Allah dostlarından Ebû Zekeriyya hasta döşeğinde ölümle pençeleşiyordu. Yakın dostlarından biri kendisine: ``Lâ ilahe illallah, Muhammedü’r-Rasûlullah´´ kelime-i tevhidini telkin etmek istedi. ..
Hz. Hasan'ın sorusu üzerine, Peygamberimiz aleyhisselamın üvey oğlu Hind b. Ebi Hâle, Peygamberimiz aleyhisselamı şöyle anlatır:..
Şecaat; savaş ve şiddet sıralarında cesaret ve yüreklilik göstermek demektir. Necdet de, korku ve dehşet yerlerinde, olağanüstü durumlar karşısında sabır ve sebat göstermek, korkuya düşüp uygunsuz iş yapmamak, demektir. Şecaat ve necdet hasletlerinin her ikisi de, Peygamberimiz aleyhis..
Peygamberimiz aleyhisselam, hayâ hakkında şöyle buyurmuştur:..
Rasûl-i Ekrem (s.a.s), insanların en cömerdi idi...
İbrâhim b. Edhem, Belh ülkesinin saltanat ve debdebeye düşkün olan hükümdarıydı. Onu bu düşkünlükten kurtarıp âhiretini de ihyâ edebilmesi için devrin ârif ve sûfîlerinden zaman zaman kendisine ibretli ikazlar yapılıyordu...
"Şüphesiz Allah ve melekleri, Peygambere salât ederler. Ey iman edenler! Siz de O'na salât edin ve içtenlikle selâm edin." (Ahzâb, 56)..
Yüce Allah, buyurur ki:"Resûlüm! Biz seni âlemlere ancak bir rahmet olarak gönderdik."(Enbiyâ Sûresi, 107)Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) anlatıyor:..
İki müslümanın karşılaştıklarında selamlaşmaları, önemli sünnetlerdendir...
Yahudi iken Müslüman olan Abdullah b. Selam der ki:..
Selam vermenin fazileti malumdur. Ancak selamlaşmanın da sevap yönünden faziletli olanları mevcuttur...
Gavsul Azam (KSA) Hz.leri, Medinei Münevvere’den Bağdadi Darüsselam’a gelirken, yolda hırsızlardan birine rastladı...
Yeryüzünde ilk cenaze namazı, Âdem aleyhisselam için kılınmıştır...
Selam vermek nafile bir ibadet olmakla beraber, verilen selamın alınması gerekmektedir. (Buhâri, Edebü’l-Müfred, s.268.)..
İbn İshak’ın, Ebû Seleme b. Abdurrahman’dan nakline göre; Peygamberimiz aleyhisselam, ilk Cuma namazını kıldırdığı gün, ayakta dikilerek ardı ardına îrâd ettiği hutbelerinde, Allah’a lâyık olduğu veçhile hamd ve sena¬da bulunduktan sonra, şöyle buyurdu:..
İmâm-ı Azam Ebû Hanife (r.a)'ye bir grup inkarcı gelmişti. Bunlar, Allahu Teâlâ'nın varlığını ve âlemlerin yaratıcısı olduğunu inkar ediyorlardı...