurma kuruttuğu arsasında bina edilen bu ulvî mabedin inşasında, Resûl-i Kibriyâ Efendimiz bizzat çalıştı. Bir seferinde kucağına, güçlükle kaldırılabilecek büyükçe bir taş almışlardı. Sahabînin biri yanına varıp:
"Yâ Resûlallah! Anam, babam sana fedâ olsun. Elindekini bana ver" deyince:
"Hayır vermem. Sen de başkasını al" buyurarak gayret ve faaliyetten büyük zevk aldığını ifade etmiştir. Böylece, ibâdeti, takvası, sadakâti, metaneti, cesareti, vesaire bütün güzel vasıflarda olduğu gibi gayret ve çalışkanlığıyla da ashâb-ı kirama en güzel örnek oluyordu.
Onun bu gayret ve faaliyetini müşâhede eden Müslümanlar da aşk ve şevk içinde bıkmadan usanmadan ve zerre kadar fütûr eseri göstermeden çalışıyorlardı. Mescid yapılıp bitinceye kadar Peygamber Efendimiz çalışmaktan bir an olsun geri durmadı ve kendisini sâir Müslümanlardan farklı bir muâmeleye tabi tutmadı.
Kuba Mescidinin Ehemmiyet ve Fazileti
Kuba Mescidi, Resûl-i Kibriyâ’nın hicreti ve özellikle Kuba köyüne ulaşmasıyla başlayan nuranî ve muazzam bir devrin mübârek bir âbidesidir. Bu sebepledir ki, Kurân lisanıyla "Takva Mescidi" adı verilerek şerefli kılınmıştır. İlgili âyet-i kerimede meâlen şöyle buyrulur:
"Muhakkak bu öyle bir Mescid'dir ki, onun temeli (Medine'ye hicretin ilk gününde) takvâ üzere atılmıştır. Orada maddî ve mânevi pisliklerden temizlenmeyi seven kimseler vardır. Allah da çokça temizlenenleri sever." (Tevbe, 9/108)
Nebiyy-i Muhterem Efendimiz, hayatı müddetince her cumartesi günü yaya veya binitli olarak bu mübarek mescidi ziyaret eder ve içinde namaz kılardı. Ayrıca müminleri de teşvik ederek, tam bir temizlik ve nezahetle bu mübarek mescidde namaz kılan kimse için bir umre sevabı olduğunu müjdelerdi.
İslâmî gelişmenin önündeki engellerin yavaş yavaş bertaraf olduğu, İslâm’ın inkişaf ve teâliye başladığı bir dönemde inşâ edilmiş olması Kuba Mescidine ayrı bir mânâ ve ehemmiyet atfeder.