Ulema, ümmetin yol göstericisi, delili, dinin direğidir. Süfyan b. Uyeyne "İnsanların en cahili bildiği halde yapmayan ve en faziletlisi ise Allah'tan en çok korkandır." " İlmi ile amil olmayan alimin ilmi bereketiyle amele dönmesi umulur. İlim hem farz hem de fazilettir. Kitap ve Sünnete istinat ..
“Resûlüm! Hem kendinin hem de mümin erkeklerin ve mümin kadınların günahlarının bağışlanmasını dile!” (Muhammed, l9) Varlığın hazzını, yokluğun, yoksulluğun, kimsesiz ve yetim olmanın acılarını ve hüzünlerini ed-Dulıâ süresinde de zikredildiği üzere yaşayarak öğrenen Hz. Peygamber, ilâhi vahyin anl..
Hocamız sohbetinde Nebe suresini açıklıyor. Nebe haber demektir. Kıyamet haberlerini ihtiva ettiği için bu ad verilmiştir.Bu bağlamda kulluğa, takvaya, sabra vurgu yapıyor...
Misk kokan toprağına yüzlerimi sürmeden. İsyan ile çürüyen gözlerim kapanmasın...
İslâm dininin temel iki kaynağından biri Kur’ân-ı Kerim, diğeri de hadislerdir. Dini esaslar bu iki kaynak üzerine bina edilmiştir. Bundan doğan İslâm fıkhı, ulemânın titiz çalışmaları neticesinde âdeta kılı kırk yararcasına titizlikle yapılmıştır. Bu itibarladır ki, bu iki kaynak iyi anlaşılm..
810. Cerîr, Selmân'ın kendisine şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ey Cerîr! Allah için mütevazi ol. Zira kim Allah için dünyada mütevazı olursa, Allah kıyamet gününde onun kadrini yüceltir." 811. Selmân'ın (ra): "İnsanların en fazla günah işleyenleri Allah'a isyan olan şeyleri en fazla konuşanları..
Nu’man b. Beşir (radıyallahü anh) anlatıyor: Rasûlullah aleyhissalâtü vesselam buyurdular ki: “Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkatte mü’minlerin misali, bir bedenin misalidir. Ondan bir uzuv rahatsız olsa, diğer uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona iştirak ederler.” (..
Haşim ve Muttalib oğulları Şı’b’da üç yıl kuşatılmış bir halde kaldıktan sonra, Kâbe’nin içinde asılı sahifeye, Yüce Allah ağaç kurdunu (güvesini) musallat etti. Güve; sahifede, Allah’ın ismi anılan “Bismikallahümme / Senin isminle başlarım ey Allah” cümlesi dışında, zulüm ve cevr ifade eden her şe..
İstiğfârın en faziletlisinin şu dua olduğu rivayet edilmiştir: Ey Allahım! Sen benim rabbimsin. Ben ise kulunum. Sen beni yarattın. Ben ise gücüm yettiği kadar senin ahdinde ve va'dinde bulunuyorum. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınıyorum. Benim üzerimdeki nimetlerini ikrar ve itirâf ediyorum ve a..
Asıl adı Cemal Kazan'dır. Ancak O, ''Cemil Baba'! olarak tanınmıştır. Cemil Baba 1912 yılında Kayseri'nin Deliklitaş Mahallesinde doğmuş, daha sonra Talas'a yerleşmiştir. 1982'de de burada vefat etmiştir. Halk arasında ''Hacı Cemil, Mavi Boncuklu Cemil Baba, Boyacı Cemil!' gibi adlarla anılan Cemil..
Mustafa Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri henüz Rüştiyeli iken eniştesi Hafız Nafiz Efendi onu Gümüşhanevi tekkesine götürür. Hacı Mustafa Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri ilk olarak buradaki postnişin (Zâfiranbolulu) Safranbolulu İsmail Necati Kaddesallahu Sırruh Hazretlerinden Naş..
1979 yılında, rus işgali altındaki Afganistan’ın başkenti Kabil şehrinde, şöyle bir hadise meydana gelir:..
Sûfi zâhidlerden Ebû Abdullah Muhammed b. Fazl Belhî, aslen Belhli olup Semerkand’da ikamet etmiştir. Belh’ten kovulunca Semerkand’a gelmiş ve orada vefat etmiştir. Ahmed b. Hadraveyh ona: “Elindeki fırsatı kaçıranlar kimlerdir ?”diye sormuş, o da şu cevabı vermişti: “Üç şey: İlim nasip olur, faka..
Bilesin ki, bütün eşya, ilâhî kuvvetle hareket eder ve aynı kuvvetle sükûnet bulur. Bir kula bunu anlamak nasib olursa, kullarda kuvvet bulmaktan istiğna duyar. Ve onları Hakk'ın kudretine ortak etmez. Ayrıca kullar da ondan rahat ederler. Çünkü yeryüzünde o, kimseyi ayıplamaz ve kimseden bir talep..
Murâkabenin hakîkati, Rakîb’i (murâkabe edeni) gözetmek ve himmetini tamamen ona çevirmektir. Başkasından ötürü herhangi bir işten sakınan bir kimseye ‘Filan adamı murâkabe edip onun tarafını gözetti’ denir. Bu murâkabeden gaye, kalbin bir durumudur. O durum, marifet çeşitlerinden birinin meyvesidir..
Adı Mehmed, lakâbı Muhyiddin, mahlâsı Üftâde olan Mehmed Muhyiddin Üftâde, 895/1490 yılında Bursa’da dünyaya gelmiştir. Babası çocuk yaşlarında iken Bursa’ya gelip Araplar Mahallesi’nde yerleşmiştir. Üftâde buradaki evlerinde dünyaya gelmiştir. “Üftâde daha ufak bir çocukken Muslihiddin Efendi adın..