Abdullah Demircioğlu Hocaefendi sohbetinde Kabe-i Muazzama nın önemine, o mekanların kudsiyetine vurgu yapıyor. Deccal ve Hz. Mehdi hakkında bilgiler veriyor...
Ülkemizde de "Mürşit" konumundaki insanların kişiliğine yönelik tartışmalar dikkate alındığında mürşidin hem gereği gereksizliği, hem de aranan vasıflar üzerine neler söylersiniz? Tasavvuf klasiklerinin üzerinde en çok durduğu konuların biri de mürşittir. Çünkü tasavvufi hayatın merkez kişisi mür..
• Ey aşıklar, ey aşıklar; dünyadan göçme zamanı geldi çattı! Kulağım; "Kervan kalkıyor haberini veren göç davulunun sesini duyuyor! • İşte şimdi, kervanbaşı kalkmış, her şey hazırlanmış, yükler de develere yüklenmiş; "Ey kervan halkı; uyanın, kalkın! Ne olur ne olmaz, yollar tehlikelerle dolu; bize..
Meşhur sûfî aleyhtârı Gulam Halil, bütün sûfîlere karşı hasmâne bir tutum sergilemekteydi. Ebu’l-Hüseyin en-Nûrî’nin de aralarında bulunduğu bir grup sûfîyi tutuklatıp hilâfet merkezine sevk etti. Dönemin Abbâsî halîfesi tarafından çıkarılan bir fermanla îdamlarına karar verildi. Cellât, dervişlerde..
Bir zamanlar İsrail oğulları, büyük bir kıtlıkla karşılaşmıştı. Uzun zamandan beri bir tek damla bile yağmur düşmüyor, yapraklar sararıyor ve toprak susuzluktan yer yer çatlıyordu. Bunun üzerine bir gün Hz. Mûsa (a.s.) kendine inananları alıp yağmur duasına çıktı. Tam üç gün yağmur yağması için başt..
Hocamız sohbetinde Kıyamet Suresinin ayetlerini tefsir ediyor. Kur´an okuyucusuna şefaat edecektir. Tedebbür ederek okumalıdır...
Ahiretin tarlası olan bu fani dünyada yaşayan insanoğlu, çok değil, yalnızca birazcık çevresine ve kendisine baksa; hayatında olup bitenleri bir müddet tefekkür etse ne kaybeder acaba? On sekiz bin âlemin yaratıcısı yüce Rabbimiz (c.c) kendisini bilip tanımamız için binlerce, hatta milyonlarca de..
Bu yazımıza vesile olan Allah’ın Habibi ve kullarının sevgi merkezi olan aleyhissalâtü ve’s-selâm Efendimize, Üstadımızın tavsiyesi üzere, ilimler adedince salât ve selâm olsun. Zaman zaman hüzünlensek de, dünyadaki sıkıntılara maruz kalsak da, doğuda veya batıda ıstırap çeken mü’minlere üzülsek de..
Hocamız sohbetinde Sahabeden Hz. Harise Efendimizin ibret verici kıssasını anlatıyorlar ve Canab-ı Hakka yaklaşmada zikrullahın önemine vurgu yapıyorlar.....
İnsanı eğitmek (terbiye etmek), başlı başına bir sanattır. Bu sanatın (terbiyenin) ana hedefi, büyük insanlık ailesini vahiy ikliminde derleyip toplayarak güzelim İslamiyet’le mutlu etmektir. Biz, Âdem’in çocuklarının badem kavgasında birbirlerini kırmalarını değil, ortak bir mutluluk noktasında bu..
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem debdebe ve gösterişten hoşlanmazdı. Ama ara sıra değerli ve güzel görünümlü elbiseler de giyerdi. ..
Bir hadisi kudside: “Ben, yer ve gök kürelerine sığmam ama mü’min kulumun kalbine sığarım” (Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, II, 195) diye buyuruyor Yüce Rabbimiz. Bu kadar kutsal görevi üstlenen kalp, sadece vücuda kan pompalayan basit bir organ olabilir mi? Elbette hayır! Her türlü beşeriyetten münezzeh ola..
“Mü’min kendisiyle iyi geçinilen kişidir. İyi geçinmeyen ve geçinilmeyen kimsede hayır yoktur.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 400) Ülfet; samimi olmak, insanlarla ünsiyet etmek, iyi geçinmek, onlarla anlaşmak demektir. Asr-ı saâdette vuku bulan şu hadise ülfet kavramıyla birebir örtüşür mahiye..
Şurası bir gerçektir ki Emeviler, Peygamberimizin Ehl-i Beyt’ini feci bir şekilde şehit ettiler. Kerbela faciasını İslâm’ın başına belâ ettiler. Bu zulüm ve işkenceyi yapanlar, kıyamete kadar habis ruhlar olarak anılmayı hak ettiler. Tarihler Emevi halîfelerinin birkaçı hariç habâsetlerini ve lâubal..
“Yolcu çeşmeye dindarane bir minnet duygusuyla yaklaşır. Orada zincirle bağlı bir tas yerine çeşme taşının üstüne konuşmuş sade bir su kabı vardır. İşte ona su doldurulur. Yolcu su dolu tası eline alır, suyunu içtikten sonra yıkar, öpüp başına koyduktan sonra da aynı taşın üstüne bırakır ve ondan so..
Efendi! Büyük bir sorumluluk omuzlarınıza yüklenmiş oluyor. Bunu evvelki mektubumda ayân beyân anlattım. “Tâc, hakikat tacıdır. Sanma gayrı tâc ola. Taklîd ile tok olan, hakikatte aç ola”… İhsan Efendi oğlum, kişi güneşe yeryüzünden baktığı vakit onu uzaktan gördüğü için kendi âlemine nispetle küçü..