Hz. Muhammed(s.a.v.) evrensel bir eğitim öğretim sistemi getirmiş ve bütün kalpleri bütün ruhları bütün akılları bütün nefisleri ideal ufka yükseltecek bir mesaj sunmuştur...
Müslüman köleler, fakirler ve kimsesizler, İslâm'ın ilk dönemlerinde sık sık baskı, hakaret ve işkenceye maruz kalırlardı...
Hz. Ebû Hüreyre der ki:"Ben Allah Rasûlü'nden iki kap ilim aldım.Bunlardan birini halka anlattım. Diğerini eğer meydana çıkarıp anlatacak olsaydım,şu boynum giderdi."..
"Bu rüyâ, doğru bir rüyâdır. Resulullah tehlikede" diye düşünerek, sabahı beklemeden, yanına sâdık adamlarından 20 kişi alır ve süratle Medine-i Münevvere'ye varır...
Sevmek... Sadece Rızâ-i Bârî için sevmek ve bu duygularla karşımızdakine yaklaşmak dünya ve ahiret selameti bakımından elzemdir..
Tevâzu, bir müslümanda bulunması gereken vasıflardandır. Bu güzel haslet, elbette yaratılmışların en seçkini olan Hz. Muhammed'de (a.s) en üst seviyedeydi...
Peygamberimiz (s.a.s), amcası Hz. Abbas’a: “Sana on şeyi haber vereyim ki, onları işlediğin zaman Allah, senin günahının evvelini ve âhirini, yenisini ve eskisini, kasıtlısını ve kasıtsızını, küçüğünü ve büyüğünü, gizlisini ve açığını bağışlasın” ..
..... Tasavvuf bir terbiye sistemi demek. İslâm içinde bir terbiye okulu. Amaç, insana "Allah'ı görüyormuş gibi yaşama" disiplini kazandırmak. Ya da kişiliğe, "Siz O'nu görmeseniz de O'nun sizi gördüğü" bilincini yüklemek... ..
Bazı, Kurân-ı Kerim'in bazı sûre ve âyetleri hakkında hadîs-i şerifler mevcuttur. İhlâs, Felak ve Nâs sûreleri bunlardandır...
Evet, yüce Kurân kendi deyimiyle: "Diriler için indirilmiştir." Fakat onun, imanla ebedî âleme göç eden inananlarına da sonsuz manevî faydaları vardır. Bunu, Rasûl-i Kibriyâ (s.a.s) böyle buyurur. ..
Allah’a ve Resûlü'ne itaat edin, sakın birbirinizle ihtilaf etmeyin, çekişmeye girmeyin; yoksa yılgınlığa düşersiniz, rüzgarınız (kuvvetiniz) gider. Bir de tam manasıyla sabredin. Çünkü Allah (c.c.) sabredenlerle beraberdir. (Enfal Suresi–46) Muaz’ın (r.a.) şöyle dediği rivayet edilmiştir: Re..
Şefaat, yardım ve istimdat etmek anlamlarına gelir. Başta Peygamber Efendimiz (s.a.s) olmak üzere, bütün peygamberlerin, salih ve saliha kimselerin, şehitlerin, meleklerin ve hadis-i şeriflerde geçtiği üzere kitabımız Kurân-ı Kerim'in şefaati haktır...
Peygamberimiz (s.a.s), Hayber seferine çıkacağı sırada: “Son derece yoksul veya zayıf olanlarla, binitleri uysal olmayanlar geri dönsün!” diye nida ettirdi...
"Hiçbirşey hariç olmamak üzere her şey Allah’ı zikr u tesbih eder. Lakin siz, onların zikrini anlayamazsınız” (İsrâ Sûresi, 17/44) İçinde yaşadığımız şu muazzam kainatta her şey sureti itibariyle kendisini yaratan Allah’ın (c.c) varlık ve birliğine işaret ederken, lisân-ı hâliyle de her an kesint..
"Allah'ı, yeminlerinizden dolayı iyilik etmenize, (fenalıktan) sakınmanıza, insanların arasını bulmaya engel yapmayın. Allah (herşeyi) hakkıyla işitici, kemaliyle bilicidir" (Bakara, 224)..