Cenab-ı Allah, O’na risâleti verdiği zaman bu ilahi nurdan ilk koru alan Hz. Ali oldu. Rasûlullâh, ailesini ve Kureyşlileri İslam’a davet ettiği zaman o daha çiçeği burnunda bir gençti...
Peygamberimiz de: "Bir kimseye günah olarak müslüman kardeşini küçük görmesi kafidir"(3) buyurarak insanları bu kötü huydan kaçınmaya davet etmiştir...
Ev evlat! Ben, sana bir aynayım; böyle gör. Beni kalbine bir ayna olarak koy, sinene yerleştir. İşleri karşıma getir. Bana yaklaş ve bak. O zaman çok şeyler göreceksin. Benden uzak kaldığın zaman göremediğin çok sefaları o kez göreceksin...
Hâlisiye kolu; eş-Şeyh Ziyâuddin Abdurrahman Hâlis Kerkükî (k.s.) Hz.leri tarafından kurulmuş ve “Hâlis” ismine izâfeten “Hâlisiye” olarak tanınmıştır...
... Abdullah b. Übeyy b. Selûl yine öteden beri yapmakta olduğunu yapmak için ayağa kalkınca, Müslümanlar elbisesinin eteklerinden çekerek, ona:..
Hamidüddin-i Aksarayî hazretleri, Yıldırım Beyazıt zamanında Bursa’da ekmek yapar satardı. Onun ekmeklerini şehir halkı âdeta yağmalarcasına alırlardı...
Denildiği gibi, O (s.a.s) da bir beşerdi. Ama yakut da bir taş cinsinden olduğu halde, diğer taşlara karşı üstünlüğü olduğu için kralların taçlarını süsler...
Hz. Ebû Hureyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Rasûlullâh (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allah'ın, yollarda dolaşıp zikredenleri araştıran melekleri vardır. AIIahu Teâlayı zikreden bir cemaate rastlarlarsa, birbirlerini: "Aradığınıza gelin!" diye çağırırlar. (Hepsi gelip) onları kanat..
Anlatmak için anlamak gerekir. Hemen bir soru ile başlayalım. Kaç kişi anlıyor ve kaç kişi anlatabiliyor? Hele hele İslâm dininin bünyesinde mevcut tasavvufî hayatı anlamadıktan sonra onu anlamak ve anlatmak mümkün mü? Yapılan Mevlânâ’yı anma törenlerine bu merkezden bakmak lâzımdır. Saz ve diğer â..
Şüphesiz ki, Mevlânâ Celâleddin-i Rumî veya diğer tasavvuf büyükleri denilince, İslâm’ı taviz vermeden yaşayan kimseler anlaşılır. Hakiki mutasavvıf bunlardır...
Ölüm Meleği bir gün, Hazret-i Süleyman (aleyhisselâm)’ın yanına uğramıştı. Meclisinde bulunan bir kişiye dikkatle baktı. O zât bir ara Hazret-i Süleyman (aleyhisselâm)’a:..
Hüseyin b. Ali b. Ebû Tâlib, Rasûlullâh (s.a.s) Efendimizin torunu, gülü ve cennet ehli gençlerin efendisidir...
Vecdin hakikati ve mahiyeti hakkında halkın uzun konuşması vardır. Halktan, sûfileri ve dinleme ile ruhlar arasındaki münasebet yönüne bakan hakîmleri kastediyorum. Bu bakımdan biz, onların sözlerinden, lafızlar ve deyimler nakledelim. Sonra oradaki hakikati keşfetmeye çalışalım. Zünnûn-i Mısrî şöy..
Mürşîd-i Kâmil’in feyzinden istifade edebilme niyetinde olan bir mürîd, aşağıdaki edeplere azami riayet etmeye çalışmalıdır:..