Bir devrin fırtına adamı, kalem ve kelam abidesi Üstad NECİP FAZIL’la ilgili bir tutam hatıra, bir demet değerlendirme... YâSelâm!..
“Bir defasında Abdullah b. Ömer’i (r.a) gördüm; Rasûlullâh’ın minberde oturduğu yere elini sürüyor, sonrada yüzünü sıvazlıyordu.”..
Peygamberimiz (s.a.s) buyuruyor ki: "Allah, kulun kalbi ile bedenini birlikte hazırlayarak kılmadığı namazın tarafına bakmaz."..
İki çeşit ölüm vardır. Bunlardan biri, avam tabakasının bildiği ölümdür. Bir de havas, yani seçkinler tabakasınca bilinen bir ölüm vardır ki, bu da hevaî duyguların, nefslerin, kör tabiatların ve kötü âdet ve alışkanlıkların ölmesi ve yok olması demektir...
Gece ibâdeti halkın avam tabakası için zordur. Ancak zâhir ve bâtında gece ibâdetini kolaylaştıran şartları yerine getirmeye muvaffak olan (havass) kimseler için ise kolaydır...
Nefsini bırak! Ve ondan uzaklaş! Nisbi olarak kendine izafe ettiğin mülkten ayrıl! Hepsini Allah’a teslim et! Ve kalbin kapısında bekçi ol....
Tavus b. Keysan şöyle demiştir: ‘Cehennemin hatırlanması, âbidlerin uykusunu kaçırır!’..
“Aşk yapışkan bir bitkidir. İnsanların sevgisine aşk denmesi, kalbe yapışmasındandır.” (Ferra)..
Dünyaya dalan, dünyaya aldanan, şehvetlerine köle olan bir kimsenin kalbi, şüphesiz ki ölümün zikrinden gaflet gösterir. Ölümü hatırlamaz. Kendisine ölüm hatırlatıldığında bunu hoş karşılamadığı gibi ölümden nefret eder...
"Cahil, bilmediğini sormaktan utanmasın. Âlim, içinden çıkamayacağı bir meselede 'en iyisini Allahu Teâlâ bilir’ demekten sakınmasın."..
Osmanlı Devletinin ilk şeyhülislâmı ve büyük velî. İsmi Muhammed olup, babasınınki Hamza'dır. Nisbeleri Rûmî ve Fenârî, lakabı Şemsüddîn'dir. 1350 (H.751) senesinde Fener köyünde doğdu. Bu köyde doğması veya babasının fenercilik sanatıyla meşgûliyetinden dolayı "Fenârî" nisbetiyle meşhur oldu...
Sen nefsine, kötü arzularına taptıkça , velilerin derecesine çıkmayı isteme... Halbuki onlar yalnız Mevlaya kulluk ederler. Senin istediğin dünya, onlarınki ise ukba.....
Uhud savaşı günü, Peygamberimiz aleyhisselamın rebâiye dişi kırılmış, yüzü yaralanmıştı. Bu hal, Ashab-ı Kiramın son derecede ağırına gitti...
``Benim dünya ile ne işim var? Ben dünyada yolculuğu sırasında bir ağaç altında gölgelenen, sonrada oradan geçip giden bir yolcu gibiyim.´´(İbn Mâce, Zühd 409) Zühd dünyaya karşı tavır koymaktır. Mâsivâdan yüz çevirip Allah’a yönelmektir. Tasavvufun Allah sevgisine engel olan dünya alâkasını kalp..
Seyyidinâ Abdülkâdir Geylânî'nin (ks.), Peygamber Efendimiz (s.a.s) hakkında "es-Salâtü'l-Kübrâ" ve "ed-Dalâl" adıyla geçen salavât mecmuası vardır..
Peygamberimiz (s.a.s) buyuruyor ki: "Kim güzelce abdest alıp iki rekat namaz kılarsa ve her ikisinde de içinde dünya ile ilgili bir endişe taşımazsa, anasından doğduğu gün gibi günahlarından sıyrılır." Diğer bir rivayete göre hadisin son kısmı şöyledir: "...ve her ikisinde de bir hata islemediği..