Tasavvuf yoluna girmemekle beraber sûfîliğe ilgi ve sevgi duyana muhib/sempatizan denir. Bu yola kimi yeni girmiştir, henüz işin başındadır. Bunlara ‘mübtedî’ ve ‘ehl-i bidâyet’ denir...
Nafile -sünnet- ibadetleri yapmaya çalış; sünnet olan işleri yapmaya gayretli ol; ismin “Uyanıklar” defterine yazılır...
...Birden konuşmasını kesti. Sonra: ‘Şimdi şu yoldan Cennet’e girmeye layık bir adam gelecek.’ diyerek mescidin o yola bakan kapısına işaret etti...
Büyük velilerden, hakikat şehidi… İsmi Hüseyin b. Mansûr, künyesi Ebu’l-Mugis’tir. 858 (H.244) yılında İran’ın Beyzâ şehrinde doğduğu rivayet edilmektedir. 919 (H.306) yılında ise idam olunarak şehit edildi. Gençlik yıllarında Tuster’de büyük velîlerden Sehl b. Abdullah et-Tusterî (k.s) hazretler..
Çünkü Rasûlullâh (s.a.s) Hanzala hadisinde: ‘Benim yanımda bulunduğunuz hâl üzerinde kalsaydınız, melekler size gelir ve elinizi sıkardı.’..
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim Kıyamet gününe, gözüyle görüyormuş gibi bakmayı arzu ederse Tekvir sûresini okusun." (İmam Ahmed, Tirmizî ve Hâkim'in İbn Ömer'den (r.a) rivayet ettiklerine göre)..
Bakara suresi 221. ayetinin bir bölümünün meali şöyledir: "(Ey mü'minler!) müşrik kadınlarla, onlar imana gelmedikçe evlenmeyin. Müşrik erkeklere de, onlar imana gelmedikçe (mü'min kadınları) nikahlamayın. Onlar sizi cehenneme çağırırlar." ..
"Her kim Kehf sûresinin başından on âyet ezberlerse, deccal fitnesinden korunur." (1)..
Zevklerin en yücesi ma‘rifetullah (Allah’ı bilmek) ve O’nun cemâlini temaşa etmektir! Ancak bu zevkten mahrum olanlar, başka zevkleri tercih edebilirler. Lezzetler idrâklere tâbidir. Mesela öfke tabiatı, düşmandan intikam almak ve gönlünü rahat ettirmek için yaratılmıştır. Öyleyse onun lezzeti gale..
906. Âişe’nin (r.a) şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Hz. Muhammed’in (s.a.s) vefatından sonra doyasıya yemedim. Eğer ağlamak isteseydim, ağlardım. Muhammed (s.a.s) vefat edinceye kadar onun ehli doymamıştır.”..
Ehl-i Kitab'ın (yahudi ve hıristiyanlar) cennete girip giremeyeceği hususu güncel gibi gözükse de yaklaşık on iki asırdır kötü niyetli kişiler tarafından istismar edilmekte, itikadımız bozulmaya çalışılmaktadır...
Hz. Ebu Bekir, Kur’ân-ı Kerîm sahifelerini biraraya derletip toplattığı zaman: “Ona, bir isim veriniz!” dedi. ..
Ashabdan Habbab b. Eret, Cahiliye devrinde, Mekke’de demirci idi. Kılıç yapardı. Yaptığı ve sattığı kılıçlardan, Âs b. Vâil’in üzerinde toplanmış bir hayli dirhem alacağı vardı...
Abdâllar da Eyvallah ve bârakallah! Erlik ve kemâl işâretten anlayan kimsenindir dediler ve bu ayna ile ne kastedildiğini anladılar...
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberin mevlid kandilini idrak edince, her müslümanın derin derin düşünmesi lâzımdır. O’nun hayatı, sahabileriyle olan münasebeti, Kur’ân-ı Kerim’den sonra eşsiz hadisleri bize ne anlatıyor neleri haber veriyor, acaba anlayabiliyor muyuz? O hadislere gerekli iti..
Bir şeye işaret edeceği zaman, parmağıyla değil, bütün eliyle işaret ederdi. Hayret ve taaccüp ettiği zaman elinin duruşunu tersine çevirir ..